'Demokrasi bir uzlaşma rejimi'

'Demokrasi bir uzlaşma rejimi'

GÜNDEM Haberleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyon arayışındaki partilere mesaj verdi: Demokrasi bir uzlaşma rejimi.

Bayram namazını Ataşehir Mimar Sinan Camii'nde kılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hükümet kurma çalışmaları ve çözüm sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu:
Ülkemizin birliğine kastedenler, birliğimizi hazmedemeyenler var. Böyle bir atmosfer içinde 7 Haziran seçimleri sonrası sandıktan çıkan netice nedeniyle en fazla oy alan AK Parti genel başkanına hükümeti kurma görevi verdim. İşin temelini sağlam bir zemine oturtarak koalisyon şartlarını zorlayacaklarını ifade ettiler. Şayet koalisyon oluşmuyorsa kapısı çalınacak mercii milli iradedir. En isabetli yol o olacaktır.
İNORGANİK BAĞINIZ ORTADA
Ülkenin doğu ve güneydoğusunda bayram bayram gibi yaşanamayor. Hala bölücü terör örgütü tırlar yakabiliyor, ölüm haberleri geliyor. Bu şartlar altında parlamentoda temsil kabiliyeti bulmuş olan uzantının kalkıp elinden geleni yapması gerekir. Şunu söylüyorlar, 'Bizim organik bağımız yok'. Organik bağın olmayacak tabii ama inorganik bağınız olduğu ortada.
HASSAS OLMAK ZORUNDA
Önümüzdeki süreçte eğer gerek arkasına bu gücü almak suretiyle siyaset yapma durumunda olanlar her şeyden önce bu konuda bir defa çok daha hassas, çok daha dikkatli olmak durumundadır eğer demokrasiye inanıyorlarsa, eğer demokratik parlamenter sistem içerisinde bu işi yürütmek istiyorlarsa. Çünkü Türk milleti bu konuda da hassasiyetini ortaya koymuştur. Bir yere kadar sabreder, nihai kararını buna göre verir.
O ZAMAN KAKOFONİ ÇIKAR
Herkes, kendi değerler silsilesi içerisinde bir siyaset yürütebilir ama bunu ülkenin şartları olarak ortaya süremez. Siz eğer demokrasiyi bir uzlaşma şekli olarak görüyorsanız siz de şartlarınızı söyleyeceksiniz ama karşı taraf da şartlarını söyleyecek ve bu şartların bir bileşkesi ortaya çıkacak. Bu siyasi bileşke üzerinden de adımınızı atacaksınız. Eğer birbirinize şartlarınızı dayatmaya kalkarsanız zaten ortaya o zaman bir senfoni çıkmaz. Bir kakofoni çıkar. Ama biz senfoni arıyoruz. Bunun tadını alalım.
BU İFADEYİ KABUL ETMİYORUM
Ben 'Dolmabahçe Mutabakatı' ifadesini asla kabul etmiyorum. Çünkü o toplantı bir mutabakat toplantısı olamaz. Niye Çünkü ortada bir hükümet vardır, diğer tarafta grubu olan bir siyasi parti vardır. Burada neyin mutabakatını, kimle, ne için sağlıyorsun? Yani eğer ada ile ilgili bir çalışmaysa bu, böyle bir şey asla olmaz. Burada ülkemizin geleceğine yönelik atılacak bir adımın, yapılacak bir mutabakatın yeri parlamentodur.
O FOTOĞRAF KARESİ YANLIŞ
Parlamentoda, diğer siyasi partiler de hükümet de müşterek çalışmasını yapmak suretiyle orada kalkar, 'Türkiye Mutabakatı' gibi böyle bir değerler silsilesini ortaya koyarlar. Bu parlamentodan çok güçlü bir şekilde çıktığı zaman onun bir karşılığı olur, bir değeri olur. Yoksa bölücü terör örgütüne sırtını dayamış olanlarla bir mutabakat asla yapılamaz. Burada yan yana durup, orada bir fotoğraf karesi içerisinde yer almak doğru bir şey değildir.
RUHANİ'DEN ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR TELEFONU
İran'la anlaşma sağlanmasını ikili ilişkiler ve bölge barışı için olumlu bir gelişme olarak gördüğünü belirten Erdoğan'ı önceki akşam arayan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Türkiye'ye teşekkür etti. Ruhani, anlaşmanın İran'ın komşularıyla ve özellikle Türkiye ile olan ilişkilerini olumlu yönde etkiyeceğini kaydetti. Bölgedeki meselelerinin de konuşulduğu görüşmede, Ruhani, "Bölge halkı umudunu Ankara-Tahran işbirliğine bağlamış. İkili işbirliğiyle bölgede kazan-kazana dayalı bir çözüm yolu bulabiliriz." dedi. Öte yandan Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum, Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ve Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Al Sani'yi telefonla arayarak bayramlarını tebrik etti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...