Fenerbahçe Ülker sezon içinde kendisinden zayıf takımlara maç kaybederken ve sıralamada beşincilikten yukarı çıkamazken, Tanjevic başta olmak üzere çok eleştirilmişti. Bu dönemlerde play-off'ta doğrudan şampiyonluk adayı olacağını sıklıkla tekrarladığımız sarı-lacivertliler, bu eleştirilerin giderek azaldığı play-off turlarını birbiri ardına geçerek en önemli hesaplaşma platformuna (play-off finaline) ulaştılar. Efes ise antrenör değişikliğine kadar giden sorunlar yaşamıştı sezon boyunca. Eskiden geride oldukları play-off serilerinde Türk Basketbolu'na yerleştirdikleri "Efes kolay pes etmez" inancı, Fenerbahçe'nin etkili saha performansı neticesinde epeyce aşınmış gibiydi. Fenerbahçe'yi finale çıkaracak galibiyet Efes için de hayati önem taşıyordu. Bu yüzden oldukça temkinli başladılar. Skor tabelasına direkt yansıyan pivotların kapışması (Ermal 8-Oğuz 6) her iki tarafın da galibiyete giden yolu iyi analiz ettiklerini gösteriyordu. Oğuz'un hemen baştaki iki üçlüğü hiç alışmadığımız bir uygulama olarak Tanjevic'in vizyonunu simgelese de, iki uzak atışı sayıya çevirmiş F.Bahçe pivotunun geriye düşerek pervasızca savurduğu üçüncü üçlük potaya dahi değmeyerek, disiplin tanımazlığımızı yansıtıyordu biraz da ve, Oğuz'un kenara alınıp maç boyunca bir daha oynatılmamasına mâl oldu. Topu ısrarla pivotlarına vermek Fener'in skorer dış oyuncuları için önemli bir fedakarlıktı ve buna ne kadar tahammül edecekleri belli değildi. Oğuz'un yerine giren Vidmar fizik gücüyle savunmayı hareketlendirdi. Oyun hızlandı, üçlükler devreye girdi. Bir pozisyonda Fenerbahçe pivotu Vidmar Efes oyun kurucusu Penn'in önünde topu tam saha boyunca sürüp smaç yapıverdi. Oyun kurucu rakip pivotu açık sahada engelleyemiyorsa Efes neyi nasıl durduracaktı? Bu sorunun cevabı giderek açılan farka yansıdı; Solomon'un sazı eline almasıyla Fenerbahçe farkı giderek açtı. Efes'de iki oyun kurucunun (Ender ile Penn) ilk yarı skor performansı 9 atışta 2 isabet iken, kısa forvetlerin pozisyonu bile yoktu neredeyse. Çekilen skor sıkıntısı yüzünden Ermal'in içerden-dışarıdan sayıları ile oyunda kalmaya çalıştılar. Efes ikinci yarıda farklıydı, önce oyunun emek kısmına ortak olmaya karar verdi. Değişikliklerden biri Ender'in devreye girmesiydi. Biraz savunma, biraz rebound, biraz daha yüksek tempo sonrasında toparlandılar. Efes her şeye rağmen pes etmemişti. İkinci yarıda 48 sayı ürettiler ve gelecek sezon bıraktıkları yerden devam edeceklerinin mesajını verdiler. Efes bitime 40 saniye kala 75-71 gerideydi sadece. Maçı kazanmaya yönelik hamle yapabilecek konumdaydılar ama Fenerbahçe Ülker etkili performansıyla buna izin vermedi. Mirsad ve Semih ile kazanmasını bildiler ve tebrikleri hak ettiler.