Derbi ruhları sahnedeydi

A -
A +

Müessese kulüpleri seviyesinde maddi yatırım yapamasalar ve şampiyonluğa oynamasalar da üç büyüklerin kapışması her zaman gündemi belirliyor; bu sefer de öyle oldu. G.Saray karşısında maçın başından itibaren iyi oynayan F.Bahçe, pota altında sezonun en başarılı performansını sergileyen Whisby ve dışarıdan Weaks ve Mrsiç ile oyuna ağırlığını koydu. Sarı-lacivertliler son periyodun başında farklı önde iken ve herkes maçı rahatça kazanacaklarını düşünürken, birden derbi ruhları devreye girdi ve G.Saray sanki kıyafet değiştirdi. Başta Şemsettin (toplam 39 sayı) olmak üzere Kemal ve Herren ile bir yandan F.Bahçe potasını uzak atışlarla ablukaya alırken, kendi potaları önüne de öyle bir savunma duvarı ördüler ki F.Bahçe 7 dakika boyunca sayı atamadı. G.Saray müthiş bir heyecan fırtınası altında yakaladığı 18 sayılık seri ile maça ortak oldu ve uzatmaya taşıdı. Uzatma devresinde F.Bahçe yine iyiydi, sarı-kırmızılıların yapabildiği Kemal'in son saniye üçlüğüyle oyunu bir uzatmaya daha taşımak oldu. Arkasından silahlarının 5'er faulle oyun dışı kalmalarının da etkisiyle G.Saray'ın temposu düşünce, yaklaşık 2,5 saatlik bir mücadelenin sonunda kazanan taraf F.Bahçe oldu. Uzun süre konuşulacak bir maçtı. Avrupa Ligi'nde beklentilerin altında bir performans çizerek İstanbul'daki iki maçını da kaybeden Efes, O.Renault karşısında oldukça zorlanmasına rağmen galip gelerek ligin zirvesindeki yerini sağlamlaştırdı. Başka bir deyişle Bursa ekibi iyi bir zamanda yakaladığı Efes'i devirebilmek için gerekli ince nüansları gösteremedi; Thompson dışındaki oyuncuların hava toplarındaki etkisizliği de bir kayıptı. Sezonun son dönemlerine yaklaşmış olmamıza rağmen takım içindeki dengelerin sağlanmasında birtakım kopukluklar olabiliyor. Pota altındaki rollerin henüz oturmuş olmamasının dışında bir maç önce hiç oynamayan Alper'i sahada birdenbire kilit sorumluluk alırken görebiliyoruz, ya da O.Renault karşısında olduğu gibi genç yetenek Ender'i kazanmak uğruna Kerem kenarda kalabiliyor. Yine de Efes için önemli bir galibiyet oldu, birkaç haftadır formsuz görünen Mehmet Okur'un başarılı oyunu da taraftarlarını rahatlattı. Ülker ise yabancı oyuncusu olmayan Büyük Kolej'i mars etti. Avrupa'da ve ligde bocaladıkları bir dönemde araya giren bu tür kolay maçlar toparlanmayı çabuklaştıracaktır; Büyük Kolej karşısında istedikleri oyuncuları dinlendirirken, ihtiyacı olanların ritm kazanmasını sağladılar. Ligde ilk iki sırayı zorlayan Darüşşafaka ve Telekom takımları arasındaki kapışmayı kazanan Darüşşafaka oldu, hem de beklenenden rahat şekilde. Jones'un pota altındaki etkili oyunu ve genel olarak sergiledikleri iyi savunma galibiyetin anahtarı oldu. Dördüncü sıradaki Karşıyaka üstün bir hücum performansı sergilediği maçta İTÜ'yü rahat geçti, tabi Comegys'in pota altı hakimiyetinin sağladığı rahatlığı da unutmamak gerekiyor. İTÜ'de birlikte 60 sayıya yakın üreten Orhun ile Levent'in çabaları, diğer oyuncuların fazla katkı yapamaması üzerine yetersiz kaldı. Haftanın bir diğer kârlı takımı Beşiktaş'ı deviren Kolejliler'di.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.