ABD, kimyasal terör ve Suriye

A -
A +

Türkiye'nin "çözüm süreci"ne odaklandığı bugünlerde bölgede ilginç gelişmeler oluyor. Örneğin, Suriye iç savaşı iyice gündemden düştü. Herkes böyle bir sorun yokmuş gibi davranıyor. Oysa milyonların trajedisi gittikçe kalıcılaşıyor. Öte yandan konu ile ilgisiz gibi görünse de, ABD'nin Boston şehrinde vuku bulan terör saldırısı bu ülkenin eskimeye yüz tutan korkularını iyice açığa çıkardı. 

ABD Genelkurmay Başkanı kısa süre önce yaptığı bir açıklamada mealen şunları söyledi. "Muhalif cephede işler altı ay öncesine göre daha karışık. Çatışmalar ise çıkmaza giriyor. Taraflar birbirlerine karşı üstünlük sağlayamaz pozisyondalar..." Bu kötümser tabloya, uluslararası aktörlerin umursamazlığı da eklenince insanlık trajedisinin daha uzun süre devam edeceğini söylemek abartılı olmayacak. 
Obama Suriye sorununa daha fazla müdahil olmak istemediğini açıkça belli etse de, ABD Dışişleri bakanı Kerry yeni bir Orta Doğu turunu sürdürüyor. Öte yandan ABD ordusu sembolik de olsa, Ürdün merkezli bazı askerî hazırlıklar yapıyor. Bu bağlamda önümüzdeki ay iki yüz kişilik ABD birliği "konakçı heyeti" olarak Ürdün'e gidecek. Bu öncü, ardından gelebilecek yirmi bin kişilik asıl grup için hazırlık yapacak. Açıklamalara göre amaç; Esad rejimi sürpriz biçimde düşecek olursa ortaya çıkacak kaosa engel olmak ve kısa sürede "yeni yönetimi inşa etmek." Ancak gerçek nedenin bu olmadığını biliyoruz. Amaç halkı korumak değil, kimyasal silahların radikal/terörist grupların eline geçmesini önlemek.
Suriye'nin Kimyasal silahları sadece ABD'nin değil diğer Batılı ülkelerin ve İsrail'in de korkularını tetikliyor. Bu korkuyu arttıran sadece kimyasalların varlığı değil, bunu kullanabileceğinden korkulan ABD'nin terör örgütleri listesine aldığı ve El Kaide bağlantılı olduğu açıklanan El Nusra Cephesi. Bu, örgüt ve kimyasal silah kombinasyonu her ne kadar bizi pek korkutmasa da batılı ülkeler ve İsrail için gerçek bir kâbus gibi görünüyor.
ABD'de 11 Eylül terör saldırısının yol açtığı korkuları bugün de görmek mümkün. Nitekim, Boston saldırısı ABD kamuoyuna "terörizmi" tekrar hatırlattı. Bu çerçevede, Irak ve Afganistan savaşlarının etkisi altında olan ABD'li seçmenler ve politikacılara Suriye müdahalesi pek cazip fikir gibi görünmese de ülke ciddi bir ikilemle karşı karşıya. Ya evlerinde oturup, bir gün "Kimyasal silahların" kendi kapılarına gelmesini bekleyecekler, ya da iş işten geçmeden bunları kontrol altına almak amacıyla Suriye'deki askerî depoların kapısına dayanacaklar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.