Kimsenin işi kolay değil

A -
A +

Kıyasıya bir mücadeleden sonra Ülker'in Banvit'i devirmesiyle zirveyi paylaşan 'eşpuanlı' takım sayısı 4'e indiyse de alt sıralardaki Beykoz'un lider Beşiktaş'ı ilk yarıda, Erdemirspor'un da ikinci sıradaki Efes'i maç boyunca kıyasıya zorlaması, yukarıdaki takımların işinin kolay olmadığını gösterdi. Son anda TBL'e yükselen ve hazırlıksız yakalandığı sezona mütevazi hedeflerle başlayan Beykoz, lider Beşiktaş karşısında ilk iki periyodun hakimi olduysa da kadro kapasitesi açısından avantajlı Kartal, özellikle son periyodda oyuna ağırlığını koyarak rahat sayılabilecek bir galibiyet aldı. Liderliğini sürdüren Beşiktaş'ta Kerem'in 14 asisti etkileyiciydi. Ülker, ligin önemli engellerinden olduğu tescilli Bandırma deplasmanından zor da olsa galibiyetle döndü. Banvit'in silahı Can'ın sakat olması ev sahibi ekibin organizasyonunu etkilerken, ilk yarıda pek yüzdeli atmayan İbrahim, kritik son dakikalarda sahneye çıkarak - attığı sayıların yanında aldığı 11 rebound özellikle belirtilmeli - maçın kaderini çizdi. Ülker'in oyun kurucu performansları daha iyi olabilirdi. Ligin alt sıralarında yer alan Erdemir, rakibinin kariyerinden etkilenmeyip kazanmaya oynayınca Efes Pilsen Ereğli'de ummadığı bir direnç buldu. Efes 3. periyodda oyundaki dengeyi kırmayı başarıp öne geçtiyse de Erdemir'in sert savunması ve mücadeleyi bırakmaması sebebiyle kıyasıya mücadele son ana kadar devam etti. Kaya'nın pota altı etkinliği, Efes'in ipi göğüslemesini sağladı. Erdemir, güçlü rakibini devirememesine rağmen, mücadelesiyle 'büyük düşünme' mesajı verdi. F.Bahçe Avrupa'da iyi gitmesine rağmen TBL'de yeterince iyi değil. Özellikle mücadele etme eksenine oturan iki temel konuda etkisiz kalıyorlar: Adam adama savunma ve hava topları. Böyle olunca Telekom, F.Bahçe'yi İstanbul'da yenerek kaybettiği zirveye doğru hamle tazeledi. İki takım arasındaki en önemli fark istatistiklere fazla yansımayan 'kollektif çaba' seviyesindeydi ki, Telekom'da Haluk bu konuda başı çekti. Maçın büyük bölümünde Telekom'un iç ve dış oyuncuları F.Bahçelileri teke tek geçmekte zorlanmadıkları gibi, potadan seken topları zahmetsizce toplayarak ekstra atış şansları yakaladılar. İdmanların büyük bölümünü savunmaya ayıran Aydın Örs'ün çabası tek başına yeterli olmuyor. Hücum yeteneği işi bir yere kadar götürüyor, sarı lacivertli oyuncuların mücadele konusuna yürek koymaları gerekiyor. Rasim'in sakatlığı şanssızlık oldu, iyileştiğinde onunla birlikte Barış ve Hakan gibi savunma yapabilecek oyunculara öncelik vermek iyi olabilir. Bir de Kambala'nın toparlanması lazım. Kadrosu itibarıyla bulunduğu noktadan daha yukarıları hak eden, toparlanmak ümidiyle önce idari sonra teknik değişiklikler yapan Tuborg'da işler iyiye gideceğine kötüye gitti: Cafe Crown G.Saray'dan 34 sayı fark yediler. İzmir ekibinin 1/18'lik 'rekor' üçlük atış yüzdesi biraz da sarı-kırmızılıların yükselen savunma direncinden kaynaklandı. Rakiplerini her açıdan sürklase ettiler ve yükselen çizgileriyle durgun başladıkları sezonun iddialı takımlarından biri olacaklarını gösterdiler. Her takım için sıralamada kendisi etrafında yer alabilecek takımlara karşı alınan galibiyetler öncelikle önemlidir; Mersin Belediyesi Darüşşafakayı kendi sahasında devirerek çok değerli bir galibiyet aldı. Pota altında sezon başından beri sıkıntılı olan, ancak bu eksikliğini atak savunma ve dış performanslarla kapatmaya çalışan Darüşşafaka, bir süredir bunu sürdüremiyor ve maç kaybediyor. Yeşil-siyahlılarda toparlanmayı ateşleyecek oyuncu Cevher olabilir, çünkü sahip olduğu fiziksel yeteneği sergileyebileceği ideal bir ortam var. Sayı atması fazla önemli değil, potadan uzaklarda dolaşmayı bırakıp her maçta yeterince hava topu alıp blok yaparsa takımına önemli katkı yapar. İlk periyodda net bir üstünlük (15-31) sağlayan Tekelspor, Pınar Karşıyaka'yı, Büyük Kolej de İTÜ'yü zorlanmadan yendiler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.