Daha iyiye doğru

A -
A +

TBF içinde olmakla birlikte ayrı yönetim organizasyonuyla, yeni TV kanalıyla ve yeni sponsorlarıyla, daha da güçlenen takımlarıyla 2005-2006 TBL Ligi başladı. Ligin daha ilk haftasında takımların güçlü kadrolarıyla birbirlerini kıyasıya zorlayabilecekleri görüldü. Kapasiteleri biraz daha düşük birkaç takım haricinde hemen herkesin birbirini yenebileceği bir sezon yaşayacağız. Ligin en fazla şampiyonluk yaşayan takımı Efes, Karşıyaka'yı ağırladı ve aldığı galibiyetle Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kaybetmenin moralsizliğini attılar. Efes'te yeni transferler Kerem ile oyun kurucu Popovic öne çıkarken, maddi sorunlar yaşayan İzmir ekibi elinden geldiğince direnmeye çalıştı. Yeni salonları ve buna bağlı oluşturacakları pazarlama potansiyeliyle kısa zamanda maddi sıkıntıların üstesinden geleceklerine inanıyoruz. F.Bahçe bu sezon ligde ve Avrupa'da ne kadar iddialı olduğunu ilk maçında gösterdi. Ligin yeni ekibi onları zorlayamadığı için gerçekçi bir gösterge değildi, ancak yine de eski ustalarıyla ve onların yanına monte ettikleri yeni yetenekleriyle neler yapabileceklerini gösterdiler. Kendini son anda TBL'de bulan Beykoz ise doğal olarak tam hazır değildi. Biraz zamana ihtiyaçları var. Kalan yabancı haklarını iyi kullandıkları taktirde daha etkili olacaklardır. Ligin bir başka favorisi Ülker'i Büyük Kolej karşısına getiren maçta genç pivot Oğuz'un çok başarılı oyunu öne çıktı. Hücumda yüksek isabet oranıyla 22 sayı üreten ancak 5 reboundda kalan genç yeteneğin 27 dakikada 13 hava topu alan Mirsad'dan öğrenecekleri olduğunu düşünüyoruz; Büyük Kolej maçı kaybetmesine rağmen toplamda Ülker'i bu kategoride geçti. Ülker'in başarılı saha organizasyonu önemli bir avantaj haline gelecektir. Haftanın sürprizi Telekom'un Beşiktaş'ı farklı yenmesiydi. Ankara ekibinin güçlü kadrosuyla çetin bir ceviz olacağı belliydi, ancak Beşiktaş gibi zirveyi hedefleyen bir takımı farklı yeneceğini de kimse beklemiyordu. Siyah-beyazlılar sezon öncesinde sakatlıklar yüzünden epey sıkıntı çektiler. Türkiye Kupası'nda yaşadıkları beklenmedik sonuçtan sonra lige de mağlubiyetle başladılar; biraz daha zamana ihtiyaçları var. Bu sene Cafe Crown'dan sağladığı kaynak ile atılım yapan G.Saray, basketbol hamlesi açısından kendisinden daha önde bulunan F.Bahçe ile G.Saray'ı yakalamak üzere yola koyuldu. Mersin B. Belediyesi'ni zorlanmadan yenerlerken hızlı oyun ustası Malik Dixon başta olmak üzere tüm oyuncular göz doldurdu. Fatih'in 15 sayı, 12 havatopu 7 blokluk performansı Amerikalıların tabiriyle 'triple double'ın az altındaydı. Mersin ise güçlü yabancılarıyla kendi sahasında çok takımının canını yakacağını gösterdi. Rakipleri yıpratmak için Fırat Aydemir'den daha fazla faydalanmaları ve bu arada büyük usta Harun'u daha ekonomik kullanmaları performanslarını arttıracaktır. İlk haftanın pek beklenmeyen bir diğer sonucu da genç Darüşşafaka'nın iddialı Tuborg'u İzmir'de devirmesiydi. Yeşil-siyahlılar kadrolarında hatırı sayılır değişiklikler yaptılar; iyi savunmaya dayanan süratli ve mücadeleci basketbol anlayışlarını sürdürdükleri taktirde üst sıraları hedefleyeceklerdir. Banvit ligin nispeten mütevazı ekiplerinden İTÜ'yü farklı yenerek sezona güzel bbir başlangıç yaptı. Bir başka mütevazi ekip Erdemirspor da Tekel karşısında varlık gösteremedi. Tekel'in yabancısı Videnov 21 sayı, 12 reboundluk performansıyla sahanın en iyisi oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.