Oyunu geniş bir rotasyona yayarak bütün oyuncularından katkı sağlayan F.Bahçe Ülker, bir türlü organize olamayan (sadece 4 assist yapabildiler) Kolejliler'e farklı bir 'hoş geldin' derken, dördüncü periyodun başında farkı 20 sayının üzerine çıkaran G.Saray, Darüşşafaka'yı ve yine son periyodda farka giden Beşiktaş da Kepez Belediyesi'ni devirerek BEKO Basketbol Ligi'ne iyi birer başlangıç yaptılar. Saha içi organizasyonda zorlanan Erdemir'in Telekom'a yenilmesi ile hava topları hariç tüm istatistiklerde ağır basan ve ev sahibi olmanın avantajını kullanan Antalya Belediyesi'nin Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi'ni yenmesi bir ölçüde beklenen sonuçlardı. İki tarafın da kazanabileceği iki karşılaşmadan iki çetin mücadele çıktı. Aliağa Petkim belki de kendine fazla güvendi ama son periyodda sadece 9 sayı üretince, hava toplarında etkili olan ve çok az top kaybeden Pınar Karşıyaka'ya kendi sahalarında yenilerek önemli bir darbe aldı. Son periyodda 16 sayı geriye düşen Oyak Renault ise Mersin Belediyesi'ni yakalayıp yenmeyi başardı. Mersin ekibinin toplamdaki 4/13 faul isabeti %31'e denk geldi ki, Shaq bile bundan daha iyi faul atıyor! Sezona en iyi başlayan Banvit oldu. Efes Pilsen'i farklı yenerek haftanın sürprizini gerçekleştirdiler. Kasun'suz Efes Pilsen pota altını istediği gibi kullanamadı. Oysa Banvit pota altını pek düşünmedi, çünkü yüksek bir isabet oranıyla dışarıdan her istediğini bulabiliyordu. Crispin neredeyse her attığını sayıya çevirdi. Banvit şutörlerinin başarısı kadar Efes'in yumuşak savunması da rakibe neredeyse dış şut rekorları kırdıran ortamın ortak mimarı oldu. Efes'in hücum rotasyonu önümüzdeki maçlarda oturacaktır ve sahanın iki tarafında da çok daha iyi oynayacaklardır, burası açık. Basketbolda savunma direnci hücum ahengine her zaman bir ölçüde bağlıdır. Efes'in hücum ahengi vasatı pek aşamadı, ancak savunma etkinlikleri yine de daha fazla olmalıydı. Kendilerine göre daha 'mütevazi' bir takımdan yedikleri 105 sayı kabul edilemeyecek kadar yüksekti. Burada parke dışı bir faktörün devreye girdiğini düşünüyoruz. Efes'in bu yılki yüksek bütçesi karşılarındaki herkesi motive ediyor, üstelik rakip oyuncuların iştahlarını da kabartıyor. Bu nedenle Efeslilerin "Crispin de inanılmaz basketler buldu" benzeri düşüncelerden kendilerini korumaları gerekiyor, aksi taktirde her maç başka Crispin'ler bulabilirler karşılarında. Müsait olsun olmasın her atışı zorlayabilen Crispin, oyun kurucu oynamasına rağmen takımı organize etmektense topu kendisi potaya atmayı seviyor. Banvit de her şeyi Crispin'e endekslemiş. Atış tercihlerinde ona full özgürlük tanıyorlar. Takımda geçmişi kısa ve üstelik yabancı olmasına rağmen kaptanlığı da ona vermişler. Crispin isabetli attığı gün birçok takımı yenebilirler, isabetli atamadığı gün ise işleri zor olur. İki tarafı keskin bir bıçak gibi yani, ama keskin bıçak Efes'i kesti. Banvit'in sezonun ilk maçında aldığı bu galibiyet çok değerliydi, fakat başkan Özkan Kılıç'ın maçın devre arasında söyledikleri belki daha da önemliydi: "Salonda yakaladığımız kaliteli atmosferi korumak istiyoruz. İyiyi ve güzeli arıyoruz. Küfür istemiyoruz. Bizim için bu yolda galibiyet dahi ikinci plandadır." Tebrikler Başkan.