Çok sayıda FB taraftarının doldurduğu Abdi İpekçi'de ışıklı ve sesli gösteriler enerji dolu ortamı tamamlıyordu, bir de karşılıklı küfürler ve patlayıcılar olmasa... Beşiktaş taraftarlarının Fenerbahçe başkanına küfürleri her türlü tahammül sınırını zorluyordu. Maç başladığında Harvey pota altından, Mrsiç dışardan ve Salyers her yerden skor üreterek sarı-lacivertlileri öne geçirdiler. (15-7) Salondaki ortamda maç oynamak hiçbir takım için kolay değildi, ancak takım olarak daha kapasiteli olan Beşiktaş'ın yapması gereken mümkün olduğunca sakin olup Fenerbahçe'nin sıkıntılı olduğu pota altını zorlamak ve akıllıca top kullanarak onları (sevmedikleri) savunma yapmak zorunda bırakmaktı. Beşiktaş toparlanmaya çalışırken Varda'nın formasını silkeleyerek yaptığı provokasyon sonucunda maç durdu. Beşiktaş onu dışarı alarak 'koruduysa' da pivotlarının skor gücünden mahrum kaldılar ve belki de geliştirebilecekleri bir hamleden oldular. Siyah-beyazlılar hiç öne geçememelerine rağmen ilk üç periyod boyunca oyundan kopmayarak rakiplerini zorladılar. Beşiktaş pivotu oyunda kaldığı 30 dakikada Fenerbahçe potası altında epey tahribat yaptı. İlk periyoddan sonra Salyers oyundan düşünce FB'de meydan Mrsiç'e ve Ömer'e kaldı. Aydın Örs'ün hiç dinlendiremediği Mrsiç ilk 15 dakikada 17 sayı attıktan sonra giderek etkisizleşti. İlk yarı biterken bir switch sonrasında karşı karşıya kaldığı kendinden 20 santim uzun Ellis'i geçmek için hamle yap(a)maması ve topu dışarıdan potaya sallaması net yorgunluk işaretiydi. Oysa aynı Mrsiç oyunun son üçte birlik bölümünde FB skor sıkıntısı çekerken ve Beşiktaş farkı eritirken yeniden sahneye çıkacak, takımını bir skor patlamasına götürerek Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı sürklase edişinin mimarı olacaktı. Mrsiç 37 sayılık (8/14 üçlük) skor üretimiyle sezonun en etkili performanslarından birini sergilerken Fenerbahçe son periyodda tam 36 sayı üretti. Birkaç kere oyunun durduğu sinir harbi şeklindeki karşılaşmanın görünmeyen kahramanlarından biri Zeki Gülay'dı. Kaptığı kritik toplar ve aldığı birkaç kritik hücum rebounduyla önemli katkı yaptı. Bir de Rasim. Skor açısından kötü bir gün geçirirken ve atışları arka arkaya potadan dönerken onu mücadele gücü için ısrarla oyunda tutan Aydın Örs bunun karşılığını aldı. Rasim direnci için 33 dakika süre alırken Beşiktaş'ın mücadeleci ismi Tolga'nın oyunda dahi olmaması iki takım arasındaki nüanstan biriydi. Beşiktaş da çok iyi mücadele etti ama dünkü ortamda Fenerbahçe'yi yenmek neredeyse mümkün değildi. Başka bir kanaldan gelseler ve birbirleriyle karşılaşmasalar iki güzide takımımız 'Dörtlü Final'de birlikte yer alırdı. Galibiyette önemli payı olan Aydın Örs Fenerbahçe'nin başarısının sahadaki oyuncular kadar mimarıydı ve kaliteli kenar yönetiminin neleri değiştirebileceğini bir kere daha gösterdi. Nisan ayında FIBA Avrupa Ligi ALL STAR maçında Avrupa karması coachluğuna seçilmiş olmasıyla Türkiye'ye yeni bir gurur daha kazandıran Örs'ün, takımının dünkü performansından sonra planlarını Avrupa Kupası'nı almak için yapacağını düşünüyoruz. Dahası da var: Fenerbahçe bu sezon hem erkek, hem de bayan takımıyla iki Avrupa Kupası birden kazanarak tarihe geçebilir. Yolları açık olsun...