Efes kazanmasını bildi

A -
A +

İki tarafın da galibiyeti çok istediği bir karşılaşmaydı. Bu sene önemli değişiklikler yapan ve ilk üç sıranın dışında kalan Efes için, Nicholas ve Serkan'ın olmamasıyla oluşan önemli atış gücü eksikliğine rağmen maçı kazanmak çok önemliydi. Çünkü G.Saray'a yenildikleri taktirde zirveden epeyce uzaklaşacaklardı. Zirve yolundaki rakipleri F.Bahçe, Telekom ve Beşiktaş'ı yenerek (Efes üçüne de yenilmişti) koltukla birlikte güçlü bir çizgi yakalayan G.Saray ise Efes'i de devirerek koltuğunu sağlamlaştırmak ve gücünü pekiştirmek istiyordu. Hüseyin'in yokluğunda sarı-kırmızılı ilk beşte iki sürpriz isim vardı: Fatih ve Erdem. Sezon başından beri dakika alamamanın etkisiyle Fatih'in aksaması G.Saray hücum düzenini olumsuz etkileyince, Efes oyuna ciddi bir avantajla başladı: 10-0. Çok fazla top kaybeden ve istediği atışları bulamayan G.Saray hemen oyuna Cüneyt'i alıp organizasyon sorununu gidermek için çift oyun kurucuya ve geride de alan savunmasına döndü. Efes'in alan savunmasına iyi hücum edememesi ile Kerem ve Hutson'un faul sayılarının artması üzerine, bu sefer sarı-kırmızılılar benzer bir seri yakalayarak durumu eşitlediler: 14-14. Bundan sonra sahadaki mücadele daha da arttı. G.Saray zaman zaman zone pres, Efes de tam saha adam adama baskı yaparak bütün ihtimalleri zorladılar. İlk yarıda top kayıpları iki taraf için de öne çıktı. Çift oyun kurucuyla (Cüneyt ve Brown) oynayan G.Saray 10 top kaybı yaparken, karşılarında üç oyun kurucuyla (Ender, Penn, Wright) oynayan Efes de 9 top kaybıyla onlardan geri kalmadı. Brown'un gününde olmaması ve beşte sıfırlık düşük bir yüzdeyle hücum etmesi ve belki bundan da önemlisi, set hücumunda pasif kalarak fazla atış kullanmaması kendisinin 1, takımının da 24 sayıda kalmasına neden oldu. Efes farkı açarak ilk yarı sonunda istediği üstünlüğü yakaladı: 38-24. G.Saray'ın hücum sıkıntısı ile ilgili olarak Efes savunmasına da hak ettikleri krediyi vermek gerekiyor kuşkusuz. Üçüncü periyodda tribünlerin de ateşlemesiyle G.Saray'ın karşı hamlesi geldi. (İlk yarının tümünde 24 sayı atabilen sarı-kırmızılılar Brown ve Hite'ın dış şutlarıyla yaklaşık 6 dakikada 20 sayı ürettiler ama Efes'in direncini kıramadılar. Efes, eksiklerine ve iki gün önce zor bir Avrupa Ligi maçı oynamış olmasına rağmen rakibine kıyasla daha rahat oynadı. David Blatt de takımını iyi yönetti. Hamle üstünlüğünü elinde tutarak, rakibini üçüncü periyodda kendilerini yakalamaya çalışırken çok büyük enerji harcamak zorunda bıraktı ve bu şekilde maçın son dakikalarını lehine çevirdi. Hava topu üstünlüğüne de çok önem verdi, pota altı görevini iyi paylaştırarak oyuncularını diri tuttu. Ermal başta olmak üzere Efesli oyuncular hep birlikte iyi oynadılar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.