Uzun zamandır dört gözle beklediğimiz, birçok işimizi "yaparız " diye ertelediğimiz tatil geldi çattı. Bu günlerde, neler yapabileceğinizi, tatili nasıl değerlendireceğinizi düşünüyorsanız, ertelediğiniz işler listesine bir göz atın. Listede yapmak isteyip de yapamadığınız neler var? Mesela, listenizde hiç kitap ismi var mı? Yıl boyu okumaya zaman bulamadığınız kitaplar için aslında yaz tatili en uygun zaman değil mi? Önce hangi kitapları okuyacağınıza karar verin. Eğer listeniz hazırsa, hiç vakit geçirmeden okumaya başlayın. Okuma listeniz eğer kabarıksa hepsini okumak için biraz hıza ihtiyacınız var. En hızlı şekilde okumak için neler yapabilirsiniz? Çok hızlı okumak (ÇHO) nedir? ÇHO'nın iki gelişme çizgisini görüyoruz: 1- Göz, çeşitli çalışmalarla, gitgide daha hızlı görmeyi öğrenebilir; tıpkı halter kaldırmakla kol kaslarının gelişmesi gibi... 2- Göz, aynı şekilde satırın 2-3 yazısını, hatta tamamını bir bakışta görmeyi öğrenebilir. Yavaş okuyan kişiler okuduklarını en az anlayanlardır. Durarak okunan şeylerde anlama azalır. Çünkü beyin gözden hızlıdır. Çok hızlı okuma eğitiminin esasları şöyle sıralanabilir: Gözü, daha hızlı görmeye alıştırmak. Bir kerede 2, 3, 4 kelimeyi birden okumayı öğretmek. Tamamıyla sessiz okumaya alıştırmak. Gereksiz geri dönüşler, tekrar okumaları önlemek. Anlayışı çelmeleyen düşünüş engellerini kaldırmak. Nasıl başarılır? Okuma hızını engelleyen, anlamayı azaltan sebepleri nasıl ortadan kaldırırız? İlkokul çağlarında daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını zannederek geliştirdiğiniz yavaş okuma, hızı önemli derecede yavaşlatır. Her kelimeyi okumak da okumayı yavaşlatan nedenlerden biridir. Başka dillerde de, Türkçe'de de cümle yapılarında anlam bir kaç kelimede toplanmıştır. Diğer kelimeler onları düzenli bir cümle halinde birleştirmek için kullanılmıştır. Ve, gibi, ile için v.s. gibi sık sık tekrarlanan ve okuduğumuzu anlamamamıza büyük katkısı olmayan bu kelimeleri her seferinde okumak, bize büyük zaman kaybettirir. Başlangıçta hangi kelimelerin gereksiz olduğunu doğru tespit ederek, okumadan atlamakta büyük güçlük çekecek, ama zamanla bu konuda da yetenek geliştirerek 300 kelimelik bir yazının 100 kelimesini okuyarak anlayabilirsiniz. Geri dönmek bize en fazla zaman kaybettiren alışkanlıktır. Konsantrasyon eksikliğinden olur. Geri dönme imkanımız olduğu sürece de konsantrasyonumuz azalır. Öncelikle kendinize geri dönmeyi yasaklamalısınız. Geri dönme şansınızın olmaması konsantrasyonunuzu arttırır. Başlangıçta bazı paragrafları anlayamadığınızı hissedeceksiniz. Endişelenmeyin ve geri dönmeyin. Kendinize "Bugüne kadar geri dönerek okuduğum her paragrafı anladım mı? Şimdi hatırlıyor muyum?" diye sorun . Umarız cevabınız endişelerinizi yatıştırır. Göz eğitimsizliği gözün satırlar üzerinde düzenli hareket edememesidir. Okuma eğitimini yeterince alamayan bir göz, satırlar üzerinde gezinir, durur. Sıçramalar ve duraklamalar düzenli olmaz. Kişi sık sık geri dönüşler yapar. Bu nedenle de satırdaki düşünceleri birbirlerine bağlayarak bütünleştirip anlamlandırmada zorlanır. Bunun için gözü, sürat ve çabukluk kazandırıcı bazı yardımcılarla eğitmek gerekir. Pasif okumak okuyacağınız yazıya zihninizi yönlendirmeden, anafikri, yazarın düşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamadan yapılan okumadır. Yazıyı ne amaçla okuduğunuzu bilmeden yapılan okumalar, okuma hızını düşürür. Dikkat yoğunlaşması olmadığı için de anlama olayı oluşmaz. O nedenle önce okunacak konuyu niçin okuyacağınızı belirlemeniz gerekir. İlgili kavramlar Bilgi ve kültür düzeyi eksikliği okuma hızınızı yavaşlatan en önemli sebeplerden biridir. Yeni edinilmek istenen bilgilerin iyi kavranabilmesi, daha önce o konu ile ilgili kavramların kazanılmış olmasına bağlıdır. Okumak yalnızca sözcük kümelerini görmek değildir. Okumak yazarla aktif bir söyleşi şeklinde sürdürülen zihinsel bir süreçtir. Bu anlamda okuyabilmek için görmenin ötesinde zihinsel beceriler gereklidir. Bu zihinsel beceriler de öğrenme yolu ile gerçekleştirilebilir. Yine öğrenme sonucunda, sürekli olarak her okuma çabasında yazarla aktif bir söyleşi içinde yazarın görüşlerini açığa çıkarmayı öğrenerek etkin bir okuyucu olabilir. Okumada kavrama ile hız arasında yakın bir ilişkinin varlığı kabul edilmekte, kavramaya ilişkin becerilerin arttırılması hızlı okuma ile olası görülmektedir. > Muhteva, gaye ve zamana dikkat! Daha hızlı okumak, etkili bir okuyucu olabilmek için gözlerimizle aklımızı birlikte çalıştırmaya alıştırmamız gerekiyor. Okuma sırasında, gözümüz satırlar üzerinde soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya (bazen aşağıdan yukarıya) göz sıçramaları ile ilerler. Okuma olayı, işte bu sıçramadaki duraklamalar (saplama) sırasında, yakalayabileceğimiz sözcük kümesini algılayarak gerçekleştirilir. Bu yüzden hızlı ve usta bir okuyucu olabilmek için, göz sıçramalarını hızlandırmak, duraklama süresini kısaltmak, duraklama süresince çok sayıda sözcük görebilmek (4-5sözcük) yani görme yelpazemizi genişletmemiz gerekiyor. Uygun okuma tutumu Okuma yöntemimizi ve hızımızı belirleme okuma amacımız ve metnin özellikleri önemli rol oynamaktadır. Etkili okumada okuyucu, her durumda uygun okuma tutumunu alabilmelidir. Uygun okuma tutumunu alabilmek, esnek okumayı gerektirir. Eğer günlük hayatta karşımıza çıkan yeni bilgilerden gereğince ve uygun bir şekilde yararlanmasını bilmezsek, bir çok şeyi kaçırır, önemli bilgileri edinemeyiz . Ayrıca daha az zaman ayırarak yapacağımız okumayı, hem daha fazla zaman harcayarak yapar, hem de okuduğumuz metinden yeterince doyum alamayız. "Esnek Okuma" yapabilen bir okuyucu en kısa zamanda, en çok bilgiyi alabilir. Her gün karşılaştığımız yeni okuma durumlarını incelediğimizde, esnek okumayı daha iyi anlayabiliriz. Okunacak şeyler değişik türde olduğundan, bunları okuma amacımız da değişir. Farklı teknikler kullanırız. Gördüğünüz gibi, okuduğunuz malzemelerin her birine göre okuma amacınız da farklı olacaktır. Yine malzemenin türüne göre metod ve hızınızda değiştirmeniz gerekecektir. Eğer bunu uygun bir şekilde yapmayı başarırsanız esnek bir okuyucusunuz demektir. Esnek okuyucu, nasıl okuyacağına karar verirken, metinin türünü de dikkate alarak zaman zaman teknik değiştirebilir. Metin, açık bir dille yazılmış ve izlenmesi kolay bir anlatımı olduğunda, hızlı bir okuma yapılabilir. Ancak metin açık bir dille yazılmamış, anlatımı kolayca özlemeye elverişli olmadığında daha yavaş ve dikkatli bir okuma yapılabilir. Esnek okuyucu, okuma metodunu kararlaştırırken zamanını dikkate alır. Ayrıca, eğer o anda fiziksel bir rahatsızlığı varsa, genel düşünceyi anlamak için sadece göz atar. Özetle esnek okuyucu, durumuna göre hızlarını bilen ve uygulayan kişidir. Anlama ve sezme yeteneği Okuma sürecinde, sözcükleri sadece görmek yeterli değildir. Aynı zamanda bir sözcüğü diğerinden ayırmak gerekir. Sonuç olarak okumak, soyut ve göze dayalı anlamlar üretmektir. Bu üretimi sözcüklerin doğru seçimi, sözcüklerin anlamları, tipleri, türleri ve yaptıkları belirlemektedir. İyi bir okuyucu olmak, sizin etkili okumanızı sağlayacak çeşitli teknikler uygulamanız gerekmektedir. Şimdi yapacağınız alıştırmalarda, okurken eksik bırakılan sözcüğü izleyen sözcüklerden tahmin etmeye çalışın. Böylelikle anlama ve sezme yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. > Canım Babam İsmimizi bize söyleyen ilk ses onun sesidir. Dünyaya geldiğimiz ilk günlerde belki bir seher vakti, dünya yaratıldığından beri en güzel çağrı olan ezan sesiyle önce bize kim olduğumuzu, aslımızı ve bir gün döneceğimiz yeri anlatır. Sonra, 'Alemlerin Efendisi'nin ismini, arkadan kendi ismimizi söyler. Böylece ilk terbiyeyi ondan almış oluruz: İsmini bildiğin gibi onu da bil! Belki de bunun içindir ki ömrümüzün sonuna kadar ismimizi bir çok kişi söyler, ama onunki hep farklıdır. Okula gittiğimiz ilk gün annemiz yanımızda olsun isteriz, ama cesareti onun bakışlarından alırız. O, vakar sahibidir. Çocukluğumuzda, ilk gençliğimizde, delikanlılık veya genç kızlığımızda, olgunlaştıkça, yaşlanırken, hayatın her sıkıntısında, derdinde vakur kalmayı ondan öğreniriz. Askere giderken, gelin olurken bizi uğurlayanlar ağlar; o, sadece belki buğulu gözlerle alnımıza bir öpücük kondurur. Gözlerimizin içine bakar. İsmimizi söyler. Biz de ilk defa ismimizden önce duyduğumuz ismi hatırlarız. Onun içindir ki askerlik peygamber ocağı, evler yuva olur! Sonra bizim de çocuklarımız olur, onlar yaşlanır. Bizim sert babalarımız, torunlarının şeker dedeleri olurlar. Hep yanımızda olsunlar isteriz ama ne hikmetse onlara en çok ihtiyacımız olduğunu hissettiğimiz yaşlarda giderler; veya ne manaya geldiklerini yokluklarında daha iyi anlarız! Bizim de saçlarımız ağarırken, onun da en çok sevdiği şarkıyı dinlerken bir gün; "Ah canım babam" deriz "keşke olsaydın!" Babalar Gününüz kutlu olsun. > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi, Gençlerin Dünyası Köşesi, 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna, İstanbul e-mail: betul.altinbasak@tg.com.tr Fax: 0 212 454 31 00