Birçok yüksek ve ortaöğretim kurumu için sömestr tatili neredeyse yarılandı. İmtihanları başarı ile sonuçlanan öğrenciler için, bu dönem daha çok dinlenme ve gelecek günler için plan yapma şeklinde geçerken tam tersi durumda olanlar içinse, kaçırılmaz bir telafi fırsatıdır... Başarı hepimizin arzu ettiği bir sonuç. Okul hayatında, iş hayatında, hatta insanlar arası ilişkilerimizde dahi bu böyle. Ancak emeksiz hiç bir şey olmuyor. Emeğin karşılığını almanın en emin yolu da sistemli, programlı hareket etmekten ve kendini işe adamaktan, başka bir deyişle; işe konsantre olmaktan geçiyor. Peki konsantre olmak ya da olamamak nedir? Nasıl konsantre olunur? İşi hakkıyla yapmak Konsantrasyonu kısaca "Zihnimizi dikkat dağıtıcı şeylerden arındırarak, eldeki göreve pür dikkat odaklanmak" olarak tanımlayabiliriz. Yapılan işin bulmaca çözmek, araba kullanmak, satranç oynamak ya da bir kitabı okumak olması hiç farketmez. Neticede amaç; işi hakkıyla yapmak ve istenilen sonuca ulaşmaktır. Eğer; birşeyler okurken birden bire ne okuduğunuz hakkında hiçbir fikriniz olmadığını farkediyor veya derste ne söylendiğine dikkatinizi veremiyorsanız, toplantılarda ilginiz dağılıyor, dalıp gidiyorsanız ve bu durum süreklilik taşıyorsa, "konsantrasyon probleminiz var" demektir. Her gün biraz daha ağırlaşan hayat şartları, ailevi problemler, sağlık, trafik, kolej sınavı, üniversite sınavı, iş bulma kaygısı gibi bir sürü sıkıntı, günümüz insanlarını yediden yetmişe maalesef yoğun bir stres altına sokuyor. İşte bu stresin doğal bir sonucu da konsantrasyon bozukluğu. Motivasyon eksikliği Şayet siz de konsantre olamama problemi ile karşı karşıyaysanız gelin önce uzmanlara göre, bu sorunun sebepleri nelerdir, onları bir öğrenelim ve öncelikle durum tespiti yapalım. En önemli sebeplerden birisi motivasyon eksikliği; yani yapmamız gereken işi bitirdiğimizde elde edeceklerimizin bizim için yeteri kadar önemli olmaması. Fiziksel sebepler; her nevi hastalık konsantrasyonun düşmesine neden olur. Dış etkenlerin olumsuz etkisi; gürültü, ortamın ısısı, güvenliği, konforu vb. İç dünyamızın çalkantılı olması; aşırı duygusallık, çok mutlu ya da mutsuz olmak, üzerinde baskı hissetmek ve bunun sonucu olarak hissedilen endişe duygusu Sözkonusu zaman dilimindeki keyifsiz ruh hali; hepimizin hayatında iniş çıkışların olduğu zamanlar vardır. Mevcut alışkanlıklar; zamanı iyi kullanamamak, düzensiz olmak, dış çevrenin etkisinde kalmak gibi bir çok sebeb araştırılabilir. Bilinç altında yatan negatif tecrübeler; Geçmişte başa gelmiş olumsuz tecrübeler ve yine aynısının olabileceği düşüncesi. İşte en önemli sebepler Eğer,bir işe kendinizi tam manasıyla verip, hiçbir zaman istenilen yönde sonuçlandıramadıysanız, ya nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini bilmiyorsunuz, yada çok ciddi bir konsatrasyon probleminiz var demektir"aman dikkat... Öğrencilik döneminde konsatrasyon probleminin sebeplerini şöyle sıralayabiliriz: * Amaçsızlık * Sabırsızlık * İsteksizlik * Duygusal problemler * Olumsuz alışkanlıklar * Alınganlık * Kaygı * Öncelik belirleyememe * Düzensiz ve dağınık çalışma * Zig zag yapıp hayal kurma * Konuyu sevmeme * TV alışkanlığı * Ders çalışmada kararsız olma * Uykusuzluk Uzmanlara kulak verelim Şimdi gelelim konsantre olabilmek ve şu anda içinde bulunulan şartları en verimli hale getirmek için neler yapmamız gerektiğine. Uzmanlara kulak verelim: * Çalışmaya, fiziksel ve ruhsal olarak hazır durumda başlayın, * Hedefinizi unutmayın, * Beyninizin sizi olumsuz yönlendirmesine izin vermeyin. Çalışma temponuzu oluşturana dek, dersin başına oturmak size çok zor gelebilir. Çalışmayı erteleme isteği oluşur. Programınızı keyfi yere bozmayın ve ertelemeyin! * Beyninize yeni alışkanlıklar kazandırın, (erken kalkmak, sistemli olmak vb...) * Programınıza uyarsanız; kendinizi ödüllendirin, uymazsanız ceza verin, * Ne kadar zamanınız olduğunu değil, mevcut zamanı nasıl kullanmanız gerektiğini düşünün, * Yapmak istediklerinizi erteleyerek yumurtayı kapıya dayamayın. * Pozitif enerjili olun, * TV' nin esiri olmayın. Telefon sohbetleri, arkadaşlardan gelen hoş teklifler sizi işinizden uzaklaştırmasın. "Hayır" demesini bilin. * Çalışma ortamınızı düzenli tutun, odanız ve masanız dağınık olmamalıdır. Göz alıcı, dikkat dağıtıcı objeleri etrafınızdan uzak tutun. Yine de olmuyorsa... Her şeye rağmen hâlâ ders çalışamıyor veya sözkonusu işin üstesinden gelemiyorsanız; * Doğru nefes alın (Sessiz bir ortamda, rahat oturun hiçbir şey düşünmemeye çalışın soluğunuzu izleyin soluğunuzu derinleştirin derin ve eşit volümde nefes alın (10 saniye) derin ve eşit volümde verin. ) * Bu şekilde nefes alıp vermeyi günde 2-3 kez, her seferinde 1-2 dakika yapın * Germe - gevşeme egzersizi yapın, * Düşünce kalitenizi artırın, * Ilık bir duş alın. * Kendinize günün iyi olacağını ve güzel çalışacağınızı söyleyin. * Sabah program yapın, akşam kontrol edin * Kendinizi dışarıdan seyredin, * Pijama giyerek ders çalışmayın (hemen uykunuz gelir), * Notları ayrı renkte kalemlerle çizin, * Her ders için farklı renkte dosya kullanın, * Kendinize güvenin, başarılı insanlardan bir farkınızın olmadığını göreceksiniz. Alan seçimi Malatya'dan yazan sevgili okuyucumuz Tuğba Güven; meslek lisesi mezunu olduğunu ancak psikolojik danışmanlık eğitimi almak istediğini belirterek "bu durumun sınav sonucunu ne şekilde etkileyeceğini soruyor. Sevgili Tuğba, senin de bildiğin gibi mezuniyet alanının dışında tercih yapan tüm sınav adaylarının puanlarında ciddi bir düşüş yaşanıyor. Dershane öğretmeniniz meslek lisesi mezunu olabilir, eskiden mezuniyetinize bakılmaksızın istediğiniz alanda tercih yapabiliyordunuz. Şimdi durum farklı. Daha lisede mesleki alan seçimine yönelmeniz bekleniyor. Dolayısıyla sizin için en uygun olan alanlar fizik tedavi, radyoloji vb. yerler. Ancak, çok ciddi bir puan kaybı yaşayacağınızı göze alarak, farklı tercihler yapmanız da söz konusu. Bana sorarsanız da hiç gerek yok. Kendi alanınıza yönelin. Sağlık sektöründe de çok güzel işler yapabilir ileride hem maddi hem de manevi bir tatmine ulaşabilirsiniz. Özel sektörde de kamuda da sizin branşınıza her zaman iş var ve siz yine insanlarla uğraşıyor olacaksınız. Ayrıca alanınızla ilgili meslek yüksek okullarına lise ortalamanıza bağlı olarak sınavsız giriş hakkınızın olduğunu, alanınızla ilgili dört yıllık seçimlerinizde de ek puan alacağınızı, göz önünde bulundurursanız hiç de şanssız olmadığınızı göreceksiniz. Diğer taraftan "ne demektir meslek lisesi mezunları üniversite sınavını kazanamaz zaten, sen evde otur". Bu tip sözlere kulak vermeyin. Bunlar hayatta hiçbir başarı elde edememiş çevresini de demoralize etmek isteyen insanların gereksiz lafları. İsteyen ve bu yolda çaba harcayan herkes mantıklı hareket ederse bu sınavı kazanır. Önünüzde daha çok önemli bir zaman dilimi var. Eksiklerinizin üzerine gidin. Tekrarlar yapın ve kendinize güvenin. Panik duygusunu br kenara bırakıp sistemli hareket edin. Başarı arkasından gelecektir. Başarılı ve mutlu günler dileğimle... B.A Lisede yurt dışı eğitim fırsatı Lise 2. sınıf öğrencileri... Eğitiminizin kalan kısmını yurt dışında tamamlamak, şimdiden farklı bir kültüre, arkadaşlıklara merhaba demek, lisanınızı geliştirmek ve eğitimde ne gibi farklılıklar var görmek ister misiniz? Lisanınıza ve adaptasyon yeteneğinize güveniyorsanız işte size bir fırsat... Birleşik Dünya Kolejleri Grubu'na dahil Güney Afrika (Waterford-KaMhlaba), Amerika Birleşik Devletleri (Armand Hammer), İtalya (Adriatic) ve Venezuela (Simon Bolivar) kolejlerinde öğrenim görmek isteyen öğrencilerimize yukarda adı geçen kolejlerce, 2 yıllık toplam eğitim ücretinize İtalya'da yüzde 0, ABD'de yüzde 25, Afrika'da yüzde 50 ve Venezuela'da yüzde 25 olmak üzere katkıda bulunarak, birer burs daveti çıkartılmıştır. * Bu burslar kolejlerin öğretim döneminde başlayıp 2-3 yıl sürecektir. Öğrenim sonunda başarılı olan öğrenciler uluslararası geçerliliği olan ve lise diplomasına denk sayılan Bakalorya (International Baccalaureate) diploması alacaklardır. * Burslardan lise 3. sınıfa geçmiş öğrencilerin yararlanmaları söz konusu olduğundan, öğrencilerimizin Türk Eğitim Sistemine göre 1 yıllık bir kayıpları olmaktadır. * Burslar okul ücreti ile iâşe ve ibâte giderlerini kapsamaktadır. Kolejlere gönderilecek öğrencilerin gidiş-dönüş yol giderleri, cep harçlıkları ile diğer her türlü giderler öğrencilere ve ailelerine aittir. Aday gösterilecek öğrencilerde aranan nitelikler: a) Lise 2. sınıf öğrencisi olmak (burstan yararlanabilmek için haziran döneminde lise 3. sınıfa doğrudan geçmiş olmak şarttır), b) Çok iyi derecede İngilizce bilmek, c) 16-18 yaşlarında olmak, d) Okutulan derslerin en az yarısından üstün başarılı olmak (5 üzerinden en az 4), e) Sportif ve sosyal faaliyetlerle ilgili olmak, f) Uluslar arası bir okulda ülkemizi temsil edebilecek niteliklere sahip olmak. Aday seçimi: a) Uygun şartları taşıyan istekli öğrenciler arasından aday seçimi her okulun ÖĞRETMENLER KURULU tarafından yapılacak ve Her okul 1 öğrenci aday gösterebilecektir. b) Okul müdürlükleri istenen belgeleri bir üst yazı ile en geç 22 Mart 2004 tarihine kadar doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'ne ulaştıracaklardır. c) Bakanlığımızda kurulacak Karma Burs Komisyonunca, okullar tarafından seçilen ön adaylar arasından bursların asıl ve yedek adaylarının belirlenmesi amacıyla 01 Nisan 2004 tarihinde mülâkat yapılacaktır bu sebeple başvuran adayların çağrı yazısı beklemeden Bakanlık Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nde saat 09.00'da hazır bulunmaları gerekmektedir.