Üniversite imtihanına hazırlanan öğrencilerin bir bölümü bugünlerde sıkça şu cümleleri tekrarlıyor: "Bu sınavda başarısız olacağım ve herkes aptal olduğumu düşünecek. Çalıştığım halde kendimi yeterli görmüyorum. Zaman kalmadı. Hiçbir şey bilmiyorum, herkes çalışmasını bitirmiştir. Sınav günü geldi ve ben çalışmış olsam da nasıl olsa her şeyi birbirine karıştıracağım. Deneme sınavları kolay görünüyor ama herhalde bir şey bilmediğim için bana öyle geliyor. Benden daha iyiler olduğuna göre neden sınav kağıdını ilk ben veriyorum? Sorular bu kadar kolay olamaz. Ben yanlış anlamış olmalıyım..." Eğer bu cümleler sizin kendinize sık sık tekrar ettiğiniz ifadelerse bu ruh halinden en kısa zamanda kurtulmanız gerekiyor. Gevşeyin biraz İlk yapacağınız şey, kendinizle ne tür bir diyalog içinde olduğunuza dikkat etmek ve bu esnada yakaladığınız olumsuz, gerçek dışı beklenti ve yorumları değiştirmeye çalışmaktır. Örneğin, "bu sınavda başarısız olacağım ve herkes aptal olduğumu düşünecek" ifadesi yerine, "başarısız olmak ya da olmamak benim elimde. Başarısız olsam bile bu benim aptal olduğumu göstermez" şeklindeki bir ifade, duruma daha gerçekçi bakmanızı sağlayacaktır. Unutmayın; başarıya ulaşmanın ilk aşaması, kişinin kendi potansiyelini doğru değerlendirmesidir. Nelerin eksik olduğuna ve neyi, ne kadar öğrenmeniz gerektiğine ancak gerçekçi bir değerlendirme sonucunda karar verebilirsiniz. Kaygının zihinsel süreci olan "endişe" ile başa çıkmak için gerçekçi ve olumlu düşünme biçimini benimsemeye çalışırken, bedensel süreci olan "yoğun uyarılma" ile başa çıkmak amacıyla da gevşeme egzersizleri yapmayı deneyebilirsiniz. Eğer kendi zihninizin ürettiği bu olumsuz düşüncelerin tutsağı olmaktan kurtulursanız, endişelerinizin azaldığını ve artık bedeninizden gelen sinyalleri de, eskisi kadar olumsuz yorumlamadığınızı göreceksiniz. Ayrıca bunların, sınav öncesinden sınav sonrasına doğru, aşama aşama kendiliğinden kaybolduğunu fark edeceksiniz. Rehberlik Uzmanı Erdem Kaya, sınav yaklaştığı için umutsuzluğa kapılan öğrencilere 'Henüz hiçbir şey bitmiş değil' diyor. Erdem Kaya, sınav kaygısını yenmek isteyen öğrencilere şu tavsiyelerde bulunuyor... Yapabilirsiniz >> "Matematik yapamıyorum" yerine; "Matematikte 1-2 konuda zorlanıyorum. Ama diğer konuları başarabilirim" deyin. Zorlandığınız dersleri bir düşünün. Bu dersleri konu konu incelediğinizde yapabildiğiniz konuların da olduğunu göreceksiniz. >> "Son deneme sınavında da istediğim sonuca ulaşamadım. Gerçek sınavda da ulaşamayacağım" yerine; "Bu sınav, eksiklerimi görmem için bir fırsat oldu. Önümüzdeki sınavda aynı hataları tekrar etmeyeceğim ve gerçek sınava kadar tüm eksiklerimi kapatacağım" deyin. Unutmayın ki, bu yalnızca bir deneme sınavı, gerçek değil. Çalışmaya devam edin >> Sınava kendinizi hazır hissettiğiniz oranda yaşadığınız kaygı azalacaktır. "Bu kadar sürede ne yapabilirim ki?" düşüncesi ile hareket etmek yerine; "Bu süre nasılsa geçecek. En azından ben elimden gelenin en iyisini yapabilirim" şeklinde düşünün. >> Aslında kalan süre az gibi görünse de iyi kullanıldığında bu sürenin bir çok şeyi değiştirecek kadar uzun olduğunu göreceksiniz. Süreyi iyi kullanabilmek için kendinize bir strateji belirlemeniz faydalı olacaktır. >> Sınava hazırlık sürecinin başlangıcından bugüne kadar çaba sarf ettiniz. Ancak özellikle son dönemde gereken hazırlığı yapmaz ve motivasyonunuzu yüksek tutmazsanız, hazırlık sürecinin önemli bir kısmı eksik kalır. Kendinize inanın yeter ÖSS yaklaştıkça sınav kaygısı da her geçen gün artıyor. Öğrencinin sınavdan korkması değil sınavda başarısız olma korkusunu yaşaması kaygıyı doğurur. Öğrenci sınava daha girmeden başarısız olacağını düşünür ve bu kabullenmesine göre hareket eder. Kaygılı bireyler her tarafa yetişmek isteyen ama bir türlü ne yapacağına karar veremeyen bir insanın panik halini yansıtır. Kaygılanma anını yaşayan öğrencilerde ortak bedensel tepkiler görülür. Kaygı verici durumlar bazen öğrencinin yaşadığı çevreden ve ailesinden kaynaklanır. Anne ve babaların; "Kazanamazsan, herkese rezil oluruz", "Verdiğim emekleri helal etmem" gibi yaklaşım sergilemeleri; çalışmadığı zaman sürekli tehditler savurmaları öğrencinin kaygılanmasına yol açabilir. Kaygıyı azaltmak için şunları deneyin... Sıkıntıları unutun >> Başarmanız gereken işe konsantre olun, sonuçlarına değil. Elde edeceğiniz sonucu düşünmek, başarısız olursanız neler olacağını hayal etmek en yaygın hatalardan birisidir. Sonucun iyi olması size ve dikkatinizi işe verip vermediğinize bağlıdır. Sınavda başarılı olmak için sorulara doğru cevap vermeniz gerek ve dolayısıyla tüm dikkatinizi sorulara yoğunlaştırmanız gerek. >> Başarılı olacağınıza inanmanız gerek... "Ben bu sınavı başaracağım!" diyerek kendinize tekrarlamalısınız. Doğru olabilir ya da olmayabilir, ihtiyacınız olan vücudunuzu ve beyninizi bu gerçeğe inandırmaktır. >> Arada bir kendinize dinlenme imkanı vermeyi ihmal etmeyin. Gözlerinizi kapatın ve 10-20 dakika nefesinizi dinleyin. Bu arada düşüncelerinizin zihninizden akıp gitmesine izin verin. >> Dışardan gelebilecek ve dikkat dağıtıcı tüm etkenleri zihninizden uzaklaştırın. Sınavdan önce kimsenin problemini dinlemeyin, televizyon ve radyodan uzak durun. >> Sınavdan önce karnınızı ne çok fazla ne çok az doyurun. Aşırı yemek rehavete, az yemek açlığa yol açar ve dikkatiniz her ikisinde de dağılır. Yanınıza mutlaka bir şişe su alın ve ara ara içmeyi alışkanlık edinin. >> Dikkat ve heyecan birbirine çok yakın duygulardır ve sürekli etkileşim halindedir. Dolayısıyla sınav sırasında aşırı heyecandan uzak durmaya çalışın. Bu tür durumlarda derin derin nefes almak faydalı olacaktır. >> Sınava kadar ders çalışırken, arada bir kendinizi ödüllendirmeyi ihmal etmeyin. Örneğin ders çalıştıktan ya da bir konuda koyduğunuz hedefi başardıktan sonra, sevdiğiniz bir yiyeceği yiyin, bir film seyredin, yürüyüşe çıkın.