Ülker F.Bahçe, Efes'i zor döneminde yakalamıştı aslında. Yabancı oyuncularından Granger ve Jenkins tribündeydi. Takım olarak iyi oynamıyorlardı ve ligde pek beklemedikleri iki yenilgi almışlardı. Abdi İpekçi'deki ortam da mükemmeldi, ev sahipliği Efes'in olsa da F.Bahçe taraftarları kalabalık ve etkiliydi. Türk basketbolunun önemli skorerlerinden İbrahim ile Cenk'i de karşı karşıya getiren mücadele, bu anlamda iki farklı nesilden bir usta - çırak kapışmasına da sahne oldu. Bir birlerini savunan ikilinden genç olanının ilk 5 dakikada 3 faule ulaşması, tecrübenin ağır bastığına işaret ediyordu. İki takımın kapışmasında ise farklı gelişmeler vardı. Cüneyt'in organizasyonunda mükemmel bir saha performansı gösteren Efes, dış şutlarda da isabet sağlayarak F.Bahçe'yi sürklase etmişti adeta. Efes savunmasına karşı bocalayan sarı-lacivertli cephede, saha içi yönetim eksikliği açıkça görüldü. Solomon'un muhakeme yeteneği, atletik yeteneklerini epeyce geriden takip ediyordu anlaşılan. İlk periyotta Efes'in 10 asistine karşılık F.Bahçe'nin tek asist yapabilmiş olması, muhtemel bir lig rekoruydu ve iki takım arasındaki hücum verimliliği farkını net olarak açıklıyordu. İlk 5 dakikada 15 sayı üreten Efes, ilk periyot sonunda 31, devre bitiminde ise 51 sayıya ulaştı. Aydın Örs'ün oyuncu değişiklikleri ve tam saha baskıya kadar uzanan savunma önlemleri de durumu değiştirmedi. Fener savunması açısından önemli olan "nicelik değil nitelikti." Topu yeterince yakın savunamamaları, ortalama fiziki yeteneklere sahip olan Cüneyt'in rahatça oynamasını ve sezonun en iyi performansına ulaşmasının yolunu açtı. F.Bahçe'nin avantajlı olduğu ve eksiklerini kapatabileceği şut yüzdesindeki durumu da iyi değildi. Daha kısa bir dizilişle oynayarak savunmalarını toparlayıp, Mrsic'in birkaç isabetli üçlüğüyle arayı kapatmaya yöneldikleri 3. periyodun sonunda yumruklaşan Mirsad ve Haislip oyundan atıldılar. Efes'i o ana kadar oyunun en skoreri konumundaki (17 sayı) 3. yabancısından da mahrum bırakan bu gelişme, F.Bahçe lehine gibi görünse de lacivert-beyazlıların tecrübeleri ve oyun disiplinleri, farkı 5 sayıya kadar düşüren (68-63) F.Bahçe'nin arayı kapatmasına imkan vermedi. Zor bir dönemde çok iyi oynayarak değerli bir galibiyet alan Efes, sıkıntılarını aşma yolunda direnç kazandı. Kağıt üzerindeki yetenek toplamı açısından Avrupa'nın en iyi takımlarından olan F.Bahçe ise maçın, sahanın her santimetrekaresinde mücadele ederek kazanıldığını ve galibiyete giden güvenli yolun dış şut isabeti gibi kestirmelerden değil, iyi savunma yapmaktan geçtiğini bir kere daha yaşamış oldu.