BASİRET REKABET KIYAMET

Kemal Kılıçdaroğlu, “açıktan” aday,

 

Meral Akşener “örtülü” aday,

 

Temel Karamollaoğlu, “isteksiz” aday,

 

Ahmet Davutoğlu “gönüllü” aday,

 

Ali Babacan, “ihtiyatlı” aday,

 

Ekrem İmamoğlu, “hayalini kuran” aday,

 

Mansur Yavaş, “sessiz ve derin” aday,

 

Faik Öztrak, “emanetçi” aday…

 

Sadece bunlar mı?

 

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün,

 

Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in,

 

Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın,

 

İlber Ortaylı Hocanın adı geçiyor…

 

Son anda sürpriz isim de çıkabilir…

 

Liste uzadıkça uzayacak gibi.

 

Sözün özü;

 

Aday enflasyonu tavan yaptı.

 

6’lı Masa aşureye döndü!

 

Sorumluluk altında ezilmemek için…

 

Tek yol var:

 

Genel başkanlara tavsiyemiz:

 

Adayların isimleri torbaya yazılıp atılsın.

 

Noter huzurunda kura çekilsin.

 

Zurnada peşrev aranmaz misali…

 

Kim çıkarsa bahtımıza deyin.

 

Tereyağından kıl çekercesine…

 

Bu iş kökten çözülsün.

 

Adaylar da siz de stresten kurtulun. 

 

Demokrasiye içten bağlısınız,

 

Haktan, adaletten yanasınız ya…

 

Böylece:

 

Herkese eşit hak tanımış olursunuz?!.

 

Rekabet biter, basiretsizlik sona erer.

 

Aday belli olduktan sonra,

 

Babacan liste çalışmasına son verir.

 

Müjdeyi vermek için bacadan duman tüttürür.

 

Akşener’in, “Tek adayla gitmeliyiz” tezi gerçekleşir.

 

Masada kaldığı için kimse “kurban” kesmez!

 

Kılıçdaroğlu’nun beklediği olmaz.

 

‘Allah muhafaza’, kıyametin kopması önlenir.

 

Türk siyasetinde bir ilke imza atılır.

 

Ve 6’lı Masa tarihe geçer.

 

Nil Burak’ın şarkıda dediği gibi.

 

Olmaz olmaz demeyin…

 

Ya olursa...

 

Seçim müziğiniz için de önerim var.

 

Asu Maralman’dan olsun.

 

Sözleri tornistan ettiniz mi iş tamamdır:

 

Kim demiş ki olmaz diye
Yeter ki sen candan iste
Bir ışık var gözlerimde
Ötesini hiç düşünme

 

Olur olur, bal gibi olur
Kalplerimiz yolları bulur
Olur olur, bal gibi olur
Akan sular sular da durur

 

Bir düşün sen düşün yine
Neler olmaz bu âlemde
Bin dereden su getirme
Yanıma gel gel gizlice

 

 

 

 

 

ZAFERİN YOLU ERDEMDEN GEÇER

 

 

 

Geçen haftaki konumuz MHP’ydi

 

Seçim çalışmalarını anlatmıştık.

 

Bugün de AK Parti’den bahsedeceğiz.

 

AK Parti:

 

Ekonomik sıkıntılara rağmen,

 

Sandıktan çok umutlu.

 

Millî iradeye güveniyor.

 

Parti kurmaylarına göre:

 

Seçmen sağduyu sahibi.

 

Halk olan bitenin farkında.

 

20 yıldır yapılanları görüyor.

 

Muhalefet gelecek vadetmiyor.

 

Teveccühün adresi Cumhur İttifakı.

 

Anketlerle ilgili AK Parti’nin bakışı ise:

 

Malum çevreler(!) manipülasyon yapıyor.

 

Oyumuz bilerek çarpıtılıyor.

 

Yüzde 30’ların altına hiç düşmedik.

 

Son aylarda yükselişimiz sürüyor.

 

Yüzde 47-49’lara çıkabiliriz.

 

32’lerden yüzde 42’lere kadar geldik.

 

Cumhurbaşkanımız yüzde 50’lerde.

 

Yüzde 54’lere ulaşabiliriz.

 

Her seçimde oylar 6 ay kala tırmanışa geçer.

 

Biz de rekor oy bekliyoruz.

 

CHP’de ise şişirilenin aksine düşüş var.

 

Her gün seçim yapılacak gibi sahadayız.

 

2 milyona yakın sandık görevlimiz var.

 

3 milyona kadar da çıkabilir.

 

Birlik, beraberlik içinde.

 

Her türlü ayrımcılığa karşı,

 

Kırmadan, dökmeden,

 

Ötekileştirmeden uzak,

 

Türkiye Yüzyılı için çalışıyoruz.

 

 

 

 

 

BİR İKİ ÜÇ TIP

 

 

 

Üç harfliler denince akla cinler gelirdi

 

Daha sonra zincir marketlerin adı oldu.

 

SP Genel Başkanı Karamollaoğlu…

 

İkincisinden esinlenmiş olacak ki:

 

Cumhur İttifakı’nı hedef aldı:

 

“Evet, bu ülkenin üç harfliler sorunu vardır.

 

O üç harfliler AKP’dir, MHP’dir, RTE’dir.”

 

İsterseniz şimdi;

 

SP’nin kısa geçmişine bir göz atalım

 

Millî Görüş’ün ilk partisi MNP.

 

Açılımı Millî Nizam Partisiydi.

 

1970 yılında faaliyete geçti.

 

Ömrü uzun sürmedi.

 

Anayasa Mahkemesi kapattı.

 

1972 yılında MSP devreye girdi.

 

Millî Selamet Partisi hükûmet ortağı oldu.

 

1980 darbesi sonrası Refah Partisi,

 

Daha sonra da SP oldu.

 

Bunların mimarı kimdi?

 

Tabii ki Necmettin Erbakan.

 

Türk siyasi tarihine adını yazdıran:

 

Bilim adamı, dürüst siyasetçi ve devlet adamıydı.

 

Bu çerçevede soru şu:

 

Adı geçen partiler üç harfli değil miydi?

 

6’lı masanın en büyük ortağı CHP…

 

Üç harfli değil mi?

 

Sayın Karamollaoğlu;

 

Merhum Erbakan’ın kemikleri sızlamaz mı?

 

Oğlu Fatih Erbakan üzülmez mi?

 

Onun partisi de üç harfli:

 

Yeniden Refah Partisi…

 

Önümüzdeki seçimde,

 

Cumhur İttifakı seçimi kazanırsa…

 

O hâlde;

 

“6’lı Masayı cin çarptı” mı denilecek?!.

 

 

 

 

 

AZ EL AŞ KOTARIR, ÇOK EL İŞ

 

 

 

Sosyal hayatımızın iki sorunu…

 

Ülkemizin gündeminden düşmüyor.

 

Hiçbir zaman da düşmeyecek.

 

Şiddete uğrayan kadınlara konukevi,

 

Sokak hayvanlarına barınak…

 

Yasal düzenlemelerle görev verildi.

 

Ama yerel yönetimler oralı değil.

 

Muhalefet olsun, iktidar olsun:

 

Bu iki konuya mesafeliler.

 

Acaba neden?..

 

Her şeye para bulan,

 

Ünlü sanatçılara kesenin ağzını açan,

 

Kendi görevi olmayan işlere el atan…

 

Belediyeler şimdi yer ve kaynak mı bulamıyorlar.

 

Bu kadar yoğun işleri arasında,

 

Böyle basit(!) meselelerle bulaşmak mı istemiyorlar.

 

Vurdumduymazlıkları tavan mı yaptı?!

 

Toplumsal meselelere duyarsızlar mı?

 

Anlamak mümkün değil…