Ekonomik teori ve basketbol

A -
A +

Turgut Özal 1980'li yıllarda ekonomide gerçek bir devrim yaptı Türkiye'de... Türk sanayicisine kafasını kaldırıp ileriye bakmayı, hedef büyütmeyi, dünya pazarlarına yönelmeyi empoze etti ve bunun için gerekli önlemleri aldı. Ülkemize 'ihracata dayalı büyüme' anlayışını getiren bu değişiklik kısa sürede sonuçlarını verdi. Türkiye ithal ikameci politikalarla günü kurtarmaya çalışan, başı önüne eğik bir üçüncü dünya ülkesi olmaktan kurtuldu ve mallarını dünya ölçeğinde satabilen dinamik bir ülke haline geldi. Bu büyük hamlenin temelindeki itici güç ihracatın artması idi. Yurt dışında oynayan oyuncularımız itibarıyla ekonomik teoriyi basketbola uyarlayacak olursak hangi yönde düşünmeliyiz? Mirsad ile İbrahim'i geri kazanmış durumdayız. Ancak Hidayet ile Mehmet NBA'de, Hüseyin bu sene Polonya'da oynayacak ve Serkan'dan sonra Kerem ve Kaya'nın da transferiyle özellikle İspanyol pazarına ihracatımızda ani bir patlama da kaydetmiş durumdayız. Basketbol sektörü açısından oyuncuları 'ürün' olarak kabul edecek olursak yurt dışına transfer olan oyuncularımız ihracat kapsamına girer mi; eğer öyle ise basketbolumuza aynı şekilde ivme kazandırabilirler mi mesela? OYUNCU İHRACATI BASKETBOLU BESLER Mİ? Sanayi'de ihracatın artması döviz geliri sayesinde teknolojilerin yenilenmesine, yatırımların artmasına, birim maliyetlerinin düşmesine ve başka avantajlara yol açarken, ihracatın basketbola geri dönüşünün sanayi üretimindeki gibi olmayabileceğini görmek için ekonomi uzmanı olmak gerekmiyor. Oyuncularımız gittikleri ülkelerde Türk basketbolunu temsil ettiklerinden tanıtım ve prestij açısından bir katma değer sağlarlar. Elde ettikleri gelir kendileri açısından şüphesiz avantajlı olmakla birlikte, basketbol sektörüne yetişen gençlere hedef vermenin ve oynama süresi bırakmanın dışında doğrudan girdi sağlamayacaktır. Geleceğe yönelik olarak oyuncu üretiminin kalitesini arttıracak ya da birim maliyetini düşürecek bir etki yapmayacaktır. Peki ya tanımımızı biraz değiştirerek oyuncuları ürün yerine 'üretim bandı' olarak kabul edip ürünü 'oynanan basketbol' olarak tanımlarsak, yapılan ihracatın basketbolumuza katkısı olur mu? Bu durumda yurt dışına transfer olan oyuncular başka ülkelerde fabrika kurup üretim yapan sanayiciler olarak düşünülebilir herhalde. Sahadaki basketbolu ürün olarak tanımlamak teorik açıdan kabul edilebilir olmakla birlikte, yine sektöre somut bir geri dönüş beklemek fazla mantıklı görünmemektedir. Ürün 'oynanan basketbol' ise oyuncuların yurt dışına gitmeleri olsa olsa 'beyin göçü'ne benzetilebilir ki; akademik platformda bu açıdan epey kan kaybetmekteyiz yıllardır. Bu açıdan bakıldığında oyuncularımızın yapacakları üretimin kendi ülkemize yapılması daha iyidir. Yıldız oyuncu en fazla kendi ülkesinde değerlidir 'taş yerinde ağırdır' misali... Buna en iyi ornek Yunanistan'dır. Yunan basketbolunun son on yılda seyircilerini ve TV gelirlerini önemli ölçüde kaybetmesi yabancı istilasına (bu yazının çizgisi itibarıyla ithalat patlaması olarak tanımlanmalı) bağlanıyor. Yunanlılar da diğer birçok ülke insanı gibi kendi oyuncularını izlemek istiyorlar; yabancılarla dolu takımları izlemeye gitmiyorlar. Küreselleşme ile birlikte ürünlerin serbest dolaşımı prensibi güç kazanırken basketbolda yabancı oyuncuları azaltmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Pazarın en güçlü aktörü olduğu için liberal ekonomik görüşün en büyük savunucusu NBA dahi keskin bir dönüşle korumacılığa yönelme yolundadır. David Stern'in birkaç yıl önceki bir görüşmemizde New York'ta bize bizzat söylediği, "NBA için ürün ortaya konulan basketboldur ve dünyanın en iyisidir. Bizim tüketicilerimiz nereden gelirse gelsin basketbolun en iyisini izlemek isterler. Oyuncuların milliyeti bizim için hiç önemli değildir" şeklindeki liberal söylemi, yerini çoktan Oyuncular Birliği'nin baskısıyla yabancıları sınırlayacak kota arayışlarına bırakmış durumdadır. Yurt dışında oynama başarısına erişen tüm yıldızlarımızı bu başarıları için tebrik ediyoruz, ancak onların yeteneklerini Türkiye'de sergileyip Türkiye Ligi için katma değer üretmelerini, Türk basketbolunun gelişimi açısından daha faydalı buluyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.