Zirveye oynayan iki takımdan yenilenin bir adım geri düşeceği çok önemli bir maçtı. Olympiakos yorgunu Efes, maça iyi başlayarak pivot üstünlüğünü sahaya yansıttı. Lacivert-beyazlıların yaptığı sağlam savunma karşısında Beşiktaş Cola Turka, istediği pozisyonları bulamadığı gibi ortalamasının çok üzerinde top kaybı da yaptı. (22-28). Oyunun takımı aleyhine geliştiğini gören Murat Didin, tempoyu hızlandırdı. Beşiktaş maçın bundan sonraki büyük bölümünü üç kısa ile oynadı ve bu hamleden kârlı çıktı. Her pozisyonda adam değişebilen hareketli kadrolarına uyan bir oyun tarzıydı bu. Üstelik Efes'i, uzunlarının etkili olduğu yarı saha oyunundan da uzaklaştırıyordu. Bu stratejinin tutmasıyla Beşiktaş pivotu Wright da ortalamasının altında (6 sayı) kaldı belki, ancak oyunun ekseni açık sahaya yöneldi ve Efes'in pivot avantajı marjinalleşti. Oyunu hızlandırdıktan sonraki dönemde ibrenin Beşiktaş lehine dönmesinin en önemli sebebi, siyah-beyazlıların yüksek dış atış isabeti oldu (ilk yarıda 6/10 üçlük). Yüksek isabet oranını son derece çekişmeli geçen ikinci yarıda da sürdürdüler. Ellis'in performansı ve hücuma katkısı maçın anahtarı oldu. Uzun süre iki takım arasında gidip gelen karşılaşmanın son iki dakikasında, küçük de olsa avantaj yakalayan siyah-beyazlılar, Efes'in düzenini kaybetmesiyle, - Prkacin'in üçlük şutu gibi yanlış atış tercihleri ve bitime az da olsa daha süre varken Efesli oyuncuların mağlubiyeti kabullenip taktik faul yapmaya çalışmaması gibi - beklenmedik tezahürlerin de yardımıyla çok önemli bir galibiyete uzandılar. Efes'in kadrosu geniş olduğu için her maçta oyunculardan bazıları öne çıkarak takımı sürüklüyorlardı. Dün belki biraz Domercant haricinde Efesliler'in hiç biri etkili oyununu maçın bütününe yayamadı. Önemli bir nokta da Granger'in suskunluğu idi. İkinci yarıda sahaya atılan maddeler ve küfürlü tezahürat, Akatlar Spor Salonu'nda oluşan müthiş basketbol ortamının önemli bir zayıf halkasıydı.