Aynı gün futbol milli maçı da olmasına rağmen Halkapınar Spor Salonu'nu İzmir seyircisinin epeyce doldurması iyi oyun için güçlü bir arka plan oluşturmuştu. Kuzey'in sert ekibi Letonya, Avrupa klasmanında üstte olmamasına rağmen hareketli kısalarıyla etkili bir takımdı. Avrupa Şampiyonası'na iki haftadan az süre kala resmi platformda kimse henüz boyunun ölçüsünü almış değildi; böyle bir ortamda Letonya da kendine göre hedefler belirlemişti ve var güçleriyle mücadele ediyorlardı. Yıldız oyuncuları Biedrins'in ilk 8 dakikadaki 9 sayısı onlara ivme kazandırdı (12-12) ve ilk periyodu önde bitirdiler. Sert savunma yaparak ilk yarıda bize uzun süre kolay basket vermediler. Semih'in daha iyi kontrol ettiği Biedrins, üçüncü faulünü yapmasıyla oyundan alınınca faktör olmaktan çıktı (ama ikinci yarıda geri gelip epeyce canımızı yaktı.) Valters'in topla dalışları süratli kısaları daha iyi durdurmamız gerektiğini gösterdi. İkinci periyodda İbrahim'in üçlükleri hücum etkinliğimizi artırdı. Kolay sayı bulamamamıza rağmen oyunda kontrolü sağladık. Düşük skorlu yüksek çekişme üçüncü periyodda da sürdü; iki takım da diğerine karşı 6 sayıdan fazla üstünlük sağlayamadı maç boyunca. Letonya'nın hedefi buydu zaten, düşük skorlu oyun bizim daha yüksek kapasitemize karşın onlara maça ortak olma şansı getiriyordu. Bu şekilde Letonya üçüncü periyodu az farkla önde bitirdi, ancak hemen arkasından İzmir seyircisinin de müthiş desteğiyle dengeyi lehimize çevirmeye başladık. Oyun kurucularımızdan skora pek katkı alamazken, Ender bu eksikliği kapattı. Letonya yine pes etmeyince son birkaç dakikada her basket adeta altın değerine ulaştığı son birkaç dakikada biraz daha dikkatli hücum etmek yeterli oldu, topu iyi kontrol edip istediğimiz galibiyeti aldık. Kapasitemizi henüz tam olarak sahaya yansıtmasak da turnuvaya galibiyetle başlamak önemliydi. Bugün Letonya'dan daha güçlü Hırvatistan ile oynayacağız. Hazırlık döneminin final safhasında maç ritmimiz her gün daha iyiye gidecektir.