Her yıl binlerce genç insan üniversitelerden mezun oluyor. Hepsinin amacı iyi bir meslek sahibi olmak. Bu işin günümüz şartları içinde en önemli unsurunun da "iyi bir eğitim almak" olduğunu göz önünde bulundurursak; şu sıralar üniversite sınavına hazırlanmakta olan gençlerin, içinde bulunduğu durumu anlamamak mümkün değil. İşleri hiç kolay değil. Hâlâ ülke nüfusumuzun yüzde 10'unun işsiz olduğu gerçeğini yapılan istatistikler ortaya koyuyor. Böyle bir ortamda okumak ayrı, mezun olup iş aramak ayrı bir dert. Üstelik rakiplerimizin her gün arttığı bir ortamda insanın işini koruması da başka bir mesele! Ne yapacağız? Öncelikle eğitiminize önem verin. Ancak her şeyin eğitim demek olmadığını da bilin. Etrafınıza şöyle bir bakın. Lise mezunu, çok büyük başarılara imza atmış insanlar; gerek politik dünyada, gerekse işletmelerimizin bir fiil yönetiminin içinde. Akla hemen içinde bulunduğumuz yüzyılda ayakta kalabilmek için geçmişe göre çok daha fazla donanıma ihtiyaç olduğu gelebilir. Doğrudur!.. Ancak çeşitliliğe ve teknolojik ilerlemelere bakıldığında da aklını iyi kullananlar için, tek pazar haline gelen dünyamızda, ciddi iş fırsatlarının olduğu da uzmanların görüşü. Diğer taraftan eğitim bir çok kapıyı açan çok kuvvetli bir anahtardır; ancak ülkemizde, "her şey birkaç saatlik bir sınavla ölçülüyor" diye de insanın kendisini diğer adaylara göre, eksik hissetmesi de büyük bir haksızlık olur. Eğitim artık her anımızda ve okul sıraları ile sınırlı değil. Her gün, her bilginin hızla değiştiğini düşünürsek; bu akışı dört yılla sınırlamak hiç doğru olmaz. Hiç düşündünüz mü? Üstelik artık sanal dünyada gerçek üniversitelerin varlığını da göz önünde bulundurursak; belki de bazılarımız için şimdiden iş stratejilerini belirlemenin zamanıdır. Kim bilir belki de sizin müteşebbis bir ruhunuz var ve çok farklı şeyler yapabilirsiniz ne dersiniz? Hemen, "böyle bir ortamda kendi işini yapmak mı" diyebilirsiniz. Ancak unutmayın ülkemizdeki ve dünyadaki bir çok müteşebbis ilk çalışma hayatlarına bakıldığında çok farklı başlangıçlardan günümüzün dev şirketlerini kurmuşlardır. İşportacılıktan, küçücük atölyelerden, bugünün istihdam merkezleri ortaya çıkmıştır. Bu işin tohumları genç yaşlarda atılır ve yine gençlik yıllarında filizlenir. İster okuyun, ister bir şirketin çalışanı olun, hedeflerinize ulaşmaya çalışırken gelin biraz da hayal gücünüzü kullanın ve müteşebbis ruhla hareket edin. Kim bilir gelecek belki size de bilmediğiniz kapılar açabilir. Hayal gücünüzü çalıştırın İşletmeci ruhların tavsiyelerine kulak verin! Siz de onlardan biri olabilirsiniz. 1. Beyin Fırtınası: Etrafınıza bakın. Fırsatlar sizin sandığınızdan daha yakın olabilir. Kendi gözlem ve izlenim kabiliyetinizi kullanın. Kendi alanınızla ve iş dünyası ile ilgili kavram ve trendleri düşünün. 2. Kendinizi Tanıyın: Gerçek anlamda, kişisel ve profesyonel olarak güçlü ve zayıf yönlerinizi belirleyin. Neleri daha fazla yapmak istediğinizi belirleyin. 3. Ödevinizi ve Görevinizi Yapın: Bunu yaparken mümkün olduğunca fazla bilgi toplayın. Meslektaşlarınızla konuşun. Geçmişte yaptığınız bir projenin neden işe yaramadığını bulmaya çalışın. Eksiklikleri bulun ve böylece vizyonunuza yeni perspektifler katın. 4. Odaklanın: Başarmayı umduğunuz şey ne? Amaçlarınızla misyon ve değerleriniz birbirini tamamlamalı ve uyum içinde olmalıdır. Kime yardım veya hizmet etmek istediğinizi belirleyin. Kimin için çalışmak istiyorsunuz? Bunun niçin önemli olduğunu düşünüyorsunuz? 5. Fikirlerinizi Hazırlayın: Kendi fikirleriniz olsun, başkalarının değil. Ve bunları başkalarına sunmaya hazır olun. 6. Tekrar Düşünün ve Organize Olun: Düşüncelerinize karşı gelindiğinde, geri çekilin, stratejinizi yeniden belirleyin. Yeni bilgiler ışığında fikirlerinizi tekrar gözden geçirin. Bu yeni ve gözden geçirilmiş fikirlerinizle tekrar deneyin. 7. Kaynaklarınızı Kullanın: Buradaki kaynaklarınız çevrenizdekilerdir. Sizinle beraber çalışacağına inandığınız insanlarla ilişkiye geçmeyi deneyin. Yardıma ihtiyacınız varsa yardım isteyin. 8. Başkalarını Bilgilendirin ve Eğitin: Kendi fikir ve projeleriniz hakkında başkalarını da bilgilendirin. Herkesin sizin fikir ve projelerinizi desteklemeyeceğinin farkında olun. Yapıcı eleştirileri dinleyin ve bunları değerlendirmeye alın. 9. Planınızı İlerletin: Bunu yaparken sadece küçük bir kısmının tam planlandığı gibi işleyeceğinin farkında olun. Zorluklara ve sürprizlere hazırlıklı olun. Önceden görülen engeller, deneyimlere dönüşebilir. 10. Gelişin ve Geliştirin: İlerlemeye ve gelişmeye devam edin. İyi işleyen neler var? Daha ilerisi ve iyisi için ne gerekli? Asıl hedefinizi başarıyor musunuz? Gelişmeye ve hayal etmeye yani üretmeye devam edin. Ve hazır olduğunuzda işinizi oluşturun! Dili ülkesinde ve ucuz öğrenin! 'Çocuklarla aram iyi ve ev işlerinden anlarım' diyorsanız tam size göre bir program Au Pair'lik! Yurt dışında dil geliştirmenin maliyetinin yükseldiği günümüzde masrafınızı en aza indirgeyin. Au Pair'lik nedir? Başta İngiltere olmak üzere Avrupa'nın bir çok ülkesinde, Amerika ve Avustralya'da yabancı bir ailenin yanında kalarak, aile ve çocuklarla iletişim kurarak, kişisel gayret göstererek, okuyarak ve dinleyerek; o ülkenin dilini ve kültürünü öğrenmek amacını taşıyan bir programdır. Au Pair'lik; aileye çocuk bakımında ve bazı hafif ev işlerinde yardımcı olmak, bu sayede cep harçlığını da kazanıp aynı zamanda haftada 4- 6 arasında saat dil okullarına giderek İngilizce öğrenmeyi hedefleyen resmi sistemdir. 3 ay ile 2 yıl arasında sürebilen Au Pair'lik size; akıcı bir ingilizce, yeni kültürleri tanıma, kendinize güven duygusu ve daha iyi şartlarda, daha kolay iş bulma imkânını sağlar. Bu programdan yararlanabilmek için; 17-27 yaş arasında olmak, bekar olmak, en az lise mezunu olmak, İngilizce'yi günlük konuşmaları yapacak seviyede bilmek gerekiyor. Sağlanan imkânlar Evde Au Pair'e ait bir oda * Aile ile beraber yeme-içme * Haftada 35-50 sterlin arasında cep harçlığı * Cumartesi ve Pazar olmak üzere haftada 2 tam gün izin * Haftada 4 - 6 saat arasında dil kursuna gitme imkânı * Resmi tatil günlerinde tatil hakkı * Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı Çalışma şartları Çalışma süresi haftada resmi olarak 25 saattir. Au Pair saat 7.30 gibi kalkar. Çocukların kahvaltılarını hazırlar, gerekirse okul kıyafetlerini giymelerine yardımcı olur. Saat 8.45'te çocukları yürüyerek veya otobüs ile okula bırakır. Au Pair'in ehliyeti varsa; çocukları araba ile götürebilir ve Au Pair'in kendisi de arabayla okula gitme imkanına sahip olur. Daha sonra eve döner ve saat 10'a kadar evdeki işlerini yapar. Bunlar genellikle evin düzenini sağlamak, çocukların odalarının toparlanması, çamaşır ve bulaşıkların makineye koyulup çıkarılması, ütü yapmak, evi süpürmek gibi işlerdir. Daha sonra saat 15:30'a kadar Au Pair serbesttir. Bu zaman Au Pair uygun bir okula gidebilir. Saat 15:30'da ise çocukları okuldan alır ve anne-baba işten eve dönene kadar onlarla ilgilenir. Okul, sağlık ve emniyet Gittiğiniz yerde bulunan devlet okulları ve kolejlerde ücretsiz ve çok uygun fiyatlı dil okulları bulunur. Resmi olarak okul ücretini Au Pair öder. Au Pair'in zamanının elverdiği ölçüde okula gidebilir. Genellikle belli bir adaptasyon döneminden sonra uygun bir okula kayıt olmak tavsiye edilir. Bu da 3-4 hafta bir süredir. 6 aydan fazla vize ile giden herkes ülkenin sağlık sisteminden bedava yararlanma hakkına sahiptir. Diş ve ilaç harcamaları Au Pair'e aittir. Ülkeye ulaştıktan bir süre sonra yerel doktora kaydınızı yaptırmalısınız. Au Pair, gideceği ülkeye ulaştıktan bir hafta sonra yabancılar ofisine kayıt yaptırmak zorundadır. Bunun için pasaport, 2 fotoğraf ve kayıt ücreti gereklidir. Bu kayıt, haklarınızın korunması açısından önemlidir.