Ligde ilk iki sırayı paylaşan Efes ve Ülker nispeten kolay rakiplerle karşılaşmalar oynarken, diğer takımlarımız arasında gitgide kızışan rekabet, kıyasıya mücadeleler ve ilginç sonuçlar getirdi. Efes İstanbul'da ağırladığı TED Kolejliler karşısında ilk dakikadan itibaren üstünlük sağladı. Ankara ekibi bir iki oyuncusunun çabası haricinde oyunda tutunamadı. Aynı şekilde Ülker de Büyük Kolej karşısında adeta bir antrenman maçı oynadı ve rahatça kazandı. Haftanın gerilimli maçı İzmir'deki Göztepe-Karşıyaka derbisiydi. KSK'lı seyircilerin maça alınmaması bir şeyi değiştirmedi; salondaki taşkınlıklar basketbolun sevgi dolu atmosferine bir kere daha gölge düşürdü. İzmir'in bütün toplumsal katmanlarında belirgin şekilde fark edilen pozitif enerji her türlü olumlu yöne kanalize edilebilecekken, "taraftarlar" arasında bu şekilde küfüre, taşkınlığa ve kavgaya dünüşmesi gerçekten çok yazık oluyor. Sahadaki basketbola gelince; Karşıyaka'nın belirgin üstünlüğü vardı. Göztepe oyuna iyi başlamasına ve üçüncü periyodda iyi savunma yaparak arayı tekrar kapamasına rağmen rakibinin kadro üstünlüğüyle baş edemedi. Thornton'un hiç oynamamasına, Louis'in de maçın başında sakatlanıp çıkmasına rağmen Karşıyaka üçüncü periyod hariç pek zorlanmadı ve bu galibiyetle üçüncülüğe yerleşti. Hakan Köseoğlu sahanın yıldızıydı. Bir takım çalkantılar sonucunda geçen hafta yeniden üçüncülüğü yakalayan G.Saray'ın, lig arasından beri bir türlü istediği formu yakalayaman Oyak Renault'a yenilmesi ligin ilk yarısındaki istikrarlı çizgilerini henüz yakalayamamış olduklarını gösterdi. Kadro olarak daha güçlü olan G.Saray, son derece çekişmeli geçen maçın ilk 20 dakikasında üstün oynamasına, hava topu etkinliğine ve bir takım başka avantajlarına rağmen 2. yarıda takım oyununu daha iyi oynayan ve daha iyi savunma yapan Bursa ekibiyle baş edemedi. Telekom'un İTÜ'ye İstanbul'da yenilmesi ise bir sürpriz oldu. İlk yarıda rahat bir oyunla 50 sayı üreten Ankara ekibi, ikinci yarıda sertleşen İTÜ savunması karşısında aynı başarıyı gösteremedi. Nefes kesen bir son periyod sonrasında uzatmaya giden karşılaşmayı kritik anlarda daha az hata yapan İTÜ kazandı. Telekom hava toplarında yakaladığı müthiş avantajı (40-23) top kayıplarıyla ve yetersiz saha içi yönetimiyle harcarken, bu alanlarda Orhun'un katkısıyla avantaj sağlayan "Teknik" altın değerinde bir galibiyet alarak düşme hattından oldukça uzaklaştı. Yükselişine bir süredir işaret ettiğimiz F.Bahçe maçın büyük bölümünü önde götüren Tekel'i son dakikalardaki etkili oyunuyla yendi ve ligde ilk beşi zorlamaya başladı. İlk haftalarda pisi pisine kaybettikleri bazı maçları kazanmış olsalardı şimdi daha farklı bir konumda olabilirlerdi. Son dakikalardaki etkili oyunlarını maçın geneline yaymaları gerekiyor. Bir diğer büyük mücadele Darüşşafaka-Beşiktaş arasındaydı. Kendi sahasında oynamanın avantajıyla oyuna ağırlığını koyan yeşil-siyahlılar karşısında pes etmeyen Beşiktaş, mücadeleyi bırakmamasının karşılığını son dakikalarda rakibini yakalayarak gördü ve kritik son anlarda daha akıllı oynayarak çok değerli bir galibiyet almayı başardı. Darüşşafaka geçen yılki başarılı performansını mumla aramakta; Cüneyt'in skorer oyunu (7/11 üçlük) daşırıdan başarılı gibi görünse de bir oyun kurucudan beklenen saha içi organizasyonu eksikliğini kamufle ettiğini ve böylece Darüşşafaka'nın temel sorunlarının fark edilmesini önlediğini düşünüyoruz.