Babacan mı, heba can mı?

A -
A +
 
 
Siyasi nezaketsizlik diz boyu.
Saygı, sevgi, hürmet kalmadı.
Büyük-küçük ayrımı yok.
Hakaret, küçümseme sıradanlaştı.
Utanma, çekinme askıya alındı.
Gizli-saklı ayrımı kalktı.
Ağzı olan konuşuyor...
Mahremiyet duygusu kayboldu.
Her şey ulu orta dökülüyor.
Öz güvenleri tavan yapmış.
Kendilerini Kaf Dağında sanıyorlar.
             ***
Siyasetin temel kuralı dava arkadaşlığıdır.
"Kol kırılır yen içinde kalır."
Yollar ayrılsa da ihanet olmaz.
Kurt siyasetçiler çok ketumdu.
Şimdiki yeni yetmelerde, kader birliği yok.
Sanki eski lider düşman.
Aralarındaki özel konuşmaları deşifre ediyorlar.
Eee bunun adı ne?
Dürüst siyaset mi, şeffaf siyaset mi, aleni siyaset mi?..
Hayır, çirkin siyaset, üslupsuz siyaset, kötü siyaset!..
             ***
Çok uzaklara gitmeden, işte size birkaç örnek.
Hem de DEVA Genel Başkanı Ali Babacan’dan:
2018 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmıştı.
Millî irade kararını verdi.
Erdoğan, yüzde 52,5 gibi rekor oyla kazandı.
Çankaya’da koltuğa oturdu.
Peki Babacan ne yaptı?
Önce, Erdoğan’ın seçilmesi için imza verdi.
Sonra gitti, muhalefetle Gül’ün pazarlığını yaptı.
Yani ikili oynadı, çekinmeden de bunu ifşa etti.
Geçenlerde de bir TV kanalında açıkladı.
Bakanken, TL’den 6 sıfırı atma olayını anlattı.
Düzenlemeyi Erdoğan da basından öğrenmiş.
Kendisini telefonla arayıp, "Bu ne?" diye sormuş.
Yürütmenin başı, tabii ki soracak?
Kamuoyuna hesap veren o, sen değilsin ki…
Toplantıdan önce bilgi verseydin, ne kaybederdin?
Siyasi nezaket de bunu gerektirmez miydi?
İkiniz arasında geçen bir diyalog.
Bunu yıllar sonra açıklayınca eline ne geçti?
Halk "Helal olsun sana" mı diyecek?
Sandıkta oy patlamasına mı yol açacaktın?
Bu riyakârlıktan da öte bir şey değil mi?
Bir örnek daha;
Babacan’ın, Erdoğan’a Twitter'dan da bir çağrısı var:
“Enflasyonu düşürmek için kabiliyetini göster!”
Yarım asırlık siyasetçiye söylenecek söz mü bu?
Yorum yapmaya gerek var mı?
‘Pes doğrusu’ demekten başka!
Babacan en son Trabzon mitinginde astı-kesti.
Teferruatına girmeyelim, burada keselim...
             ***
Özetin özeti:
Seviyeli siyasette(!) geldiğimiz nokta bu…
Daha seçimlere 8 ay var ama…
Bir oy uğruna daha nelere şahit olacağız?
Daha neler göreceğiz?
Tabii ki Allah ömür verirse…
 
 
Türkiye güzellemesi
 
Gazi Meclis'in 100. yılını geride bıraktık.
Cumhuriyetimizin 100. yılına giriyoruz.
Coşkuyla, sevinçle gururla kutlayacağız.
‘Türkiye’nin yeni yüzyılı’ temasıyla…
Müjdeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi.
Meclis’in yeni yasama yılı açılışında:
2023’te milletimizin huzuruna yeni bir sözle çıkıyoruz.
Bu söz, Türkiye Yüzyılı inşa etme sözüdür.
Milletimizin asırlık hayallerini hayata dönüştüreceğiz.
Yasama ve yürütme hep birlikte gerçekleştireceğiz.
Türkiye Yüzyılının ilk seçimini; ülkemizin bu vizyonu, Milletimizin bu özlemi doğrultusunda sonuçlandıracağız.
 
Cumhuriyetimizin 1. yüzyılının son 20 yılı dikkat çekici.
AK Parti eser ve hizmetleriyle damga vurdu.
Cumhurbaşkanımızın deyişiyle:
Ülkemize yeni eserler, yeni hizmetler yolda.
Doğrusu, muhalefetin tavrını da merak ediyoruz.
Cumhuriyetimizin 2. yüzyılı için ne düşünüyorlar?
Ola ki iktidara gelseler ne yapacaklar?
“Kimsesizlerin kimsesi” Cumhuriyeti nasıl kutlayacaklar?
Türkiye’nin geleceğini nasıl şekillendirecekler?
Cahit Sıtkı Tarancı yıllar önce yazmış.
Özlediği, geleceğin Türkiye’sini…
“Memleket İsterim” şiirinde.
Emin adımlarla, doludizgin koşuyoruz
Az kaldı bu Türkiye’ye:
 
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
 
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
 
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
 
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun...
Babacan mı, heba can mı?
 
İki baş ucu eseri
 
İlk kez 1960 yılında tanıştık darbelerle.
En son darbe girişimini de 2016 yılında püskürttük.
Demokrasi âşığı halkın meydanlara inmesiyle.
Bu ikisi arasındakiler de sayısız.
Bu vesile ile söz etmek isterim.
Gazi Meclis şanına yakışır bir hizmete imza attı.
Darbelerin çirkin yüzünü ortaya koyan iki eserle.
İlki; Demokrasiye Kara Leke 12 Eylül 1980 Darbesi.
İkincisi de Millî İrade ve Demokrasiye İlk Darbe.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a sonsuz teşekkürler.
İki karanlık girişime ışık tuttuğu için:
Hamit Emrah Beriş Hocamızın da ellerine sağlık.
İbret alınacak eserleri özellikle gençlerimiz okumalı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.