Bir futbolcu düşünün; Uşaklı gurbetçi baba ve Makedon annenin oğlu olarak Danimarka'da dünyaya gelmiş, sevdiği oyuna henüz 4 yaşında doğduğu topraklarda başlamış.
17'sinde profesyonel olmuş, 18'inde Alman devine imza atmış.
Türk vatandaşlığına geçtikten sonra sadece bir ayda Ümit Milli, 4 ayda A Milli Takım'a seçilmiş.
Avrupa kulüplerinin radarına girmiş, Süper Lig devlerinden Galatasaray ve Fenerbahçe'de forma giymiş.
Alt alta yazması bile vakit alıyor. Başarı basamaklarının ikişer üçer çıkıldığı bu ilham veren hikayenin kahramanı Emre Mor. Kısa sürede ses getiren kariyerinden mütevellit büyük işler beklenen 1,69'luk bir genç.
Benzemez iki uç arasındaki derin farkı tanıklarından dinlemekte fayda var. Türk futbolunun milli takım düzeyinde en büyük başarısını kazanan kadrodaki efsaneler, yüz ifadelerine yansıyacak derecede şaşkınlık içinde anlatıyor.
Ne diyor Nihat Kahveci?
Ne diyor Tuncay Şanlı?
Malum milli maç haftasındayız. Epeyi oldu Emre Mor aday kadroda değil. Övgüler dizilen sol ayağı da uzun zamandır konuşulmuyor. Sanki saman alevi gibi bir parlayıp söndü. Günün sonunda 'bal yapmayan arı' misali hafızalarda yer edemeden zirveden indi.
İlk olarak 2015'te sahneye çıktığı Nordsjaelland'den yaklaşık 10 milyon euroya Borussia Dortmund, oradan 13 milyon euroya Celta Vigo, Galatasaray, Olympiakos, Fatih Karagümrük, Fenerbahçe ve Eyüpspor derken ülke ülke, takım takım gezen bir seyyah.
Meselenin 'nereden nereye' başlığı atılabilecek çarpıcı bir detayını da vurgulamak gerek. Emre'nin Dortmund'a imza attığı dönemde Bundesliga ekibine transfer olan Ousmane Dembele'nin, geçtiğimiz sezon PSG formasıyla sergilediği performansla Ballon d'Or kazandı. Bu ödül, aynı yaştaki iki eski takım arkadaşının yollarının ne denli farklı yerlere evrildiğini anlama bakımından önemli.
Son resmi maçını 5 ay önce yapan Emre Mor, Eyüp'te geçirdiği kiralık dönemin ardından sözleşmesinin son yılına girdiği Fenerbahçe'ye dönüş yapsa da kadroda düşünülmeyen bir oyuncu artık. Transfer döneminde kulüp bulamayınca 'mecburi' takımda kalan, yetmezmiş gibi TFF'ye bildirilen 28 kişilik kadroya dahi yazılmayan bir kayıp değer.
Her hikaye mutlu sonla bitmiyor. Bir dönem adından bolca söz ettirip gündemden düşmezken, kadro dışına varacak kadar gelinen nokta düşündürücü.
Ezcümle bir dönemin yıldız adayı şimdilerde geçmişini arıyor. Galiba Emre'yi en iyi özetleyen değerlendirmeyi de Karagümrük günlerinden eski hocası yapıyor.
Ne diyor Volkan Demirel?