Türkiye Ligi ekiplerine ikinci bir mücadele (ve başarı) platformu sunan Türkiye Kupası Dörtlü Finali etkinlikleri Cuma gününden itibaren sürüyor. Yıldız oyuncuların performansları, sahadaki heyecan dolu mücadele ve uzatmaya taşınan karşılaşmalar Dörtlü Final Organizasyonu'nun sadece bir boyutuydu. Sahanın dışında da farklı aktiviteleriyle, kokteyliyle, sunumlarıyla ve başarılı TV yayınıyla dikkati çeken bu yılki organizasyon, sponsorlar için önümüzdeki yıllarda giderek artacak bir tanıtım potansiyeli oluşturulacağının sinyallerini de taşıyordu. Sürprize açık müsabaka sistemi sayesinde orta güçteki ekiplere de büyük düşünme fırsatı sağlamasıyla farklı bir potansiyel taşıyan Türkiye Kupası'nda bu yıl sürpriz olmadı ve ligin ilk dört sırasındaki ekiplerimiz finalistleri belirlemek için sahne aldılar. DARÜŞŞAFAKA VİTES BÜYÜTTÜ Hızlı oyun ustası Ülker maçın başında beklenmedik geri dönme sorunları yaşadı ve Darüşşafaka'dan arka arkaya fast breakler yedi. Yeşil-siyahlılar orta sahayı hızlı geçerek Ülker potası altında etkili oldular. Eğer diğer oyuncular hava toplarında Jones'a biraz yardımcı olsalardı daha da başarılı olabilirlerdi. Ülker Mustafa Abi'ye döndü, ancak Tutku'yu da oyunda tutarak hızlı oyuna uyum sağlamayı hedefledi. İlk yarının kalan dakikalarında Ülker'in mücadeleyi eşitlemesi yüksek atış yüzdeleri sayesindeydi. Aradaki fark özellikle üçlük atışlarda açıkça belli oluyordu: Ülker 5/12 - Darüşşafaka 1/6. Yeşil-siyahlıların kazanmak için daha iyi savunma yapması gerektiği ortaya çıkmıştı. İri cüsseli Austin, pivotu olmayan Darüşşafaka savunmasında ağır tahribat yapabilirdi. Oysa Ülker hücumunda Austin'i pota altında kullanacak bir anlayışın bulunmaması, bu oyuncunun dışarıda bekleyip üçlük atmayı tercih eden yaklaşımıyla birleşince, Darüşşafaka kârlı çıktı ve farkı açtı (44-55). "İyi oyun kurucu" kavramının tempoyu hızlandırmak kadar gerektiğinde kontrol etmekle değerleneceğini unutan Hakan'ın bu dönemdeki kişisel hataları ve yetersiz saha yönetimi adeta Ülker'in imdadına yetişti ve durum yine eşitlendi. (54-55). Austin'i kenara alan Ülker, Asım ve Lollis ile eski terkibine dönüp öne geçtiyse de Darüşşafaka mücadeleyi bırakmadı ve maçı uzatmaya götürmeyi başardı. Uzatma dakikaları tam bir taktik mücadelesine sahne oldu. Darüşşafaka'nın sürprizi 'diamond and one' savunma iyi bir hamleydi. Ülker Austin'i oyuna aldı, pota altını Asım için boşalttı ve rakibini adam adamaya dönmeye zorladı, ancak maçı kazanan taraf canını dişine takarak mücadele eden yeşil-siyahlılar oldu. Darüşşafaka'nın silahı daha fazla olan Ülker'i devirmesi ve finale adını yazdırması önemli bir başarıydı; onları başarıya götüren, özellikle geri düştükten sonra sergiledikleri mücadeleleri oldu. EFES KISA KESTİ Finalin diğer favorisi Efes hem Ülker'in durumuna düşmemek, hem de bir hafta önce Ankara'da yenildikleri Telekom'dan bir anlamda rövanşı almak için canlı bir savunmayla oyuna başladı. Potansiyeli rakibine kıyasla daha kısıtlı olan Ankara ekibi doğal olarak bu güçlü başlangıç karşısında direnemedi. İsabetli Efes atışlarını engelleyemedikleri gibi kendi hücum organizasyonlarını da bir türlü oturtamayınca ilk 10 dakikada çift rakamlı bir skora dahi ulaşamadılar. Efes bir süre sonra rakibinin sayı üretimini dörde katlamış ve maçın sonucu büyük ölçüde belirlenmişti (40-10). Bugün 16.00'da oynanacak final maçından sonra 2002 Türkiye Kupası sahibini bulacak.