Fener'in fendi

A -
A +

Geçmiş yıllardan farklı olarak, "Herkesin herkesi yenebildiği" tanımının gerçekten de yerini bulduğu rekabet dolu bir lig izliyoruz. Şampiyonluk adayı çok sayıda takım 4'er, 5'er, 6'şar mağlubiyetle sıralanıyorlar. Böyle bir ortamda alınan mağlubiyetlerin niceliğinin yanında niteliği de önem kazanıyor. Sezon sonunda galibiyet ve mağlubiyetlerin hepsi silinecek ve play-off mücadelesi başlayacak. Play-off'larda yaşanacak çok tekrarlı kapışmalarda, hangi takımının temelleri daha sağlam ise o daha şanslı olacak... Daha önce de vurguladığımız, "duraklama devri" G.Saray'da artık iyice hissedilmeye başladı; Antalya Belediyesi lideri devirdi ve üst sıralardaki kapışmayı heyecanlı hale getirdi. Hüseyin'in olmadığı dönemde, Fatih ve Cemal ikilisinden toplam 10 dakika yararlanan G.Saray, kendisine kıyasla çok daha mütevazı Antalya ekibini şut yüzdesi, hava topları, top çalma, top kaybı gibi kilit istatistiklerin hiç birinde geride bırakamayınca, rakibine skorda da teslim oldu. Sıkıntı, sahip oldukları zengin yabancı yetenek kaynaklarını koordine etmekte yatıyor gibi. Erdem, Murat ve Cüneyt gibi yerli oyuncuların ortalamalarının üzerindeki katkısı olmasaydı, sonuç daha da farklı olabilirdi. Türk Telekom, Selçuk Üniversitesi'ni farklı yenerek yoluna devam ederken, eski süratli ritimlerine ve 100 sayının üzerindeki ofansif performanslarına geri döndüklerini gösterdiler. El Amin hakikaten çok önemli bir faktör olsa da, Wright'a gereğinden fazla bağımlı olmaktan dolayı alınan dersi unutmamak önemli görünüyor. Efes'in çıkışta olduğu ve sakatlıklar sarı-lacivertlileri olumsuz etkilediği bir dönemde, kağıt üzerindeki ibre Efes'ten yana olsa da, sahada tersi oldu. Oyunun son bölümünde güçlü bir kazanma iradesi sergileyen F.Bahçe Ülker, güçlü rakibini bir kere daha yendi. Sarı-lacivertliler, yukarıda belirtilen nicelik kapsamında avantajlılar, çünkü pota altında güçlüler. Genel olarak iyi savunma yaptılar ve Efes'i dönem dönem sıkıştırdılar (3/19 üçlük isabeti). Pota altında 15 sayı, 13 hava topuyla galibiyet yolunun taşlarını döşeyen isim Ömer Aşık oldu. Takımını o yolda geçirip galibiyete ulaştıran da Solomon. Bazen kontrolsüz de olsa, teknik faul alıp takımına zarar da verse Solomon sonuç itibarıyla çok yetenekli bir oyuncu ve kazanmak için her şeyini verebiliyor. Üçüncü periyotun büyük bölümünde kenarda oturup gücünü topladıktan sonra, son periyotun ortalarında sahaya döndü ve takımını galibiyete götürdü. Karşıyaka, son derece zevkli bir mücadelenin sonunda Beşiktaş'ı yenerek zirve ile arasındaki mesafeyi kısaltmaya devam etti. Beşiktaş son periyota kadar savunmayı bir türlü oturtamadı. İlk yarıda yedikleri 62 sayı maçın kaderini büyük ölçüde belirledi. Drobnjak'ın getirilmesi, ya da başka bir sebepten Kaya'nın performansı sınırlanınca, Beşiktaş'ın İzmir ekibini zorlayabilecekleri pota altı bölgesinden gereken verimi alamadığını düşünüyoruz. Üç silahşorların her zamanki performansına eklenen Barış ve Asım'ın 14'er sayısı İzmir ekibi adına galibiyetin anahtarı olurken, aynı zamanda skor üretimini 5 kişiye hapseden bir kısır döngü oluşturdu. Banvit'in, Kepez Belediyesi'ni kendi sahasında farklı yenmesi potansiyelleri ölçüsünde oynamaya başlamalarının sonucuydu. Bundan sonra sıralamada yükseleceklerdir. 5 kişiyle oynayan Kepez ise Karşıyaka gibi rotasyonu genişletmenin ve skor üretimini daha fazla kişiye yaymanın yolunu bulmak durumunda. Mersin Belediyesi, Kolejliler'i uzatmada yenerken, O.Renault ise F.Bahçe'den sonra Beykoz'u da yenerek çıkışını sürdürdü. Arka arkaya alınan bu iki deplasman galibiyeti, Bursa ekibini 23 puana taşıdı ve oldukça rahatlattı. Bu arada Darüşşafaka da, son anlarda çok zorlanmasına rağmen Alpella'yı yenerek ümitlendi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.