Elma ağacının dibine düşen armutlar

A -
A +
Deyimlere bakılırsa eskiden armutlar dibine düşermiş. Şimdi GDO'lu olduklarından olsa gerek, biraz ötelere, her armut başka bir cins ağacın dibine düşüyor. Ya da bilmiyorum, daha bilimsel(!) bir açıklaması olabilir mi?!.
Bu benzetme ile elbette durumdan bihaber olan zavallı armutları hedef almadım. Deyimlerin kinayesine sırtımı biraz dayayayım dedim. Yoksa armutlar hâlâ yerini yurdunu bilip dibine düşüyor. Peki, bu mecazdan kastımız ne? Geçmişini, tarihini, geleneğini ve konuyla ilgili olarak tüm bunların devamı olan geleceğini yok sayan insanlar...
Bu armudun dibine düşmesi olayı, iki fiil üzerinden yorumlanabilir. Birincisi nereden geliyorsan oraya aitsin, sen başka bir şey ya da başka bir cins/soy olamazsın. İkincisi ise sen önce yakınlarına faydalı olabilirsin. TDK her ne kadar ikincisini baz alsa da halk arasında bu deyimin sıklıkla kullanımı ilk anlam üzerindendir...
Gerçeklerin bizim yok saymamızla yok olmayacağı bahsi bir yana, bunu yok saymanın bize getirecekleri ve bizden götürecekleri arasındaki mukayeseyi iyi yapmamız lazım. Ne kadar inkâr edersen et bir geçmişin ve bununla ilgili bir bağın vardır. Gelenek, tam da bu noktada geçmişten gelen bir birikimdir ve şu ana olan katkıları göz ardı edilemeyecek kadar ciddidir. Gelenekleri atıl ve de tekamül için bir engel görenlerin, meseleleri akıl mizanında tartmadıklarını düşünüyorum.
Bu sorun her alanda, her sektörde, hatta özel hayatlarda da baş göstermiş durumda... Geçmişten gelmiş olanın kötü olduğu algısı kafamıza vurula vurula yerleştirildiğinden, her konuda bize iletilmiş tecrübeler elin tersi ile itilmiş ve de yerine yeni bir şeyler üretme ve koyma çabası(!) ortaya çıkmıştır. Çabası diyorum zira bunun imkânsız olduğunu bilmekle beraber bunun gerçekleşmediğini de görüyorum.
Tecrübenin ve tecrübenin aktarılması ile doğmuş nasihatin de yeni gelen nesiller için bir anlamı yoksa, bu bizim geleneğin içini boşaltma telaşımızın bir sonucu olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bunu arzulayanlar için hayırlı olsun diyelim.
Ben gelenekçi bir insan mıyım? Hayır. Peki, ben yenilikçi bir insan mıyım? Onun da cevabı hayır. Aslında olması gereken ne körü körüne gelenekçi olmak ne de yenilikçilik furyasına kapılarak çok önemli noktaları boş bırakmak. Esas mesele bu ikisinin sentezini gerçekleştirebilmektir. Zira gelenekçiliğin savunduğu birikime ilaveten, yenilikçilerin üzerinde durdukları dinamikleri yerleştirmek bize en doğru kapıyı açacaktır. Böylelikle teknolojik şartlarda yetişmiş armutların yine de dibine düşmeye meyletmesinde bir beis söz konusu olmayacaktır.
Her şey ait olduğu yerde bir bütün olarak güzeldir...
Eczacıdan Not: Armudun bu kadar hakkına girdikten sonra hakkını da teslim etme gereğine istinaden... Esasen içerdiği yoğun lif sayesinde mide-bağırsak dostudur. Ayrıca K ve C vitaminlerince de zengindir. Bu mevsimde buldukça, esirgemeden yiyiniz efendim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.