Hangi zekâ türündensiniz?

A -
A +

Zekânın tek yönlü ele alındığı ve sadece genetik özelliklere göre şekillendiğini savunan görüşler, günümüzde artık geçerliliğini çoktan kaybetti. Binetve Weschler gibi bilim adamları zekâyı doğumla belirlenmiş sabit, ölçülebilir ve değişmez bir olgu olarak tanımlarken Piaget, Feuerstein ve diğer bazı araştırmacılar, çocuklar üzerinde yaptıkları uzun süreli gözlemler sonucunda, zekânın değişmez olmadığını ortaya koydular. Bugün zekânın kalıtsal yetenekler, çevresel faktörler ve tecrübelerin ortak etkileşimiyle oluştuğu fikri, bilim adamlarınca daha çok kabul görüyor. Harvard Üniversitesi profesörlerinden Hovvard Gardner'ın ortaya attığı 'Çoklu Zekâ Teorisi'nin, zekâ tanımına ve zekânın gelişim sürecine getirdiği yenilikler bu görüşü bir adım daha geliştirdi. Gardner'ın teorisine göre yedi tip zekâ doğuştan her çocukta değişik düzeylerde bulunuyor ve küçük yaşlardan başlayarak hayat boyu bütün zekâ tipleri geliştirilebiliyor, 'Çok Yönlü Zekâ Teorisi', başta eğitim ve eğitim araçları olmak üzere birçok alanda kökten değişikliklere sebep oluyor. Klasik görüş tarihe karıştı Sadece dil ve matematik zekâsını göz önünde bulunduran klasik eğitim sistemi, buna dayalı klasik zekâ testi de yavaş yavaş tarihe karışıyor. Bugün birçok psikolog ve eğitimci 'Çoklu Zekâ Teorisi'nden hareketle, geleneksel "zekâ" kavramının çocuklara sunulabilecekleri sınırlandırdığını ve okulların zekâ göstergesi olarak sadece sözel ve matematik yetenekleri dikkate almasının yanlış olduğu görüşünde. Mesela, Stanford Üniversitesi araştırmacılarından Elizabeth Cohen yaptığı araştırmada, eğitim sistemlerinde zekânın en önemli göstergesi olarak okuma yeteneğinin temel alındığını; öğretmenlerin okuma yeteneği gelişmiş öğrencilerin her alanda başarılı olacaklarını varsaydığını ortaya koydu. Yetişkinler de bilebilir Günümüzde psikologlar ve eğitim araştırmacıları yaptıkları çalışmalarla yetenek ile zekânın, insanın pekçok özelliğini içine alan bir kavram olduğu konusunda hem inandırıcı deliller gösterebiliyor hem de her bireyin çeşitli yeteneklerle gösterdiği değişik zekâ türlerine sahip olduğunu ortaya koyuyorlar.Uzmanlara göre okullarda eğitimcilerin, sosyal hayatta ise ebeveynlerin çocukların farklı yönlerini ortaya çıkarmak, onları yetenekleri doğrultusunda yönlendirmek için zekâ türlerini ve özelliklerini iyi bilmeleri gerekiyor. Aynı yaklaşım yetişkinler için de geçerli aslında. Yetişkinlerin de zekâ kapasitelerini ve varolan yeteneklerini geliştirmek, hangi tür zekâya sahip olduklarını bilerek hayatlarını şekillendirmek için zekâ türlerini ve geliştirme yöntemlerini iyi bilmesi gerekiyor. Bahsedilen bu zekâ türlerini ve bunları geliştirme yöntemleri ise şöyle sıralayabiliriz: > İŞTE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİZE GÖRE ZEKÂNIZ FİZİKİ ZEKÂ: Vücudunu kullanarak, oyun oynayarak, spor yaparak ya da bir ürün ortaya çıkararak, duygularını ifade etme yetenekleri ile ilgili olan bu zekâ türündeki insanlar, bedenlerini kontrol etmekle son derece başarılıdırlar. Bu zekâ türündeki çocuklar çok hareketlidirler. Koşmayı, zıplamayı, dans etmeyi çok severler. Mimik ve hareketleri çok iyi taklit ederler. El becerileri isteyen işlerde yeteneklidirler. Bedensel zekâyı geliştirmek için: Dramatik bir oyunda görev alın, bir fikir, düşünce veya duyguyla ilgili bir rol yapın. Halk dansı, koşma, yüzme ve yürüme gibi fiziksel aktivitelere katılın. SÖZEL ZEKÂ: Soyut ve simgesel düşünme ile kavram oluşturma, kelime yazma, dil bilgisi, şiir, hikaye anlatma, mizah gibi karmaşık durumları içeren dil ile alakalı üretimlerden sorumlu olan bu zekâ türündeki insanlar okuma, yazma, konuşma ve tartışma gibi edebi ürünler oluşturmakta isteklidirler. Bu tip çocukların kelime hazineleri çok geniştir, hikaye anlatmaktan zevk alırlar. Sözel zekâyı geliştirmek için: Seçtiğiniz bir hikayeyi okuyun ve hikayenin sonunu kendiniz tamamlayın. Tartışma ortamlarına katılın. Bir dergiye abone olun... GÖRSEL ZEKÂ: Bu zekânın temelini görme duyusu ve buna bağlı olarak şekiller tasarlama ve zihinde resimler oluşturma yeteneği oluşturmaktadır. Resim, heykel, grafik gibi. Bu zekâ türünde gelişmiş insanlar, zihinlerinde resim oluşturur ve çizer, renkleri iyi kullanırlar. Yap-boz, labirent, gibi görsel faaliyetlerden hoşlanırlar. Görsel zekâyı geliştirmek için: Hayal gücünüzü arttıracak çalışmalar yapın. Fikrinizi, resim, grafik gibi tasarım becerileriyle anlatın. MANTIKSAL ZEKÂ: Bilimsel düşünme, objektif gözlem yapma, hadiselerden sonuç çıkarma, yargıya varma, hipotez kurma yeteneklerini içerir. Bu zekâ türündeki insanlar bilimsel konulardan hoşlanır. Bulmaca çözmede başarılıdırlar. Herşeyin nasıl çalıştığını merak eder ve sorular sorarlar. Matematik en sevdikleri derstir. Mantıksal zekâyı geliştirmek için: enzer nesneleri karşılaştırma yoluyla düşünme egzersizleri yapın. MÜZİK ZEKÂSI: Bu zekâ türü, ritmik kavramları tanıma ve kullanma; çevredeki seslere, karşı duyarlılık kapasitelerinden sorumludur. Bu zekâ türünde gelişmiş insanlar, müzik aleti çalmaktan, beste yapıp, okul dışında öğrendikleri şarkıları söylemekten çok hoşlanırlar. Müzik zekâsını geliştirmek için: Farklı türde müzikler dinleyin. SOSYAL ZEKÂ: Diğer insanlarla sözlü ve sözsüz iletişim kurma, grup içinde işbirlikli çalışma yeteneklerini içeren kişiler arası zekâ türüdür. Bu zekâ türünde gelişmiş olan insanlar kendilerini başkalarının yerine koyma, onları anlayabilme, becerilerine sahiptirler. Öğretmenler, danışmanlar, politikacılar, din adamları, psikiyatristler bu zekâ türünde gelişmiş insanlardır. Liderlik özelliklerine sahip olan bu çocuklar arkadaşları arasında en popüler olan çocuklardır. Birden fazla yakın arkadaşları vardır. Başkalarına önem verir ve onlar için endişelenirler. Sosyal zekâyı geliştirmek için: Başarıyla tamamlanması gereken bir proje için farklı görevdeki insanlarla bir araya gelin. İÇSEL ZEKÂ: İnsanın kendi duygularını ve tepkilerinin derecesini, kendi öz benliğini anlama ve başkalarına ifade etme kabiliyetidir. Bu zekâ türünde gelişmiş insanlar, başkalarının duygu ve düşüncelerini anlama, nesne ötesi konulara konsantre olma gibi alanlarda başarılıdırlar. Bu zekâ türündeki çocuklar bağımsız ve kendi başlarına buyrukturlar. İlgi duydukları şeyler ya da hobiler hakkında pek fazla konuşmazlar. Tek başına çalışmayı ve oynamayı tercih ederler. İçsel zekâyı geliştirmek için: Rutin bir aktivite sırasında yoğun dikkat göstermeye çalışın. Dışardan bir gözlemci gibi duygu, düşünce ve ruh halinizi izlemeye çalışın. "Ben kimim" sorusuna 20-25 kelimeyle bir cevap yazın. > Bazılarımız çok ayıp ediyor... Geçenlerde yolum şehrimizdeki üniversitelerden birine düştü. Rektörlük binasında bir işim vardı. Randevuma erken gelmiştim. Hava güzel olduğu için dışarıda beklemeye başladım. Rektörlük binasının içinde ve dışında özel güvenlik elemanları görev yapıyordu. Bunlardan birinin, dışarıda, bina önünde bekleyen bir görevlinin işi dikkatimi çekti. Binanın önünde park etmek isteyen arabaları parka yönlendiriyordu. Rektörlük kararıyla binanın önüne park etmek yasaktı ve bu yasağın uygulanması için bir kişi görev yapıyordu. Önce beni bu düşündürdü. Türkiye'nin en büyük şehrinde, bir üniversitede bir kuralın uygulanması için bir görevliye ihtiyaç olmamalı diye düşündüm. "En azından bu ülkede yolu buralara düşenlerin bir kurala uymaları için ikaza ihtiyacı olmamalı" derken duyduğum bir sesle "rüya"dan uyandım. Bir hanım "Sen müdürüne söyle o gelsin" diyordu. O arabasını oraya park edermiş. "Sen karışma" diyordu; yani 'sen git müdürün gelsin'. Bu hanım, davranışıyla karşısındaki görevliye "1) Ben seni umursamıyorum 2) Kuralları umursamıyorum 3) Müdürü de umursamıyorum ve hatta kararın sahibi rektörü de umursamıyorum" diyordu. Güvenlik görevlisi geri çekildi. Üzgündü. Bir iş yapıyordu. Müdürü ona bu şekilde talimat vermişti. Ama, o adam yerine konmuyordu. "İşin zor" dedim. "Her gün akşama kadar aynı iş; anlayışlılarda var ama bazıları çok ayıp ediyor" dedi. Ben "ayıp" kelimesi üzerinde düşünürken başka biri geldi; o daha da "kurallar üstü" biriydi; görevliyi hiç kaale almadı; arabasını park etti ve gitti. Çok "ayıp" etmişti. Bizim insanlarımız acaba kuralları niye hiçe sayarlar? Niye hiçe saymakla kalmayıp bunu bir marifet kabul ederler? "İdare et abi"nin başka dillerde karşılı var mı? Çare eğitim mi? Yukarıdaki iki örnekte de kahramanlarımız üniversite mezunuydu ve hatta biri "hoca"ydı. Belki bizler okulda "ayıp" etmemeyi öğrenmiyorduk. Güvenlik görevlisi genç bir çocuktu. "Ben tornacıyım" dedi "Tornacılık ağır bir iştir, hastayım ağır işlerde çalışamıyorum, ilaçlarım içinde sigortalı bir işe ihtiyacım var bu işi bulabildim" diye sözlerine devam etti sonra herkesin bildiği o meşhur hikayeyi anlattı: Hani çocuk vezir olmuş sonra babasını çağırmış "bak baba, sen adam olamazsın derdin ben vezir oldum" demiş. Baba da "oğlum ben sana adam olamazsın dedim vezir değil" demiş. O da bu hikaye ile kendisini ezenlerden gizlice intikamını alıyordu. "Biz okuyamadık ama adam olduk" diyordu. Bir hocam "medeniyet kurallara uymaktır. İnsanı medeni yapan araba sahibi olmak değil, trafik kurallarına uymaktır. İnsanı medeni yapan, büyük şehirlerde yaşamak değil, yerlere çöp ve sigara izmariti atmamak, son model arabaların kül tablasını caddeye boşaltmamaktır. İnsanı medeni yapan, diplomalar değil, o bilgilerin hayata geçmesidir." derdi. İnsanlar birlikte yaşamak zorundadırlar. Her oyunun bir kuralı olduğu gibi birlikte yaşamanın da belirli kuralları vardır. Bu kurallara uyan insanların, ihtiyaçlarını daha kolay temin edecekleri ve daha çok mutlu olacakları açıktır. Bu sebeple insanların, toplum hayatını düzenleyen belirli kuralları öğrenmeleri ve bunları davranış haline getirmeleri hayatın, medeni olmanın, adam olmanın bir gereğidir. Güvenlik görevlisi gencin dediği gibi, "ayıp" etmeyelim, kurallara uyalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.