Şimdi tercih zamanı

A -
A +

Nihayet ÖSS sonuçları açıklandı. Sıkıntılı bekleyiş sona erdi. Şimdi de tercih telaşı başladı. Birbuçuk milyondan fazla insanın girdiği ve ancak yüzelli bine yakınının bir yükseköğretim kurumuna yerleştirileceği bu zorlu maratonunda doğal olarak üzülen insan sayısı hayli fazla oldu. Kontenjan sayısının sınırlılığı karşısında açıkta kalmamanın en önemli faktörlerinden birisi de doğal olarak doğru tercih yapmak. Geçtiğimiz yıllarda tercih hatası sebebiyle bir öğretim kurumunun kapısından giremeyen adayların sayısını düşünürsek konunun önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu sebeple tercih yaparken dikkat etmeniz gereken çok önemli noktalar var; Önce dikkat! * Öncelikle ÖSYM tarafından gönderilen Tercih Kılavuzunu dikkatlice okuyun. * Tercih etmeyi düşündüğünüz yükseköğretim programlarının hangilerinin; kişisel özellikleriniz, ilgi, yetenek ve becerilerinizle ne kadar uyum gösterdiğini, çalışma alanlarının coğrafi konum, sektör, fiziksel direnciniz vb. bakımlarından ilgilerinizle ve içinde bulunduğunuz şartlarla ne kadar uyduğunu araştırın. İçinde bulunduğunuz şartları gözönünde bulundurun. * Bu konuda meslek sahibi kişilerle, üniversitelerin ilgili bölüm öğretim görevlileriyle görüşmeler yapabilir, internette yer alan araştırmalara göz atabilirsiniz, (Mesela köşemizin geçen haftaki konusu da bunun üzerineydi.) * Tercihinizin sadece üniversite yaşantınız değil, çalışma hayatınızın da belirleyicisi olabileceğini düşünür ve tercih öncesi araştırmalarınızı bu gerçeğe uygun nitelikte yaparsanız, gelecekte muhtemel bilgi eksikliğinin sizi hayal kırıklığına uğratmasını kısmen de olsa önlemiş olursunuz. En çok istediğinizi başa yazın * Okumak isteyebileceğiniz yüksek öğretim programlarına karar verdikten sonra sınav sonucunuzu dikkate alarak hangi üniversitelerin ilgili bölümlerine girebileceğinizi bulmanız gerekir. Burada devreye bölümlerin geçen yıl aldıkları en düşük puanlı öğrencilerin başarı sırasının göstergesi niteliğindeki yüzdelik dilimleri girmektedir. * Tercih ettiğiniz yükseköğretim programlarının Tablo 6'dan alan içi veya alan dışı tercih olup olmadığını kontrol edin. Alan dışı tercihlerinizde puan kaybına uğradığınızı unutmayın. Tercih edeceğiniz yükseköğretim programlarının özel şartlarını mutlaka okuyun. * Tercihleri yaparken en önemli nokta, kaydolmayı en çok istediğiniz programı en üst tercihinize, daha az istediğiniz programı ikinci tercihinize yazmanız ve bütün tercihlerinizi bu şekilde sıralamanızdır. Tercihlerinizi, aynı puan türüyle öğrenci alan iki programdan yüzdelik sırası diğerine göre çok yüksek olan daha sonraki tercihinize yazarsanız önceki tercihinize yerleşememeniz halinde, sonraki tercihinize yerleşme ihtimalinin daha az olacağını unutmayın. * ÖSYM tarafından adresinize gönderilen kılavuzda yeni açılan bölümleri dikatle inceleyin. Bu bölümlerin tercih listesine yerleştirilmesinde, seçilen bölümlerin eşdeğer üniversitelerde yaklaşık kaçıncı yüzdelik dilimde öğrenci aldığı ve en önemlisi istek sırası göz önünde tutulmalıdır. * Yapabileceğiniz tercih sayısı 24' tür. İlk 4 tercihinizi "yüzdelik dilimim yeterli olmayabilir" endişesine kapılmadan en çok istediğiniz programlardan yapabilirsiniz. * Kazansanız bile kaydolmayı düşünmediğiniz hiçbir programa (açıköğretim kontenjansız programlar hariç) tercih listenizde yer vermeyiniz. Böylece ertesi yıl tekrar sınava girdiğinizde puan düşmesini engellemiş olursunuz. Tutarlı olun * Tercihlerinizi oluşturduktan sonra kılavuzdan yükseköğretim programlarının kodlarını hatasız olarak önce tercih listenize yazın. Kodları kontrol ettikten sonra tercih formuna yazıp kodlayın. Kodlanmış haldeki tercih formunuzu mümkünse konu hakkında bilgi sahibi bir yakınınıza kontrol ettiriniz. * Tutarsız tercihlerden sakınmak gerekir. Yani aynı puan türünden alt sıralara yazdığınız bir okulun puanı, üst sıralara yazdığınız okulun puanından fazla olması durumunda, bu okulu tercihten çıkarın. Yerini değiştirip üste çıkarmanın olumsuz yanı, istek sırasından çok puan sıralamasına yönel?miş olmalıdır. * Tercih listenizi forma kodlamadan önce rehberlik servisine mutlaka kontrol ettiriniz. * Tercih formunuzu teslim etmeden önce bir fotokopisini almanız yararınıza olabilir. İşte sık yapılan hatalar Geçmiş yıllarda yapılan tercih hataları * Farklı puan türünden ve orta öğretimdeki alanıyla uyuşmayan bölümler seçmek. * Tercih listesini doldurmak için istek dışı okullar yazmak. * Bölümlerin yüzdelik sıralarını göz önüne almayarak ölü tercih yapmak. * Bölümlerin özel şartlarına dikkat etmeden tercih yapmak. * Kodlama hatası yapmak. * Meslekleri ve üniversitelerin bulunduğu şehirleri tanımadan tercih yapmak. * Üniversite ve bölüm sınırlaması yaparak kazanma şansını azaltmak. Her şey üniversite değil Üniversite sınavına bağlı olarak her yıl binlerce insan acımasızca stres altına sokuluyor... Sanki herkes üniversite okumak zorundaymış ve liseyi bitiren her genç için olması gereken tek yolmuş gibi, şartlanmış bir şekilde üniversite sınavına girmeye mecbur bırakılıyoruz. Girmeyenlere eksik insan muamelesi yapıyoruz. Sonuçlar açıklanıncaya kadar geceleri uykumuz kaçıyor. Açıklanınca da tek işimiz bu sınavmış gibi komşunun kızı ne yaptı, falancanın oğlu nereyi kazandı ya da kazanamadı telaşı basıyor. Sonra ne mi oluyor, depresyona giren, utancından dışarıya çıkamayan, kendine küs bir yığın genç insanın ortaya çıkmasına sebep oluyoruz. Bu psikolojinin yarı sorumlusu da biziz, çünkü milletçe kendi yaptıklarımızdan çok başkalarının yaptıklarıyla çok fazla ilgileniyoruz. Lütfen bırakın gençlerin peşini. Ne yaptın ne ettin diye bunaltmayın onları. Sanki bunca mezun gence denk gelecek eğitim alt yapımız varmış gibi, sanki herkes dershaneye gidiyor, özel dersler alıyormuş gibi ve sanki herkes aynı ilgi ve isteğe sahip olmaya mecburmuş gibi hepsinden aynı performansı bekliyoruz. İzmit'ten yazan okuyucumuz Kemal Can, satırlarında "Bu sınav benim için çok önemliydi, istediğim puan gelmedi ve o günden beri evden dışarı çıkamıyorum, çok mutsuzum, sanki dünya başıma yıkıldı ve herkes kaç puan aldığımı soruyor, heyecandan sorumu kaydırdım, ne yaptım bilmiyorum ama çok büyük bir üzüntü içindeyim" diye duygularını dile getiriyor. Sevgili Kemal; dışarıya çık ve başın dik yürü. Bu sınav ne dünyanın sonu; ne de senin ölçülebileceğin tek alan. Üstelik şu an bu durumda olan tek kişi de sen değilsin. Seneye tekrar girebilir, kendine farklı ilgi alanları oluşturabilir, araştırırsan yurt içi, yurt dışı çok farklı eğitim imkanları olduğunu görebilirsin. Her şey bitmiş değil. Puanını bilmiyorum ancak belki de doğru bir tercihle isteklerine ulaşabilirsin. Şayet beklentilerini karşılayamayacak gibiyse seneye tekrar girme şansın olduğunu unutma. Bu bir sınav ve üç saatte çok şey ölçülmeye çalışılınca bazen insan da stres, heyecan vb. sebeplerden istediği performansı gösteremiyor, doğal olarak da istediği sonuca ulaşamıyor. Üzüntüyle geçirdiğin her gün senin ömründen geçiyor, sevdiklerini üzüyor ve enerjini tüketiyor, silkelen, nerelerde hata yaptığını düşün ve azimle isteklerinin peşinden koş. Unutma bütün büyük bilim adamları bir değil, on değil binlerce deneme sonucu arzu ettikleri sonuca ve bilgiye ulaştılar. Kendine çok iyi bak ve umudunu kaybetme. Biliyorsun güneş, en koyu karanlıktan sonra doğuyor. Sevgiyle kalın. B.A.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.