Doğum hakkında çok bilinen yanlış

/ Kaynak: İHA
Doğum hakkında çok bilinen yanlış

YAŞAM Haberleri  / İHA

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ebru Füsun Işık, sezeryan doğumdan sonra normal doğum yapılamayacağının yanlış olduğunu belirtiyor.

Sezaryen 20 haftadan bebeğin karın yoluyla rahim duvarına yapılan kesi ile doğurtulması olarak tanımlanıyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ebru Füsun Işık, sezeryan doğumdan sonra normal doğum yapılamayacağının yanlış olduğunu belirtiyor. Günümüzde, önerilen bir yöntem olmamakla birlikte, ileri yaş gebelikleri dolayısıyla sezaryen sayısının belirgin oranda arttığı görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği sezaryen oranı yüzde 15-20 olmakla birlikte, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de sezaryen ile doğum oranı yaklaşık yüzde 40 civarında gerçekleşiyor.Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ebru Füsun Işık, sezaryen doğumda özellikle bebeğin doğumundan sonra rahim kaslarının yeterince kasılamaması nedeniyle uterin atoni adını verilen durumda şiddetli ve yoğun kanama olabildiğini belirtiyor. Dr. Işık, bebeğin doğumu sırasında rahime yapılan kesinin fazla gerilme nedeniyle genişleyebildiğini kaydediyor. nbsp;
Sezaryen sonrası rahim içi döşemenin iltihaplanmasının ortalama yüzde 35-40 sıklığında rastlandığını vurgulayan Işık, şu bilgileri veriyor: "En az sıklıkla planlı ilk sezaryenden sonra, en sık olarak da uzun süre doğum eyleminde kalıp, suyu geldikten sonra doğuma kadar geçen sürenin uzadığı ve doğumun sonunda sezaryen ile gerçekleştiği durumlarda görülüyor. Sezaryen tek doz önleyici antibiyotik uygulanması ile enfeksiyon oranı yüzde 5'e kadar düşürülüyor. Çağımızda modern antibiyotiklerin varlığı sayesinde, doğum sonrasında hayatı tehdit eden pelvik apse, septik şok ve septik pelvik tromboflebit gibi enfeksiyonlara bağlı komplikasyonlara yüzde 2'den daha az rastlanıyor."
Sonta takılmasına bağlı olarak idrar yollarında enfeksiyon görülebildiğine dikkat çeken Işık, şöyle devam ediyor: "Sezaryen sonrası hastaların çoğu sindirim sistemi ile ilgili bir problem yaşamazlar. Ancak anestezi sırasında ve sezaryen sonrası ağrı kontrolü için kullanılan ağrı kesiciler bağırsak fonksiyonlarını etkileyebiliyor. Buna bağlı ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde bulantı ve karında gerginlik olabiliyor. Ancak ender olarak bağırsak fonksiyonlarının düzene girmesi gecikebiliyor. Buna bağlı hastanın kusmaları devam ediyor, gaz çıkartamıyor. Böyle bir durumda tedavisinde de ağızdan sıvı veya katı alımını geçici bir süre durdurmak, bu süre içerisinde damar yolundan serum takviyesi yapmak yeterli oluyor. Gebelik ve loğusalık sürecinde vücutta kanın damar içerisinde pıhtılaşma olasılığı buna bağlı damar tıkanıklığı riski artmaktadır. Tüm doğumların yüzde 0.24'ünde görülen bu risk sezaryen ile doğum sonrasında daha yüksektir. Obezite, hareket kısıtlılığı, ileri anne yaşı ve doğum sayısında artış damar tıkanıklığı riskini artıran diğer etkenler arasında yer olma olasılığını artırmaktadır. Derin ven trombozu tedavi edilmediği taktirde yüzde 15-25 olasılıkla akciğerlere giden damarlara pıhtı atılmasına yol açabilir. Derin ana toplardamar genelde kendini, tek taraflı bacaklarda hassasiyet, kızarıklık ve şişlik ile gösterir. Tanı çoğunlukla doppler ile doğrulanır, bazen daha ileri tetkiklere ihtiyaç duyulabilir." nbsp;
Sezaryen sonrası dikiş yeri enfeksiyonlarının sıklığı hasta grubuna bağlı olarak yüzde 2,5 ila yüzde 16,1 arasında değiştiğini belirten Dr. Işık, "Yara iyileşmesini zorlaştıran başlıca tıbbi etmenler, diyabet, obezite ve beslenme yetersizliğidir. Bunların dışında ameliyat yerinin temizliği, hazırlanması, cerrahi süre, uygulanan teknik gibi birçok etmen yaranın iyileşmesini zorlaştırabiliyor. Dikiş yerinde hassasiyet, ısı artışı, kızarıklık, ödem, akıntı ve hastada ateş gibi belirtiler ile yara yeri enfeksiyonu tanısı koyulur. Hemen akabinde ise antibiyotik tedavisine başlanarak iltihabın yaradan akması sağlanır." şeklinde konuşuyor.
Dr. Işık, sezaryen sonrasının daha konforlu geçirebilmek için yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor: "Sezaryen sonrası hastanın ağrısının etkin bir şekilde kontrol altına alınması hem hastanın konforu, hem bebeğin gereken ilgili ve bakımı sağlaması, hem de erken evrede ayağa kaldırılması açısından önemlidir. Genelde ameliyattan sonra ilk 8 ile 12 saat içinde hastanın yataktan kaldırılması akciğerlerin havalanmasına, damar tıkanıklığının önlenmesine, mesane ve barsak fonksiyonlarının düzene girmesine yardımcı olur. Sezaryen sonrası hastalar ilk gün genelde rahatça dolanır, ikinci gün ise duş alabilirler. Yine işlemden sonra ilk 6 saatten sonra ağızdan önce sıvı sonra katı gıda alımına başlanabilir. Hastanın ağızdan gıda alımına başlandıktan sonra damar yolundan serum verilmesi kesilir. Enfeksiyon riskini en aza indirmek için sezaryen sonrasını tercihen ilk 12 saat içinde sonda çekilir. Sezeryan yerindeki pansuman ameliyattan 24 saat sonra açılır ve başka pansuman gerektirmez."
"SEZERYANDAN SONRA NORMAL DOĞUM YAPILABİLİR" nbsp;
Sezaryen sonrası normal doğum yapılamaz anlayışı yanlış olduğunu belirten Işık, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Eskiden bir kere sezaryen yapıldı mı daima sezaryen yapılacak diye düşünülürdü. Artık bu görüş değişti. Kadında normal doğum yapmasını engelleyecek bir sorun yoksa önceki sezaryen indikasyonu kalıcı değilse sonraki doğumda vaginal doğum denenmelidir."
YAŞAM
Kaynak: İHA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...