Maratona bir kala son taktikler

A -
A +

Üniversite sınavına girecek gençler için sayılı günler kaldı. Hep söylediğimiz bir şey var; zaman hızla geçiyor. Biliyor musunuz zamanın hızını ve ezici gücünü en çok ne zaman fark ediyorum, ajandamda ya son sayfayı çevirirken ya da her yıl üniversite sınavına girecek gençlere taktik verirken. Bir yıl, altı ay, üç ay derken bir bakıyorum sınava bir hafta kalmış. Birçok genç stres içerisinde. Hatta kimileri "şu sınav bir geçsin, ben biliyorum yapacağımı" diyerek yaşıyor, kimileri test kitaplarını yakmanın, ortadan kaldırmanın, kimileri de güzel bir tatilin hayali içinde. Zira sınav herkeste ciddi yorgunluk ve kaygı meydana geldi. Korku ve endişe Aslında kaygı uzmanlara göre ölçüsünde olduğunda kişiyi motive eden, amacına kilitleyen bir hâl; Ancak fazlası ve kontrol altına alınamayanı ise onca yılın, birikimin heba olmasına yol açabilecek devasa bir olumsuz güç. İnsanlar dünya üzerinde var oluşlarından bu yana iki temel duyguyla yüz yüze gelmişlerdir: Korku ve kaygı. Kaygı, insanın en temel duygularından birisi olarak hepimizin zaman zaman yaşadığımız ve hayatımızı çeşitli şekillerde etkileyen bir durumdur. Hacettepe Üniversitesi psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Ana Bilim Dalı'ndan Dr. Hakan Gündoğdu'nun dediği gibi; "Gerçekten de bir miktar kaygı duymazsak ne ders çalışırız, ne sınava gireriz, ne de işe gideriz. Kısaca kaygının az bir miktarı hayati öneme sahiptir. Eskiden belli meslekler vardı ve bu mesleklere sahip olmak için çıraklıktan yetişmek yeterliydi. Çağımızın çoğalan iş seçenekleri arasında boğulmadan kendimize en uygun işi seçebilmek ciddi bir hazırlığı gerektirmektedir. Bu da eğitimin her geçen gün önem kazanmasına ve derslerdeki başarının ön plana çıkmasına sebep oldu. Doğal olarak sınav kaygısı artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu." Gündoğdu'ya göre; sınav kaygısı ile baş etmek durumunda olan öğrencilerin oranı yüzde 65-70 civarında. Dolayısıyla sınav kaygısını kuruntuya çevirmemek onu asgari ölçekte azaltmak gerekiyor. O halde ne yapacağız? Önemli olan nedir? Çalıştınız, başaracaksınız, aksi durumda ise bu sınavın dünyanın sonu olmadığını kabul edecek ve ona göre davranacaksınız. Fazlası düşmanınız olan kaygının ruh ve beden sağlığınız üzerinde oluşturduğu olumsuz durumları bilecek, kısacası düşmanınızı tanıyacak ve ona göre davranacaksınız. Özellikle zaman daraldığında iyice ortaya çıkan kaygınızı şimdiden kontrol altına alacaksınız. Bakın Psikolog Dr. Erdal Atabek bu konuda işe önce başaracağım diye başlayın diyor şöyle devam ediyor: "Başarı asla bir rastlantı değildir. Başarı çoğu yeri dikenli, engelli, sıkıcı, can acıtıcı uzun bir yolun sonundadır. Böyle olmayan, aile desteğinde, birilerinin koltuğunda kazanılan başarılar ise sadece bir görüntüdür, başarı değildir. Bu 'payandalı kolay elde edişler' başarının insanda uyandırdığı özgüven duygusunu, yapabilme gücünü veremeyeceği için de kişiye kolay bir hayatın dışında hiçbirşey katmaz. Böyle dışardan gelen başarılar da gene dışardan desteğin çöktüğü durumlarda uçar gider. İnsanın kendi başarısı nasıl elde edilir? Önemli olan, insana yapabilme gücü veren budur. İnsanı hayatta güçlendiren kazanım budur." İşte atacağınız 5 adım Her başarının arkasında uzun ve sabırlı bir çalışma çabası ile bazı kurallar vardır. Bu kurallar da belli aşamalarla yapılır. İşte başarı merdivenlerinde atacağınız beş adım: 1- "ELBETTE BAŞARACAĞIM" DEMEK Başarının ilk adımı "Engellere rağmen başaracağım", "Kendimdem başka mazeretim olmayacak" diyebilmektir. Bunu diyebilmek kararlı ve bağımsız bir irade ister. Bunun için de herkes bu adımı başarıyla atamaz. İçinde itici güç bulunmayan hiç kimse hedeflerine ulaşmakta başarılı olamaz. Büyük başarılar büyük çabalar ister. Bu çabaları gösteremeyenler hedeflerini küçültmek zorunda kalır. 2 - GEREKEN GÜCÜ DE, TEKNİĞİ DE KAZANACAĞIM... "Gireceğiniz sınavlar, hem bilgi gücünü hem de sınav tekniğini kazanmaya dayanır. Bu kazanım bugüne kadar gelen çabalarla elde edilmiştir. Sınav öncesine kadar yapılan çalışmalar adayı bugünlere getirmiştir. Bu çalışmalar ne bütünüyle tam olabalir ne de bütünüyle eksiktir. Fazlasıyla eksiğiyle bugüne gelindiğine göre şimdi yapılacak olan, metanetli olmaktır. Artık adayın kendini hırpalaması gereksizdir. Şimdi kazanılan her şeyi en yüksek verimle başarıya yönlendirebilmek önemlidir. Bu da umutsuzluğa düşerek yapılamaz. Tam tersine, elde varolan bütün gücü akıllıca kullanarak hedefe ulaşmak. 3 - GÜCÜMÜ GEREKEN YERDE VE ZAMANDA KULLANMALIYIM... Kontrol edilemeyen güç en büyük yanlışların sebebi olur. Bunun için de "gücün kontrol edilebilirliği" en önemli kazancımızdır. Bilgi ve teknik gücümüzün "gereken yerde ve gereken zamanda kullanılması" performans dediğimiz niteliktir. Gücümüzü kontrol etmemizi zorlaştıran en önemli engel "stres"tir. Bir olayın içinde iken duyduğumuz kaygıdan kaynaklanan stres (zorlanma) gücümüzü (gereken yerde ve gereken zamanda) kullanmamızı güçleştirir. Bu duruma karşı önceden psikolojik hazırlık yapmalıyız, heyecan duymamızın normal olduğunu, gereksiz yere panik yapmanın ise bizi engelleyeceğini kendimize söylemeliyiz. Herşeyden önce, "duyacağımız sorumluluk kendimize karşı olmalıdır." 4- HER SONUCU GÖZE ALMALI MIYIM?... Evet, her sınavda her sonucu göze almalıyız. Elbette başarı için yıllarca, aylarca hazırlandık. Ama sonuç istediğimiz gibi olmazsa ne yapacağız? Buna verilecek tek bir cevabımız olmalıdır: Eğer istediğim sonucu alamazsam, bu başarısızlıktan ders alarak yeniden hazırlanacak ve kazanacağım. Yıkılmayacak elbette başaracağım. 5-HEDEFİMİ SEÇİYORUM, SORUMLULUĞU ALIYORUM... Hedefimizi seçmek ve önemli işimizdir. Bunun için konuşacağız, görüşeceğiz, dinleyeceğiz, araştıracağız ama sonuçta kararı biz vereceğiz ve verdiğimiz kararın sorumluluğunu alacağız. Başarının yolu her zaman budur. Çünkü bu hayat bizim hayatımızdır, sorumluluğu da bizim olacaktır. Şimdi artık kazanma zamanıdır." Evet, Atabek'in yukarı da açıkladığı ve ifade ettiği gibi, hepinizin yolu açık olsun. Çalışanlar zaten başaracaktır, kendini hazır hissetmeyenler için de gelecek yıl iyi bir fırsat... En önemlisi de her şey ÖSS değil... İmtihan gününe dikkat! * Kesinlikle yatıştırıcı almayın. * Sınav saatini dikkate alarak her zamankinden biraz daha erken kalkın. * Ilık bir duş alabilirsiniz. * Dengeli ve doyurucu bir kahvaltı yapın. * Yorucu olmayan fizik egzersiz yapabilirsiniz. * En geç 08.50'de sınav yerinde olacak zamanlamayla yola çıkın. Evden çıkmadan önce sınavda gerekli olan belgeleri yanınıza almayı unutmayın. * "Matematikten şu kadar, Türkçe'den bu kadar soru yapmalıyım" gibi şartlar üretmeyin. Şartlar, sınav sırasında sizi zorlayabilir. Bunun yerine "Önce sayısaldan başlayacağım, soruları seçerek cevaplayacağım. Elimden geleni yapacağım" gibi stratejiler oluşturun. * Heyecanlandığınızı fark ettiğinizde paniğe kapılmayın. Heyecanın doğal olduğunu ve sınava giren her aday gibi bu heyecanı sizin de hissettiğinizi kendinize hatırlatın. Heyecanı kendinize yasaklamayın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.