PİLOT EŞİ ŞEHİT OLDU GÖKLERE SEVDALANDI

A -
A +
GÖKLERİN BAYAN KARTALLARI -2- Hazırlayan: Cemil Yıldız cemil.yildiz@tg.com.tr PİLOT EŞİ ŞEHİT OLDU GÖKLERE SEVDALANDI

Ayşe Ebru Sezginer Türk Hava Yolları'nda görev yapan 13 kadın pilottan biri olan Ayşe Ebru Sezginer, eşi Türk Yıldızları'nın gözde pilotlarından yüzbaşı Akgün Sezginer'i eğitim uçuşu sırasında şehit verdi. Ancak bu büyük acı bile onu uçuş sevdasından vazgeçiremedi. Şehit eşini toprağa verdikten 10 gün sonra göklere havalandı Pilotluk zor zenaat... Kokpite geçebilmek için en az 4 yıl mürekkep yalamak gerekiyor. Hele bir de bayan ve evliysen bu mesleğin zorluklarına göğüs germek gerçekten büyük sabır istiyor. Pilotluk tıpkı tiyatro oyunu gibi. Yolcular kapris yapsa da, moraliniz bozuk olsa da, hatta içiniz kan ağlasa da sürekli güleryüzlü olmak zorundasınız. Tıpkı sahnede komedi oynayan insanları güldürürken, kendi sıkıntılarını perde arkasında bırakan bir oyuncu gibi. Tıpkı, kadın pilotlarımızdan Ayşe Ebru Sezginer'in yaşadıkları gibi... EŞİ TOPRAĞA O GÖKLERE Ayşe Ebru Sezginer, Türk Hava Yolları'nda görev yapan 13 kadın pilottan biri. Boeing 737 tipi uçaklarda "first officer" yani ikinci pilot olarak uçuyor. Türk Hava Kuvvetleri'nden 2006 yılının Şubat ayında emekli olan Ayşe Ebru Sezginer, Türk Yıldızları'nın gözde pilotlarından yüzbaşı Akgün Sezginer ile evleniyor. Meslektaş karı-koca dokuz yıllık evliliklerinde 5 yaşında bir erkek çocuk sahibi oluyor. Hayat akıp giderken, Akgün Sezginer, aynı yılın Temmuz ayında bir eğitim uçuşu sırasında kumanda arızası nedeniyle Konya'da düşen F-5 uçağında şehit oluyor. Ancak bu büyük acı bile Ayşe Ebru Sezginer'i uçuş sevdasından vazgeçirmiyor. O artık göklere sevdalı bir Türk kadını olarak hayata tutunmayı yeğliyor. Ayşe Ebru hanım şehit eşini toprağa verdikten 10 gün sonra , özel bir havayolu şirketinde pilot olarak göreve başlıyor. HAYAT DEVAM EDİYOR Geçmişini anlatırken bazen gururlanan bazen de duygulanan Ayşe Ebru Sezginer, acılarını yüreğine gömüp, hayatını her şeye rağmen yaşamaya değer olduğunu dile getirilyor: "Asker kökenliyim. Pilotluğa adım atarken şehit olabileceğimi biliyordum. Hava Kuvvetleri'nde filomuzdan biri şehit olduğunda bile uçuşu durdurmaz, bir an önce uçuşa başlarız. Kemik kırıldığında bile sıcağı sıcağına sarmak gerekir. Duygular insanın içine tam oturmadan müdahale edebilmek için böyle bir gelenek oluşturmuşlar. O dönemde Atlas Jet'te görev yapıyordum. Hava Kuvvetleri'nden gelen pilotlar beni yeniden uçmam konusunda cesaretlendirdi. Sekiz yaşında bir oğlum var ve onun geleceğini kurmak için çalışmak zorundayım." Sezginer, pilot oluş serüvenini ise "Hava Harp Okulu'na girmem tesadüf oldu. ÖSS sınavına Balıkesir, Burhaniye'de girmiştim. Belli bir puanı aşınca evime Hava Harp Okulu'ndan bir broşür geldi. Çok güzeldi. 'Gidip bir göreyim' dedim. İstanbul'da okulun kapısından girdiğimde sınavlara girmeye karar vermiştim. Seçim aşamalarını geçtikten sonra Yalova'da öğrenci seçme uçuşlarına gittim. Hayatımın gelişiminde şans faktörünün etkisine inanıyorum. 400 kadın adaydık ve sonra kendimi yemin ederken buldum." sözleriyle aktarıyor. Sezginer: Gönül işi Hava Harp Okulu imtihanlarını 1992'de kazanan, 1996'da pilot teğmen olarak mezun olan Sezginer, Çiğli Uçuş Okulu'nda T-37 ve T-38 uçaklarında 250 saat uçtu, 11 yıl F-5 savaş uçağı kullandı. Konya 3. Ana Jet Üssü'nde F-5 uçaklarında Harp Hazırlığına Geçiş Eğitimi alan Sezginer, 133. Filo'da 8 yıl "kol uçuşu" yaptı Sezginer hayatının en büyük mutluluklarından birini "pilotluk mesleğini seçmiş olmak" diye açıklıyor. Sezginer, "Mesleki tatmin için, mesleğin kişinin yaradılışına ve yeteneklerine uygun olması gerekir. Bu iş gönülden yapılmalıdır. Bu mesleği ancak 'kendimi mesleğime adıyorum' diyebilecekler yapabilir. Ve ben iyi ki pilot olmuşum" diyor. PİLOT EŞİ ŞEHİT OLDU GÖKLERE SEVDALANDI

Tülay Akköprü Gündüz AZMETTİ GÖKLERE ÇIKTI Almanya'da doğup büyüyen Tülay Akköprü Gündüz, Hannover Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Uçuş tutkusuyla, üniversite eğitimini sürdürürken yarı zamanlı olarak çalıştığı Hannover Havaalanı'nda tanışmış. Üniversiteyi bitirdikten sonra kısa ortaokul öğretmenliği yapsa da yer hostesliği yaparken arkadaşlarından dinlediği uçuş hikayelerini hiç unutamamış. Aslında gerçek arzusunun, uçmak olduğunu anlayınca bu işin okuluna başvurmuş. Eğitimini başarıyla tamamlayan Gündüz, şimdi İz Air'de yardımcı pilot. Gündüz yerden göklere yükseliş hikayesini bakın nasıl anlatıyor: "Hannover Havalimanı'nda Amerikan Yer Hizmetleri'nde çalışırken bazı mesai arkadaşlarım, özel pilot lisanslarını yenilemek için yılda birkaç kez ABD'ye giderlerdi. Onların uçuş anılarını dinlerken içimde uçma arzusu doğdu. Bu mesleği uçmaya aşık olduğum ve zor olanı tercih ettiğim için seçtim. Mesleğim endişelerimin aksine, evliliğimi de olumlu etkiledi." EŞİM EN BAŞTAN BİLİYORDU "Eşim evlenmeden önce mesleğimi, çalışma tempomu, çalışma saatlerimin çok farklılık gösterdiğini biliyordu. İkimiz de böyle bir hayata hazırlıklı olduğumuzdan evlendikten sonra sorun yaşamadık. Eşim havacılık sektöründe değil. Birimizin ayağı yere bastığı için mesleğim aile yaşantımızı olumsuz etkilemiyor. Tam tersine, monotonluğu önlüyor. Hayatımızın hiçbir günü bir önceki gibi değil. Bu faktör de birtakım güzellikleri beraberinde getiriyor." Peki ya yolcular kadın pilotlara nasıl tepki gösteriyor? Akgündüz'e göre, yolcuların tepkileri son derece olumlu. "Özellikle kadın yolculardan çok olumlu tepkiler alıyoruz" diyor ve ekliyor: "Kabin amiri ile kokpite teşekkür mesajı gönderen yolcularımız da var, bizleri 'Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin aynası' olarak tarif edenler de... İnsanları birbirlerine ulaştırıp kavuşturuyoruz. Bu duyguyu hissetmek muhteşem bir şey. Ayrıca günümüzde zamanın çok değerli olduğunu düşünürsek, uçmayı tercih eden kişilere çok önemli bir hizmet sunuluyor, zaman tasarrufu sağlanıyor." PİLOT EŞİ ŞEHİT OLDU GÖKLERE SEVDALANDI

Kader Uzan Apak EŞEKTEN İNİP ATA BİNDİ... Bazı iş kollarında pozisyon gereği çalışanlar bir üst görevden daha aşağı mevkilere geçebiliyor. "Zaten ekonomik kriz var, işten kovulmaktansa böylesi de yeter" diye sineye çekenler çoğunlukta. Bu, attan inip eşeğe binmeye benzese de... Ancak pilotluk mesleğinde, çok yüz kızartıcı bir suç işlemedikçe mevkisini kaybetmek bir yana sürekli yükselme imkanınız var. Yani ilk örneğin tam aksine, eşekten inip ata binmeniz size daha yakın bir ihtimal. İşte böylesine şanslı bir o kadar da başarılı bir bayan pilotun ilginç hayat öyküsü. HELİKOPTERDEN UÇAĞA TERFİ Kader Uzan Apak, Atlasjet Havayolları'nın üç kadın pilotundan biri. Atlasjet'te "first officer" yani "ikinci pilot" olarak görev yapıyor. 32 yaşındaki Apak, asker kökenli kadın pilotlarımızdan biri. Apak'ın pilotluk merakı, Hava Harp Okulu öğrencilerinin kıyafetlerine duyduğu hayranlıkla başlamış. O günleri, "Askerliğe merakım vardı. Hava Harp Okulu öğrencilerini güzel kıyafetler içinde gördükten sonra askerliği ve özellikle de pilotluğu seçtim" diye hatırlıyor. Mesleğini genç bayanlara da tavsiye eden Apak, "Bu seçimimden de hiç pişmanlık duymadım. Kokpitte kadın erkek ayırımı yoktur. Bu meslek insanı motive eder. Sürekli olarak kendinizi geliştirmeniz gerekir. Pilot olabilmek önemli bir keyif ve şanstır. Herkesin bu şansa sahip olabilmesini isterim." diyor. Hava Harp Okulu'na 1994'te giren Apak, 1998'de teğmen rütbesiyle mezun olmuş. Helikopter pilotluğu yapan Apak, 2006 yılında da Hava Kuvvetleri'nden emekliye ayrılmış. Okul yıllarında yer aldığı atış takımında dereceleri bulunan Apak, 2 yıl uçuş eğitimi aldıktan sonra sivil uçaklarda uçmaya hak kazanmış. Atlasjet'te göreve başlayan Apak, sivil uçaklarda bin 600 uçuş saatine sahip. Daha önce CRJ 900 tipi uçaklarda da uçan Apak, bugün Airbus 320-321'lerde görev alıyor. MESLEĞİMİZ YÖNLENDİRDİ Eşi Hava Kuvvetleri'nde F-16 öğretmen pilotu olan Apak, mesleklerinin hayatlarını etkilemediğini, tüm yaşantılarını belirlediğini söylüyor: "Bazen çok erken, bazen gecenin geç saatinde uçuyoruz. Uykumuza dikkat ederiz. Görevimiz büyük bir dikkat ve özveri gerektiriyor biz de görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz." Apak, işinden arta kalan vakitlerini evde geçirmeyi sevdiğini belirtiyor. "Uçuşlarımız sırasında soğukkanlı ve profesyonel davranmak zorundayız. Tüm kişisel problemlerimizi, özel hayatımızı kokpitin dışında bırakmaya özen gösteririz. Evimde de mesleğimden sıyrılırım" diyen Apak, evde en çok mutfakta vakit geçirmeyi sevdiğini söylüyor: "Uçmadığım zamanlarda evimde vakit geçirmeyi seviyorum. Mutfağa meraklıyım. Aşçılığım da iyidir. Fırsat buldukça güzel yemekler yaparım." Gerektirdiği tüm özveriye rağmen mesleğini aşkla, şevkle sürdürdüğünü vurgulayan Apak, sağlığı elverdiği müddetçe uçmak istediğini belirtiyor: "Aileler bizleri kızlarına örnek gösteriyorlar. Pilotluk çok güzel bir meslek. Ben de çocuklarımın pilot olmasını isterim." >> YARIN: PARAYI YÖNETİRKEN PİLOTLUĞU SEÇTİLER
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.