İlk sekizdeyiz

Aldığımız her galibiyet bizi hedefimize biraz daha yaklaştırırken üzerimizdeki baskıyı da arttırıyordu. Gücümüzü gören diğer takımların bize daha iyi hazırlanmaları ve bizi yenmeye daha fazla motive olmaları da bir başka sonuçtu ki dalgalı neticelerin alınabildiği bu turnuvada bu tip faktörler etkili oluyordu. Üçüncü maçtaki rakibimiz Rusya'nın Fransızlardan 30 sayı fark yemiş olmaları hiç önemli değildi, geçen yılın şampiyonu ve oldukça iyi bir takımdılar. Maçın başlamasıyla da bunu gösterdiler. Derslerini iyi çalıştıkları belliydi; akıllı savunma yaparak bizi hücum düzenimizden çıkardılar. Kaptıkları topları hızlı kullanarak bizi geri gelmeden yakalayıp kolay sayılar ürettiler. Oğuz'u dışarı alıp Ersan'ı sahaya sürerek dış skor gücümüzü ve süratimizi arttırdık, ancak Semih'in adamını dışarıda kovalamak zorunda kalmasıyla reboundlarda zorlanmaya başladık. Ruslar penetre ederek yardım çektikten sonra topu dışarıdaki en uzak adama çıkararak savunmamızı zorladılar ve biraz da şansın yardımıyla kritik hücum reboundları aldılar. En önemlisi de savunma dirençlerini hiç düşürmediler ve ilk yarıyı beklemediğimiz bir şekilde 33-33 berabere bitirdiler. Biz ise çok iyi oynamadık. İlk yarıda Rusların 8 hücum reboundu ile onların saldırgan savunmasına karşı 9 top kaybetmemiz (bunların 7 tanesi Rusların top kapma hanesine yazıldı ve aleyhimize hızlı hücumlara dönüştü) bizi oldukça yaralamıştı. Bizim kadar yüzdeli atamamalarına rağmen kaçırdıkları topları yeniden kazanarak avantaj sağlamışlardı. Üçüncü periyodda Ruslar oyunda üstünlük kurdular. Biz fena mücadele etmemekle birlikte istediğimiz gibi etkili olamadık. Ruslar her biri ayrı ayrı canımızı yakan 5 hücum reboundu daha aldılar. Bu dönemde faullerle üçlükleri düşük yüzdeyle atmasalar fark daha da açılabilirdi. 30 dakikanın sonunda 41 sayıya ancak ulaşabilmiştik ve iş son periyodda bireysel kıvılcımlara kalmıştı büyük ölçüde. Bitime 5 dakika kala skoru eşitledik (53-53) ancak öne geçemedik. Son saniyelerde oyunu uzatmaya götürme şansımız ortaya çıksa da Hakan'ın çok uzun mesafeli atışı basket olmadı. İyi takım olmak her seferinde iyi oynamayı getirmiyor ancak aksayan konuları düzeltme kapasitesini gerektiriyor ve de en önemlisi mağlubiyetleri telafi etmesini bilmeyi. Grupta aldığımız bu mağlubiyet bize pek de pahalıya mal olmadı; ilk sekize girdik ve yolumuza devam ediyoruz. Dinlenme gününde yaramızı sarıp eskisinden daha güçlü bir şekilde hedefimizi kovalayacağız.