Artık geleceğe bakın!

A -
A +

Uzun bekleyiş bitti ve nihayet sonuçlar açıklandı. Bir ÖSS serüveni daha son bulmuş oldu. Kimimiz için sevinçle noktalanan bu süreç bir kısmımızı üzdü. Tercih yapan 830 bin 245 adaydan 356 bin 833'ü bir programa yerleştirildi, 34 bin 869 kontenjan boş kaldı. Tercih hakkına sahip; düz lise mezunlarının yüzde 48.6'sı, meslek lisesi mezunu olup sınava girenlerin yüzde 57.6'sı ve meslek liselerinden sınavsız geçiş yapabileceklerin yüzde 45.2'si tercihlerini gönderdi. Bu rakamlar genelde yüzde 49.3'e tekabül ediyor. Tercih yapan lise birincisi 6 bin 530 adaydan 2 bin 131'i açıkta kaldı. Diploma her şey demek mi? Sonuç ve sayılar ortada; ümitsizliğe kapılmaya hiç gerek yok. Bu yıl da her yıl olduğu gibi adayların büyük çoğunluğu maalesef bir programa yerleşemedi. Sınavda eskiler daha başarılı; o yüzden, hemen ben yapamıyorum, asla kazanamayacağım endişesine düşmeyin. Siz yeter ki doğru ve sistemli çalışın. Er ya da geç, başarı muhakkak gelecektir. Burada velilere de çok büyük özveri düşüyor. Evlâtlarınızın şevkini asla kırmayın, onlara daima destek olun. Asla "neresi olursa okusun" deyip, çocuğunuzu bir yıl daha fedâkarlık yapmamak için istemediği yerlere gönderip onu mutsuz edecek mesleklere yönelmesine vesile olmayın. İstediği şansı O'na verin. Ayrıca kontenjan açığından bahsettik üniversitelerimizdeki 34 bin 869 adet boş kontenjan o kadar adaya yeni umut demek. Bu gerçekten küçümsenmeyecek bir sayı. Geçen haftaki yazımızda meslek edindirme kursları ve kişisel gelişim yolları üzerine durmuş ve ön kayıtla öğrenci alan yetenek ağırlıklı bölümlere değinmiştik.. Hatırlayacağınız gibi dört yıllık bir üniversite bitirmenin büyük önem arz ettiği halde diplomanın her şey demek olmadığını ifade etmiştik. O yüzden lütfen ömrünüzün bütün hasadını bu üç saatlik sınava yüklemeyin. Alternatif fırsatlar oluşturun kendinize ve onları değerlendirin. Geçmişi unutun Siz, bu zorlu maratona bir kez daha kafa tutmayı göze almış üniversite adayları! Bu işi aklınıza koyduysanız sakın vazgeçmeyin. Herşeyin başı çalışmak. Uzun bir tatil dönemini geride bıraktınız. Dinlendiniz ve bütün sıkıntılarınızdan arındınız. Ve eğer bir an önce sınavı kazanamamış olmanın üzüntüsünden de arınırsanız bu yıl başaranlar kervanına katılmamanız için hiçbir sebep yok! Artık geçmişi unutun, şimdiden geleceği plânlamaya başlayın. Bütün hazırlıklarınızı yapın. Kendinize bir ders çalışma siyaseti edinin. Ders çalışmanın aşırı değil düzenli olanı kıymetlidir! Her gün 1-2 saat çalışmak,aklınıza estikçe saatlerce çalışmaya yeğdir. Şimdiden zaman planlamasına başlayın. Sebeplerini araştırın Durun ve düşünün; bu yıl sınavı neden kazanamadınız? Geçen yılki hatalarınızı tekrarlamayın. Belki de gerçekten çok çalıştınız, elinizden geleni yaptınız fakat yine de başarılı olamadınız. O zaman bir yerde bir hata var. Hatalarınızdan ders çıkartın ve onları tekrarlamayın. Bu hatalar yanlış hazırlanma olabilir, sistemsizlik olabilir, yanlış yönlenme olabilir. Kişisel yargıları da göz önüne alırsak liste uzar gider. İyi olduğunuz konular üzerine vakit kaybetmeyin. İşte o bölümleri, doğrudan soru çözümleriyle pekiştirmeniz hafızanızı taze tutmanız açısından faydalı olacaktır. Bu tavsiyeler çoğaltılabilir fakat her zaman asıl olan sizin iradeniz ve çalışma azminizdir. Şimdi bütün yapmanız gereken sizi ümitsizliğe itecek her şeyden uzaklaşıp, küreklere dört elle ve her zamankinden daha güçlü asılmaktır! Haftaya konumuz burs veren kuruluşlar ve öğrenci yurtları... İnternetin zararları İzmir'den ev hanımı olduğunu belirten okuyucumuz Canan Hanım, 14 yaşındaki oğlunun bilgisayar başından kalkmadığını, daha kötüsü saatlerini internetle geçirdiğini belirtmiş ve çevreden internette zararlı sitelerin varlığını duyduğunu söyleyerek korkusunu dile getirmiş. Bu ve benzeri şikayetlerle çok sık karşılaşıyoruz. Televizyon ve bilgisayar gibi araçlar hayatımıza girdiklerinden beri hayatı kolaylaştırmakla birlikte bir çok zararı da beraberlerinde getirdi. Bu zararların en başında hep söylediğimiz gibi zaman kaybı geliyor. Fakat internetin yaygınlaşmasıyla, farklı "kötü zaman alışkanlıkları" da ortaya çıktı. Gerçek şu ki internet çok faydalı bir tenoloji fakat doğru kullanmasını bilir ve bu hazineyi doğru yönlendirirsek. Düşünsenize dünyanın bir ucundaki bilgiye tek bir tuşla ulaşıyor, sayfalar dolusu kitabı elimizin altında tutuyoruz. Bunun nesi kötü olabilir ki? Doğru yönlendirin Ancak burada siz velilere çok iş düşüyor. Çocuğunuzu doğru yönlendirmelisiniz. Evladınızla birlikte internette bilgi aramayı deneyin. Çok yaygın ve etkili arama siteleri mevcut. Hepsini sınırsız birer kütüphane olarak kabul edebilirsiniz. Hatta bence siz de interneti öğrenmelisiniz. Çocuğunuzun ilgi ve merakına uygun olarak, onu eğlendirerek eğitmenize yarayacak sitelerde baraber vakit geçirebilirsiniz. Bu şekilde hem çocuğunuza yol göstermiş hem de onunla iletişiminizi geliştirmiş olursunuz. Zira bilgisayar bağımlılığının çocuklarımızı ailelerinden uzaklaştırdığı da bir gerçek. Diğer taraftan kabul etmeliyiz ki çocuklarımız bizden farklı kişilikler ve biz onları bir yere kadar istediğimiz noktada tutabiliyoruz. Çevrenin, arkadaşların etkisi çok daha fazla. Belki de çok sıkmadan belli etmeden kontrol etmek, örnek olmak ve faydalı işlere yönlendirmek en doğrusu. Çocuklarımızı teknolojiden uzak tutmaya çalışmak hem imkânsız hem de manâsız bir uğraş olacaktır. Bunun yerine onları yönlendirmek hem daha kolay, hem de daha faydalıdır. Kolaylıklar dilerim. B. A

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.