Vatandaşın yükünü çeken kahramanlar

Ö. Faruk Bingöl İSTANBUL

Türkiye eve kapandı, ihtiyaçlar internetten isteniyor, işletmeler de online satışlarla ticaretini sürdürüyor. Bu durum bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Tam da bu noktada tıpkı sağlıkçılar, marketçiler, eczacılar, fırıncılar gibi hayatî rol üstlenen bir grup daha var; kargocular... Onlar, ticaretin yükünü neredeyse tamamen üstlenmiş durumdalar. Hâliyle birtakım sıkıntılar yaşıyorlar. Tabii ki işletmelerin kepenk indirdiği bu dönemde alışverişin, dolayısıyla da kazancın devam etmesi çok mühim. Bu konuda da e-ticaret çok büyük bir rol üstlendi. Ancak salgın ile mücadele sürecinde, şüphesiz her şeyin başı sağlık... Kargocular, bugün bütün gönderileri büyük çaba ile zamanında ulaştırmaya çalıştıklarını, buna rağmen hem gördükleri muamele hem de verilen siparişlerin ağırlıklı olarak zaruret harici olmasından şikâyetçi...

GÜNDE 100 ADRES
Büyük bir kargo firmasının, İstanbul Avrupa yakasındaki şubelerinden birinin müdürü şunları anlattı: Biz kuryelerimiz için her türlü tedbiri aldık, onların can güvenliğini sağladık, maske ve koruyucu eldivenlerle hizmet veriyorlar. Vatandaşların talepleri oldukça fazla. Kapıya kadar gitmemizi istiyorlar. Halbuki apartman önü gibi yerlerde teslimat yaparsak, başkaların siparişlerini de zamanında ve rahatlıkla götürebiliriz. Bazıları adreslerinde bulunmuyor. Halbuki zamanla yarışıyoruz, yetişmemiz gereken çok yer var. Toplam siparişlerin çoğunluğu, zaruri olamayan, bekleyebilecek şeyler. Kıyafet ve ayakkabı çok fazla. Çocuklarını evde eğlendirmek için oyuncak isteyenler, aldığı ürünü beğenmeyip iade edenler, evine eşya alanlar... Oldukça fazla. Bu tarz kargoları da ulaştırıyoruz tabii ki. Takdir edersiniz ki dışarı çıkamayanlar mevcut, hayati ihtiyaçlarını sipariş edenler var. Gıda, ilaç, dezenfektan, kolonya, maske gibi... Belki zaruri olmayan çok sayıda gönderi yüzünden, hayati ihtiyaçların zamanında ulaşması aksıyor. Biz acil ihtiyaçlara daha fazla odaklanmak istiyoruz. Bir günde yüzü aşkın adrese gidiyor kuryelerimiz. Vatandaşlarımızdan bu dönemde, daha hayati ihtiyaçlarını öncelikle istemelerini talep ediyoruz. Bizim de ailemiz var, biz de insanız. Kendimizi korumak zorundayız...

BİZE VİRÜSLÜ MUAMELESİ YAPAN VAR
Bir kurye, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Tabii ki kıyafet, ayakkabı alınacak, ticaret devam edecek. Ancak dağıtım yapanlara virüslü gibi davrananlar var. 'Yere bırakın gidin' diyorlar. Paketleri içeri almıyorlar, dışarıda açıp, ambalajı kapı önünde bırakıyorlar. İkinci el eşyalarını satanlar, rengini beğenmediği ürünü değiştirmek için kapıya kurye çağıranlar... Bunlar kabul edilir değil, biz de insanız. Geçinebilmek için sizlerin işini görüyoruz. Medikal malzeme taşısak hastanelere, 'insanlık için bir şey yapıyoruz' deriz. İnsanlar gerçekten bu dönemde, zaruret harici olan alışverişlerini tehir etmeli...

KORKARAK YEMEK İSTİYORUZ
Vatandaş evden çıkmayınca, gıda işletmeleri de 'eve servis'le işlerini sürdürüyor. Bir restoran işletmecisi anlatıyor: İlk günlerde iyi giden 'eve sipariş', virüsün yayılma hızı artınca kesildi. Son günlerde biraz biraz artış başladı. Yemek taşıyan servis elemanları, temassız kart talebiyle karşılaşıyor. Virüs taşıyıcısıymış gibi muamele edenler sebebiyle üzgünler. Kapıyı az aralayıp 'şuraya bırak' diyenler, servis elemanı gittikten sonra siparişini alıyor. Servis elemanlarımız bize, insanların eve gelen her şeyden ürktüğünü söylüyor. Hâlbuki bizler de hayatın içindeyiz, sağlığımız bizim için de önemli, hijyene azami dikkat etmek zorundayız, ediyoruz da...