İki takımın kısa süre önce Tadım Türkiye Kupası'nda oynadığı maçın farklı sonucu bu maç için tayin edici değildi elbette ancak yine de F.Bahçe Ülker'i favori kılıyordu. Daha da önemlisi iki takımın birbirlerine karşı güçlü ve zayıf noktalarını yansıtıyordu. Beşiktaş Cola Turka'nın rakibine karşı etkili olabilmek için mutlak iyi savunma yapıp saha içi organizasyon sorunlarını aşması gerekiyordu. Bu arada Cevher'in göğüs göğüse mücadeleyi sevmemesi katkısını kısıtlıyordu. F.Bahçe ise sahip olduğu çok sayıda yıldızı entegre edebilme ve bu arada hiç olmazsa kabul edilebilir seviyede savunma yapabilme peşindeydi. Sarı-lacivertlilerin Kambala-Mirsad-İbrahim-Mrsic-Solomon beşi her türlü basketbolu oynayabilecek ve her ortamda sayı üretebilecek kapasitedeydi. Karşılaşmanın başında Kambala Beşiktaş potası altında arka arkaya sayılar bulurken siyah-beyazlıların adeta seyretmesi çıkış yolunu öncelikle savunmada araması gereken bir takım için şaşırtıcıydı. F.Bahçe hızlı hücumlarda da daha iyiydi ve seyircisinin müthiş tezahüratı altında oyunda üstünlük sağladı. Beşiktaş, mücadeleyi bırakmayarak ve rakibinin potadan dönen birkaç şutunu ustalıkla değerlendirerek oyunda dengeyi sağlayıp ikinci periyodun ortalarına kadar durumu iyi idare etti. Arkasından üçlük füzelere dayalı F.Bahçe patlaması geldi ve fark bir anda açıldı. Üçüncü periyotta Kambala'nın üçüncü faulünü alması sarı-lacivertlileri etkilemedi. Pota altında Oğuz'un da katkısıyla farkı 20 sayının üzerine taşıdılar (69-48). F.Bahçe'nin son periyotta rahatlaması ve yedek oyuncularına dönmesi tempolarını biraz düşürünce hamle fırsatı yakalayan Beşiktaş kaliteli Thomas'ın önderliğinde farkı azalttı. Ancak rakiplerini yakalamalarına yetecek kadar sayı üretemediler ve maçın sonucuna yönelik bir tehdit oluşturamadılar. Bundan sonraki karşılaşmalarda onlar için çıkış yolu, F.Bahçe savunmasının zayıf noktalarını daha iyi kullanmanın yollarını bulmak ve hücum organizasyonlarını toparlayarak daha fazla sayı üretmek olacaktır. Takımlarının sahip olduğu neredeyse limitsiz hücum gücünü izlemek Abdi İpekçi'yi dolduran 7 bin kadar F.Bahçe taraftarı için çok keyifliydi. Oyunun temposu baştan sona sarı-lacivertlilerin elindeydi ve sonucu da istedikleri gibi tayin ettiler. Gerekseydi daha fazlasını da atabilirlerdi.