İş yerinizde çat kapı sizi ziyarete gelen arkadaşınıza işlerinizin çok olduğunu söyleyemiyor musunuz? Lokantada yağsız istediğiniz salatayı yağlı getirdiklerinde "neyse.." diyerek alıkoyuyor ve söylene söylene yiyor musunuz? Sizden istenenleri asla reddedemiyor musunuz? Bir grup konuşmasında insanlarla aynı fikirde olmadığınızı söyleyemiyor musunuz? Haksızlığa tahammül edemediğiniz halde kuyrukta önünüze geçenlere avazınız çıktığı kadar bağıramıyor musunuz? Atılgan olun! Eğer böyleyse atılganlık becerinizi geliştirmeniz gerekiyor! Bu konuda psikolog Ümit Pembecioğlu Oktamış'a kulak verelim: "Davranış bilimi alanında yapılan araştırmalar gösteriyor ki, pasif (edilgen) ya da agresif (saldırgan) iletişim yollarını daha çok kullanan insanlar stresten ve zamanı iyi kullanamamaktan da mustarip. Pasif iletişim tarzı baskın olan kişiler, hayır diyemeyen, genelde başkalarının fikirlerini paylaşan ve bunun sonucunda üzüntü ve yılgınlık yaşayan kişilerdir. Bunun tam tersi olan agresif davranış şekli baskın olanlar ise, başkalarının haklarını hiçe sayan, her durumda hakkını öfkeyle arayan kişilerdir. Psikolojik sağlık açısından baktığımızda her ikisi de aynı miktarda stres vericidir." 'Atılganlık' sözcüğünün sizin için bir çok çağrışımı olabilir. Ancak atılganlığın bilimsel dilde belirli bir anlamı vardır. Atılganlığı kısaca 'kendini ifade edebilmek' olarak tanımlayabiliriz. Bu kavramın daha ayrıntılı açıklaması elinizdeki bu broşürde yapılmaktadır. Okudukça, bu sözcük sizin için daha anlaşılır bir hale gelecektir. 'Atılganlık' bu günlerde pek popüler olan bir sözcüktür. Herkes, nasıl daha atılgan olacağını, kendi haklarını nasıl savunacağını ve sömürülmeyeceğini öğrenmek istiyor. Ne yazık ki, bazıları atılganlığı, "Nasıl '1 numara' olunur?" felsefesiyle karıştırarak, yanlış anlamaktadır. 'Atılganlık', "her zaman '1 numara' olma" ya da 'üstün olma' arayışı değildir; 'Atılganlık', katı olmak ve uzlaşmayı tümüyle reddetmek de değildir. Kısaca, atılgan olmak, saldırgan olmak değildir. Bu ikisi tümüyle birbirinden farklı şeylerdir. 'Ağzı var, dili yok' Atılgan olmamak kendinizi ve haklarınızı kollamamak demektir. Kendinizi ifade ederken açık konuşamamak ya da ne istediğinizi oldukça dolaylı, anlaşılmaz bir biçimde dile getirmektir. Atılgan olamamanızın bir çok nedeni olabilir: Çocukluğunuzda, istediklerinizi açıkça söylediğiniz zamanlar cezalandırılmış olabilirsiniz. Ebeveynler ve öğretmenler atılgan olmayan, 'ağzı var, dili yok' gibi görünen çocukları ödüllendirme eğilimindedirler. Belki, önünüzde atılgan davranarak size iyi bir model olabilecek kişiler de yoktu. Belki de, ebeveynleriniz bir çok alanda sizin adınıza karar verdikleri için, atılganca davranabilme şansını elde edemediniz. Kendinizi DOĞRU ifade edin! * Temel atılganlık: İnançlarınızın, duygularınızın ve düşüncelerinizin, basit ve net bir biçimde dile getirilmesidir. Genellikle, basitçe "Ben ... istiyorum" ya da "Ben ... hissediyorum" şeklinde cümleler kurmaktır; yanlış: "çok geç kalma!", yanlış: "Hele bir geç kal da!", doğru: "....saat 5'den önce evde olmanı isterim." * Empatik atılganlık: Etkileşimde olduğunuz kişiye karşı duyarlı olmaktır; "Gerçekten çok meşgul olduğunu biliyorum. Ama ilişkimizin senin için de önemli olduğunu hissetmek istiyorum. Bu nedenle, senden bana, yalnızca ikimizin beraber olabileceği bir zamanı ayırmanı istiyorum." * Daha önceki atılgan davranışları basamak olarak kullanma: Karşınızdaki kişi sizin temel atılganlık davranışınıza tepki vermediği ve haklarınızı çiğnemeye devam ettiği zaman uygulanır. Atılgan davranışınızın dozunu artırırsınız ve hatta biraz resmileşirsiniz; "Eğer arabamı yarın saat 17:00'ye kadar onarmazsanız, kendime daha iyi bir tamirci arayacağım." * 'Ben-dili'ni kullanarak atılgan davranma: Söze 'ben' diye başlayarak duygularınızın, düşüncelerinizin ve isteklerinizin size ait olduğunu vurgularsınız; yanlış: "yanlış düşünüyorsun!", doğru: "ben senin gibi düşünmüyorum." > NELER yapabiliriz? Atılgan davranabilmenin iki önemli aşaması vardır. Birincisi, oldukça kolay olup gerekli becerileri öğrenmeyi içerir. Örneğin, kendinizi ifade edebileceğiniz sözcükleri öğrenmek gibi. Bu sözcükleri nasıl dile getireceğinizi de öğrenmeniz yararlı olacaktır (karşıdaki insanın gözünün içine bakarak, bedeninizin duruşuna ve sesinizin tonuna dikkat ederek). İkinci ve zor olan aşamada ise, kendinizi ifade etmenize yardımcı olacak bir değer ve inanç sistemi geliştirmeniz gerekmektedir. Bu da, kendinize hata yapma, kızma, 'hayır' diyebilme, yardım isteme hakkı tanımanız demektir. Düşünce ve duygularınızı açıkça iletmek ya da iletmemek sizin seçiminizdir. Bazı durumlarda, dürüst bir iletişim kurmak, en akılcı yol olabilir. Ölçüyü kaçırmayın Diyelim ki arkadaşınızın bir davranışı sizi rahatsız ediyor. Yaşadığınız duyguları, okuduğunuz ilkeler doğrultusunda ona iletebilirsiniz. Böylelikle hem duygularınızı içinize atıp zaman içinde birikmesini ve arkadaşlık ilişkinizi tehdit etmesini önlemiş olursunuz. Hem de arkadaşınız o davranışından dolayı sizi nasıl etkilediği konusunda bilgi sahibi olabilir. Belki sizi hemen o anda anlamayabilir. Bu yüzden de size kırılabilir. Ancak, aranızdaki bu problem dürüstçe ortaya konduğu için, bir süre sonra, ya o ya da siz bu konuyu yeniden ele alıp, çözmeye çalışabilirsiniz. Kısaca, her iki seçeneğin de kendine göre riskli yanları vardır ve farklı sonuçlara neden olurlar. Burada önemli olan nokta atılgan olmaya çalışırken, kendinize şu soruyu sormanızdır: "Ben şu anda 'üzüm mü yemeye çalışıyorum? Yoksa bağcıyı mı dövüyorum'?" Atılgan davranışlar, problemi çözümlemeye yönelik olduğu için 'üzüm yeme' kategorisine girerler. Diğer yandan, arkadaşınızın davranışından incindiğiniz için, siz de onu incitmeye çalışırsanız bu davranışlarınız, saldırganlık sayılır ve 'bağcıyı dövme' anlamındadır. İpuçları... > Tüm bunlara ilaveten 'atılganlık' ya da 'iletişim becerilerinin' ele alındığı ve profesyonel psikoterapistlerin yönettiği "grup terapileri"ne katılın. > İletişim becerilerinizi geliştirmeye çalışırken, çevrenizdekileri böyle bir konu üzerinde çalıştığınızdan haberdar edin. > Yeni öğrendiğiniz bu atılgan davranışları, kendilerine çok önem verdiğiniz insanların yanında denemeye kalkmayın. > Atılganlık, denemelerinize sizin için en az riskli olan durumlar ve insanlarla başlamaya dikkat edin. Dürüst bir iletişim kuracağınız için, uzun dönemde, insanlarla olan ilişkilerinizin geliştiğini ve güçlendiğini göreceksiniz. Kaynak: Texas Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Akıl Sağlığı Merkezi'nin hazırlamış olduğu "Say What You Mean: Assertive Communication" isimli broşür. >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi, Gençlerin Dünyası Köşesi, 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna, İstanbul e-mail: betul.altinbasak@tg.com.tr Fax: 0 212 454 31 00