Ülkemizin bir sürü ekonomik sorunla boğuştuğu yetmezmiş gibi birde dünya gündemine damgasını vuran çatışmalarla, iyice ağırlaşan şartlar içinde start alan basketbol ligi üçüncü haftasını geride bıraktı. Kulüplerin doğal olarak bütçeleri kısıldı, ligdeki takım sayısı azaldı, yabancı oyuncu sayısı düştü, ancak bardağın boş olan bölümünü olduğu kadar dolu olan kısmını görmek yine bizim elimizde. Lig bizim ligimiz, ilk iki haftanın da gösterdiği gibi takımlarımız yine dişe diş mücadale ediyorlar. Üstelik bu zor şartlarda başarılı olma arayışları, takımlarımıza ileriye yönelik çok değerli tecrübeler de kazandıracaktır. İçinde bulunduğumuz yeniden yapılanma sezonu kendilerini ispatlamaya çalışan genç oyuncular için bulunmaz bir fırsattır. Önümüzdeki haftalarda sivrilen bir çok isim olacaktır, ancak şimdiden çıkış yapan Fatih Solak herkesin dikkatini çekmeye başladı bile. Ülker'den kiralık geldi ve genç oyunculardan kurulu Beşiktaş'a önemli katkılar yapıyor. Birkaç gün önce Koraç Kupası'nda oynadıkları maçta 5 faulle oyundan çıkana kadar pota altını rakip oyunculara kapatmıştı. Darüşşafaka karşısında da çok etkiliydi. Fiziği iyi, tek eksikliği oyun tecrübesi ve çok çalışmak; sezon boyunca bol bol oynama fırsatı bulacağı düşünüldüğünde yakaladığı fırsatın önemi daha iyi anlaşılıyor. Beşiktaş takımı da aynı Fatih gibi (ve onunla birlikte) önümüzdeki haftalarda performansını arttıracaktır. Genç ve yeni kurulan kadronun oturması birkaç hafta sürecektir. Bir de dışarıdan sayı üretmeye ihtiyaçları var, Tufan dönem dönem şutları soksa da, "takım oyunu anlayışı" açısından kat etmesi gereken çok yol olduğu görülüyor. Siyah-beyazlılarla kendi sahalarında erken oynamanın avantajını yaşayan Darüşşafaka ise maçın tümünde değilse de son dakikalarda iyi oynayarak arayı kapattı ve değerli bir galibiyet elde etti. Haftanın en çekişmeli maçı F.Bahçe-İTÜ karşılaşmasıydı. Hem ilk yarısı, hem de normal süresi berabere biten karşılaşmanın uzatma devresinde son gülen taraf, Orhun ve Levent'in tecrübeleriyle ağır basması sonucunda İTÜ oldu. 34 ve 35 yaşındaki bu ikilinin performansı İTÜ maçlarına ve olgunluk dönemlerindeki yıldızları kolayca kenara atmaya hazır spor kültürümüze ayrı bir boyut getiriyor. Normal sürenin sonuna doğru maç F.Bahçe aleyhine sonuçlanacak gibiyken, teslim olmayan ve maçın uzatmaya gitmesinde önemli pay sahibi olan Zaza bir diğer sivrilen isimdi. Kambala pota altında bir sürü kolay sayı üretince, Mehmet Okur ve diğerleri de ona eşlik edince Efes, Kolejlileri farklı yendi. Ülker de G.Saray'ı farklı yenerken zorlanmadı. Sarı-kırmızılılar ilk periyod hariç oyunda etkili olamadılar. İki Ankara ekibi arasında yaşanan bir diğer çetin mücadele kazanan Büyük Kolej oldu. Radoseviç'in kırk küsür sayılık performanslarıyla lige iyi bir başlangıç yapan Telekom için beklenmeyen bir mağlubiyetti. Yabancısı olmayan ve hava toplarındaki dezavantajlarına rağmen galibiyete ulaşan Büyük Kolej, bir anlamda bizim oyuncularımızın başarısını da simgeliyordu. İzmir'deki mücadeleyi ise konuk O.Renault'a karşı kendi saha ve seyirci avantajını iyi kullanan K.Yaka kazandı.