Sezon başında bütün maddi olumsuzluklara rağmen 'şampiyonluk' hedefini cesurca telaffuz eden G.Saray ile iddialı görünmese de sessizce çok iyi bir takım kuran ve gözünü yükseklere diken Beşiktaş arasındaki mücadele taraftarları basketbola doyurdu. Çok çekişmeli başlayan karşılaşmanın ilerleyen dakikalarında G.Saray ağırlığını koydu. Halil Üner takımını daha iyi hazırlamış görünüyordu; ilk yarıda tempoyu kâh yavaşlatıp oyunu kontrol eden, kâh hızlandırıp fast break sayıları bulan, istediği zaman tam saha baskı yaparak inisiyatifi elinde tutan taraf G.Saray oldu. Beşiktaş ise pek etkili değildi. Savunmaları yumuşaktı; özellikle pota altını kapatan kimse yoktu. Beşiktaş'ın gevşek savunması karşısında sarı-kırmızılı skorerler hem uzak mesafeden, hem de pota dibi yakın atışlardan bir sürü kolay basket ürettiler ve ilk 20 dakikada 51 sayıya ulaştılar. İlk yarı bittiğinde bütün göstergeler Beşiktaş'ın aleyhinde idi. G.Saray net bir üstünlük sağlamıştı ve maçı kazanacak gibi görünüyordu. Gerçi Ayuso Beşiktaş adına hücumda mükemmel oynamaktaydı - hiç boş atmadan 18 sayı üretmişti - ama Beşiktaş maç kazanmaya yönelik mücadele kategorilerinde takım halinde etkili olamadığından Porto Rikolu'nun performansı sonucu değiştirebilecek gibi görünmüyordu. G.Saray da böyle düşünmüş olmalı ki, ikinci yarıya oldukça gevşek çıktılar, ancak karşılarında beklemedikleri bir Beşiktaş buldular. Başta Faruk olmak üzere mücadele etmeyen oyuncularını kenara alan siyah- beyazlılar Tolga Tekinalp, Mustafa Abi, Ruziç gibi oyunculardan oluşan savaşçı bir beşle oynamaya karar vermişlerdi. Kolay kolay sayı yemiyorlardı artık ve her top için mücadele ediyorlardı. İkinci 20 dakikada G.Saray'ı sadece 20 sayıda tuttular. Coach İhsan Bayülken'i oldukça kötü bir ilk yarının arkasından takımına bu kadar etkili bir ikinci yarı oynatabildiği için tebrik etmek gerekiyor. Büyük silahı Ayuso'yu da çok doğru bir yerde dinlendirdi; son periyodda onu tekrar oyuna aldıktan sonra G.Saray'ı yakaladılar ve farka gittiler. Wilson'dan verim alamayan Beşiktaş dünkü maçın ikinci yarısında pivot pozisyonuna da iş yapacak bir oyuncu monte ettiği takdirde ligde neler yapabileceğini gösterdi. Ancak madalyonun öbür yüzünü de - ilk yarıyı - unutmamak gerekiyor; mücadele etmeyi sürdürmek kaydıyla tabii.