Yeni bir yıla daha başladık. Hatta bir haftasını geride bıraktık bile. bizim size tavsiyemiz; 2004'te motivasyonunuzu yüksek tutmanız. Çünkü. bir işi başarabilmenin birinci kuralı, o iş gerçekten yapabileceğine inanmaktır.Bir düşünürün dediği gibi; yapabileceğini düşünen yapabilir, yapabilceğini düşünmeyen yapamaz. Bu değişmez bir kanundur. Ancak şurası da bir gerçektir ki bir işi yapmakla, o işi yapmayı istemek arasında çok ciddi fark vardır. Birisinde mecburiyet, diğerinde ise isteklerimiz ön plandadır. Tempoyu ayarlamak Gerçekten de zaman zaman hepimiz çok gönüllü olmasak da bazı işleri yapmak zorunda kalıyoruz. Bu bazen bir ev işi olabileceği gibi, derslerimiz, hazırlanması gereken bir rapor, katılınılması gereken bir toplantı vb. olabilir. Kısacası bu dünyada hepimiz ister istemez yoğun bir çalışma temposunun içindeyiz ve ayakta kalabilmek içinde bir sürü şey yapmak, çalışmak, üretmek, sonuçlandırmak, hatta tüm bunlar olurken de rakiplerimizle aradaki mesafeyi açmamak zorundayız . İşte gerçek başarıda burada yatıyor. Biz çok istekli olmadığımız işlerinde üstüne giderek sınırlarımızı zorlamak mecburiyetindeyiz. Zira ders çalışılmadan diplama alınamıyorsa, iş yapılmadan temiz evde oturulamıyor, çıraklık yaşamadan, bir işin inceliklerini öğrenmeden de yönetici, usta olunamıyor. Buradan da anlaşılacağı gibi, başarı; sadece içinde bulunduğumuz mevcut durum değil, daima ilerlemek için gayret sarfetmek ve bu yolda karşılaşılan engelleri aşmaya çalışmaktır. Thomas Fuller'in dediği gibi "Kolay olmadan önce herşey zordur" ve başarının onuru zorluğuyla derecelendirilir. Peki bütün bunlar için ihtiyacımız olan itici güç nedir? Cevap oldukça basit; İnanç ve inancımızı harekete geçirecek kuvvet: Yani motivasyon...... En önemli güç Bir işi başarmak için gereken istek, içimizden gelir ve motivasyon da bu işten zevk almamızı sağlayan, bizi harekete geçiren en önemli güçtür. O halde hepimiz öncelikle iç dünyamıza küçük bir yolculuk yapalım ve içimizde daima var olan ve aslında küçük bir kıvılcım bekleyen başarı isteğimizi ortaya çıkaralım, başarı için kendimizi motive edelim. Nasıl mı? Çok basit, bildiğiniz birkaç noktayı yeniden canlandırarak...... Başarıya giden yol * Hedeflerinizi yeniden gözden geçirin: Kendinize sorular sorun; Hayattan ne bekliyorsunuz, sizi mutlu eden şeyler nelerdir. Bu soru çok önemli, zira "mutluluk, içinde bulunulan durumdan hoşnut olmaktır" ve hepimiz aslında birşeylerin peşinde koşarken asıl yakalamak istediğimiz şey mutluluktur. Bunun için ne istediğinizi bilin, enerjiniz, azminiz bir amaca yönelik, ulaşılabilir nitelikte açık, net olsun. Unutmayın aslında sağlıklı her insanın içinde istediklerine ulaşabilecek güç vardır. İnsanlar arasındaki tek fark, bazıları bu gücü ortaya çıkartmak için büyük çaba, bazılarıd a ağustos böceği misali kendini harcar. * Hedeflerinize ulaşmak için dünyaya olumlu gözlerle bakın: Hayatta karşılaşılan aksilikler hepimiz için geçerlidir. Einstein örneğini unutmayın, ampulün keşfinde tam 10 bin kez denedi ve yined e yılmayıp amacına ulaştı. Olimpiyat dereceli bir çok sporcunun hayatı da sürekli denemeye ve bir adım ileriyi hedeflemeye yöneliktir. Siz geliyorsunuz diye herkesin çekilip, size yol vereceğini düşünmeyin. Şayet siz isterseniz o yolları iradeniz ve aklınızla kendiniz açarsınız. Yaptığınız işlerin ağır olmadığını, sizi geliştirmek için bir fırsat olduğunu düşünün, problemler yerine fırsatlardan konuşun. * Stratejilerinizi belirleyin ve amacınıza yoğunlaşın: Amacınız daima aklınızda olsun, dünyaya gören gözlerle bakın ve zamanınızı boşa harcamayın. Planlı olun, bugün bu işler bitecek, şu açıklar giderilecek, şu kaynaklardan yararlanılacak gibi.. * Sürekli öğrenme, temel prensiplerinizden olsun: Geleceğe emin adımlarla ilerleme, ancak eğitimle mümkündür. Her şeyin hızla değiştiği ve ilerlediği dünyamızda, biz de varlığımızı, gelişmeleri takip edebildiğimiz sürece koruyabiliriz. Aksi halde arkamızdan gelenlere yol vererek geçen bir ömrün içinde belki de harcanır gideriz. Bilgi en önemli güçtür ve emin adımlarla yürüyebilmenin tek silahıdır. * İnsan ilişkilerine büyük önem verin: "Bir elin nesi var iki elin sesi var" atasözünde olduğu gibi takım gücüne inanın, insanlara değer verin, onlara yardımcı olun ve icap ettiğinde yardım almaktan da çekinmeyin. Kıskançlık etmeyin, çevrenizi genişletin, farklı sosyal gruplara girin. En önemlisi iradenizi asla kaybetmeyin, yılmayın. Çalışma hayatında da, okulda da başarı ne istediğini bilmekte ve bunu sonuna kadar devam ettirebilmekte. İşte o zaman, "ne istediğini bilenlere yol vermek için tüm dünya mecburen kenara çekiliyor." Sağlıklı bir hayat için DENGELİ BESLENİN Üniversite öğrencisi Güzin Durak, kilo sorunu yaşadığını; çevresindeki kişilerin de bu duruma dengesiz beslenmenin neden olduğunu belirttiklerini söyleyerek, "Dengesiz beslenme nedir, nelere dikkat etmek gerekir?" diye soruyor. Uzmanlar dengeli beslenmeyi; vücudun ihtiyacı olan besin öğesinin her birinden vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gereken miktarlarda tüketilmesi ve vücutta uygun biçimde kullanılması olarak tanımlıyorlar. Bu durumda vücudun ihtiyacından az veya fazla tüketilen besinler ve öğünlerin düzensiz bir şekilde yayılması dengesiz beslenmeye yol açıyor. Kişilerin sosyoekonomik gelişmelerine paralel olarak da gelişen dengesiz beslenme alışkanlıkları; başta obezite olmak üzere koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, kanser, diabet, osteoporoz gibi birçok hastalığın oluşumuna neden olduğunu belertiyorlar. Uzmanlar sağlıklı bir hayat sürdürmek için şu tavsiyelerde bulunuyorlar: * Nişastalı ve posalı yiyecekler tüketin. * Doymuş yağ ve kolesterol tüketimini azaltın, doymamış yağlar kullanın. * Şeker ve şeker içeren yiyecek tüketimini azaltın. * Tuz ve tuzlu yiyecek tüketimi azaltın. * Alkollü içki tüketmeyin. * Kalori alınımı, obeziteyi (aşırı şişmanlık) önleyecek düzeyde azaltın. * Fizik aktivite düzeyini artırın kısacası spor yapın. * Uzun süren açlıklardan kaçının. Azar azar, sık sık beslenme alışkanlığı edinin. Güzel saçın sırrı... İster kadın ister erkek herkes güzel, gür saçları olsun ister. Ancak saç dökülmesi kalıtsaldır; anne veya babanın genetik altyapısı güçlü bir belirleyicidir; ayrıca kellikten birden fazla gen de sorumlu olabilir. Ancak alınacak bazı tedbirler saçınıza zengin bir görünüm katabilir. Sigara içmek saç kaybını hızlandırır. Anti depresanlar, kanser ve tansiyon ilaçları saç dökülmesine yol açar. Bunlardan uzak durmak gerekir. Saçları kısa kestirmekle, daha gür ve daha sağlıklı saçlar elde edilmez. Bir yetişkinin kafası ortalama 100.000 saç folikülü barındırır. Bir saç teli kopmadan önce uzunluğunun üçte biri kadar çekip uzatılabilir. Sıkı örgüler, sürekli olarak bükülü duran uzan saçlar, sıkı saç bantları bölgesel saç dökülmelerine neden olur. Ve bu bölgelerdeki saçlar bir daha geri gelmez. Bu tür uygulamalardan da kaçınmak gerekir.