Suriye'de "asimetrik savaş içinde asimetrik savaş".

A -
A +

Son aylarda Türkiye Suriye sınırından şiddetli çatışma haberleri geliyor. Mermiler Türkiye tarafında da insanları yaralıyor veya öldürüyor. Siyaseten ve hukuken birisini sorumlu tutmak isteseniz muhatap bulamazsınız. Çünkü Esad'ın ordusu uzun zaman önce bölgeyi terk etti. Şam yönetiminin fiili hükümranlığı yok. Ancak, devlet dışı aktörler/silahlı gruplar "fiili hükümranlık" için çatışmaya devam ediyor.

Savaşan grupların siyasi hedefleri kadar motivasyonları da farklı. Kimi gruplar mezhepsel, kimi etnik, kimi ise sadece savaştan en az zararla ya da kârlı çıkmak için savaşıyor. Örneğin, PKK'nın Suriye kolu PYD etnik motivasyonla hareket ederken, El Nusra gibi bazı örgütler Esad'a karşı cihat yaptıklarına inanıyorlar. Arap aşiretlerinin çoğu ise değişen düzenden en az zararla çıkmak ya da güçlerini korumak için en iyi tercihi yapmaya çalışıyorlar. Grupların tersine bireysel tercihlerin ardındaki temel motivasyon ise sadece hayatta kalabilmek. Sahada bunun tek yolu silahlı gruplardan birisine ilhak etmekten geçiyor.
Suriye'deki çatışmaların teorideki karşılığı, "asimetrik savaş içinde asimetrik savaştır." Asimetrik savaş, bir devletin düzenli ordusu ile devlet olmayan düzensiz silahlı gruplar arasındaki savaştır. Resmi Suriye Ordusu ile Muhalif Silahlı Örgütler arasındaki savaş gibi. Böyle bir savaş sürerken, bir yandan da farklı hedefleri olan silahlı gruplar birbiri ile savaşıyorsa -ki Suriye'de olan da tam budur- buna da "asimetrik savaş içinde asimetrik savaş" deniyor. Bu savaş türü, savaşı yürüten aktörlerin parçalanmış olması, net ve açıkça tarif edilmiş siyasi, askeri ve coğrafi hedeflerin olmaması nedeniyle uzun yıllar sürer. İçinden çıkılması zor bir durumdur.
Soğuk Savaşın bittiği 1990 sonrasında devletlerin birbirleri ile savaşları tarihte hiç görülmediği kadar azaldı. Bu sayı beşi geçmez. Ancak asimetrik savaş, ya da asimetrik savaş içinde asimetrik savaşların sayısı tarihte hiç olmadığı kadar arttı.
Konunun uzmanları savaşların değişen bu karakterini anlamaya, onunla nasıl baş edilebileceğinin yollarını bulmaya çalışıyor. Ne ordular, ne istihbarat örgütleri ne de siyasiler buna hazır değiller. Oysa sorunun üstesinden gelmek farklı zihin yapısı, kurumların değişimini, yeni yasalar, üretici stratejiler ve taktikler gerektiriyor. Fiziki sınırların hiçbir anlamının kalmadığı günümüz dünyasında yanı başınızda "asimetrik savaş içinde asimetrik savaş" cereyan ediyorsa konuyu anlamak ve bir şeyler yapmak için elinizi çabuk tutmanız gerekiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.