Kıyasıya mücadele

A -
A +

TBL'de bu sene rekabet gerçekten arttı; alt ya da üst sıralar olsun puanlar aslanın ağzında ve galibiyet, kim olursa olsun bütün takımlar için mücadele etmeyi gerektiriyor. Ligin zirvesini ilgilendiren kapışmada Efes, Ülker'i son dakikalarda devirip play-off'a lider girmenin altyapısını oluştururken, alt sıralardaki düğüm henüz çözülemedi. Altışar galibiyetle en alt sıraları paylaşan İTÜ, G.Saray ve Kolej'in her üçü de bu hafta mağlup olurken, Tekel ve Banvit de onların sadece birer puan üzerinde baskıyı hissetmeye devam ediyorlar. Efes karşısında farkı bir ara 15 sayıya çıkararak önemli bir üstünlük yakalayan Ülker, basit hatalar yüzünden farkı koruyamadı ve direncini koruyan Efes'e yenildi. Maçın sonucu gelişiminden farklı oldu aslında; ilk yarıda Fatih ve Kerem'le oynadıkları dönemdeki savunma direnç ve istekleriyle Efes'i geride bırakmalarına ve yine 3.periyoddaki etkili oyunlarıyla hiç yemeden 14 sayı üretip arayı tekrar açmalarına rağmen, performans sürekliliğini yakalayamayan turuncu-yeşilliler rakipleriyle nihai hesaplaşmayı play-off'a ertelediler. Efes ise genelde aleyhine gelişen maçı sonunda lehine çevirmeyi başarırken zor şartlarda kazanma kapasitesini sergiliyordu. Beşiktaş karşılaşması G.Saray için çok önemli son virajlardan biriydi. Her iki takımın da basketbol kalitesi düşük kapışmasından galip çıkan ev sahibi siyah-beyazlılar oldu. Beşiktaş potası altında epey tahribat yapan Keep'i daha fazla oyunda tutmak sarı-kırmızılılar açısından daha iyi bir tercih olabilirdi. İdari sorunlarla dolu bir sezonun sonuna doğru alt sıralarda bulunmanın baskısını artık iyiden iyiye hisseden G.Saray için çıkış yolu henüz vakit varken toparlanıp büyük düşünmekten geçiyor. Çünkü kadro kapasitesi olarak kendilerinden daha yukarıda yer alan birçok takımdan daha iyiler. F.Bahçe'yi az kalsın ikinci defa devirecek olan İTÜ, bu sefer kıl payı kaybettiği karşılaşmada kendisini alt gruptan biraz olsun yukarı atacak değerli bir puandan oldu. Birkaç gün önce aynı potalarda (Abdi İpekçi S.) Beşiktaş'ı üçlük yağmuruyla eleyerek FIBA Dörtlü Finali'ne kalan F.Bahçe oyuna çok iyi başladıktan sonra ikinci yarıda sıkıntıya - ve skorda 61-74 geriye- düştü. Nefesleri kesen son dakikalarda iyi savunma yapan ve hücumda isabetli atan sarı-lacivertliler, Mrsiç'in son iki saniye içindeki basketiyle kazanan taraf oldular. Yeni bir kazayı kıl payı atlatan F.Bahçeli oyuncuların bir konuyu dikkatle düşünmeleri ve oyunun emek harcanan alanlarına daha fazla konsantre olmaları iyi olacak: "Dış şut isabeti bazı maçları kazandırır, ancak şampiyonluklar (ve Avrupa'da Dörtlü Final) kazanmak için savunma yapmak da gerekecektir." Şemsettin'in kadro dışı bırakılmasının ötesinde, sakatlıklarla da boğuştuğundan Bandırma'ya eksik gelen Telekom'a farklı mağlup olmak Banvit'in hesapladığı bir şey değildi; Ankara ekibini ise bu maçtaki direnci için kutlamak gerekiyor. İkinci yarıda oyundan düşen Banvit, tehlikeli bölgeden kurtulmak istiyorsa kalan birkaç maçta yabancı oyuncularını tamamlayacak bir 'takım performansı' ortaya koymanın yollarını bulmalı. Karşıyaka ilk yarısını mağlup kapadığı karşılaşmanın son çeyreğindeki performansıyla Erdemir'i yenerken, maçın büyük bölümünde başa baş mücadele eden Karadeniz ekibinin son dakikalarda böylesine oyundan düşmesi ilginçti. Başıyla sonu farklı bir diğer karşılaşmada ilk yarıyı rahatça önde bitiren Darüşşafaka karşısında Phillips ile direnen Tekel, son anda galibiyete ulaşan taraf oldu. Barış'ın 27 sayıyla eski skorer kimliğine bürünmesi (bu sezon 9,5 sayı ortalaması geçen yılın yarısına ancak ulaşıyordu) ile rahatlayan Tuborg, alt sıralardan kurtulmak için bütün gücüyle galibiyet arayan Büyük Kolej engelini geçti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.