İki güzide takımımız Ülker ve Efes EN BÜYÜK KUPA için sahadaydılar; geçen sezonun başarıları sonrasında, ama yeni başlayacak sezonun kadrolarıyla. İki takımın önemli ölçüde yenilenmiş olmaları maça ayrı bir heyecan getirmişti. Ülker'in pivotu Eley sakattı. Lollis'in çabukluğu, Mehmet Okur'a karşı sonuç vermeyince ve Efes'in Letonyalı yeni yıldızı rakip pota altında epey tahribat yapınca lacivert-beyazlılar maçın başında öne geçtiler. Kerem'li ve hareketli bir alan savunmasıyla pota altını toparlayan Ülker, Mehmet'in kenara alınmasından yararlanan Lollis'in de katkısıyla oyunu dengeledi. Harun çok iyi oynarken, Efes'in dış skorerleri takımı rahatlatabilecek bir etkinliğe ulaşamadılar. İki tarafta oyuncu değiştirerek arayışlarını sürdürdü. Efes'in alan savunmasına dönmesi fayda etmedi ve ilk yarı boyunca sadece 1 top kaybeden Ülker devreyi önde kapattı. Sezona yönelik olarak Efes'e oranla biraz daha hazır görünen Ülker, daha iyi hücum ederek pota altını iyi savunup, fast break üreterek ikinci yarıda üstünlüğünü pekiştirdi. Efes pievotları arkadan gelen yardımdan faydalanacak kadar hızlı ve etkili pas yapamadıkları için, pota altı üstünlüklerini yeterince kullanamadılar. Dış silahları ise bir süre sonra işler oturduğunda muhtemelen ulaşacakları performanslardan uzak kaldılar. Özellikle Marcus Brown hem savunmada, hem de hücumda etkisizdi. Başta Ömer olmak üzere Efesliler'in teslim olmamaları maçın sonuna doğru farkı azalttı. En büyük kupayı kazanan Ülker oldu; hem kupa için, hem de bu kadar erken form tuttukları için tebrikleri hakettiler. Ancak Efes de finalist olarak tebrikleri haketti ve sezonun ilerleyen haftalarında neler yapabileceklerinin sinyallerini verdiler.