Efes, maçın başında yarı saha savunmasında elinden geleni yapar görünmesine rağmen pek etkili değildi. Özellikle de hücumda kaybedilen toplardan sonra geri koşmakta zorlandık. Scepanoviç ve Mulaömeroviç zincirin zayıf halkalarını oluşturuyorlardı. Yunan takımı, potasını bizden daha iyi savunuyordu. Skor sıkıntısını aşmak için Kerem'i oyuna alıp, Mula'yı yana kaydırmamız hücum düzenimizi biraz rahatlattıysa da, savunmamız daha da düştü (23-10). İkinci periyodda Ömer oyuna döndü, Alper ve Mehmet ile mücadeleci bir çizgi yakaladık ve toparlandık. Maçın bundan sonrasını iyi oynadıysak da, çok sayı yediğimiz ve atamadığımız ilk periyodun faturası ödenmek üzere bekliyordu. İkinci yarıda mücadeleyi aynen sürdürünce Yunanlılar'ı kontrol altında tutmaya devam ettik, ancak hücumda çok enerji harcamamıza rağmen skor üretmekte zorlandık. Scepanoviç hiç işe yaramadan kenarda otururken, Mula ancak Kerem ve Ömer'le birlikte oynadığı zaman birşeyler başarırken Efes sonucu değiştirebilecek kapasitedeki iki eski yıldızını aradı (İbrahim ve Hidayet). Ne olursa olsun mücadeleyi bırakmayarak gıdım gıdım arayı kapattık. Özellikle Ömer Onan iyi oynadı. Son periyod başlarken Efes'i maça ortak eden Mula'nın arka arkaya attığı sayılar oldu. Oyunun kalan bölümünde Panathinaikos'u çok sıkıştırdık ancak farkı 2 sayının altına indiremedik. İlk çeyreğin sonunda rahatça finale çıkacağını düşünen Panathinaikos, galibiyet iiçin zorlu bir mücadele vermek durumunda kaldı. Ancak maçı kazanmayı yine de başardılar; Efes'in geçen seneden sonra ikinci defa finalden ederek. Ama Efes, kötü bir başlangıcın arkasından teslim olmadığı ve bütün gücüyle savaştığı için tebrikleri haketti.