Sinan'ın savunma gücü kattığı ilk beşimizle ve Oğuz'un sayılarıyla Litvanya karşısında iyi bir başlangıç yaptık; olimpiyat yolcusu onlar değil de bizdik sanki: 4-11. Ancak çabuk toparlanan Litvanya alan savunması yaparak yakın atış yollarımızı tıkayınca, hücum verimliliğimiz biraz azaldı. Bir süre sonra bizi yakalayıp öne geçtiler: 18-15. Kamp dönemi itibarıyla bu seviyede maç oynamaya pek hazır olmamamıza rağmen düzenimizi bozmadık. Litvanyalılar oyunun başına göre biraz daha kolay sayı bulmaya başladılar ve ilk yarı bitiminde 41 sayıya ulaştılar. İlk yarı sonucu yediğimiz skor itibarıyla normal bir durumdu ancak attığımız 33 sayı biraz düşüktü. Serbest atış yüzdemiz henüz istediğimiz düzeyde değildi (ilk yarıda %54). Dış atışlarda - özellikle üçlüklerde - etkin bir performansa sahip değildik. İlk 20 dakikada sadece 6 üçlük kullanıp, ikisini sayıya çevirdik. Mücadele düzeyi hiç de düşük olmayan ilk yarının en önemli karakteristiği, her iki takımın düşük tempolu oyunuydu. Kozlar daha çok set hücumunda paylaşıldı. Öyle ki; ilk yarıda kaydedilen hızlı hücum sayısı toplamı sadece 1 sayı idi ve o da bizim istatistik hanemizdeydi. Hızlı oyun ustası Litvanyalılara, hızlı hücumlardan hiç sayı şansı vermemiş olmamız önemliydi belki ama onlar da bize vermemişlerdi bu arada. Oyunun ikinci yarısında fastbreak üretimini artıran tarafın avantaj sağlayacağı görülüyordu. Nitekim tam saha baskı da dahil olmak üzere tempoyu yükseltip Litvanya'nın üzerine gittik ve kısa sürede arayı kapattık: 45-43. Ancak sonrasında arka arkaya ataklarını durduramayıp farkın açılmasına engel olamadık: 71-53. Litvanya uzunları pota altında oldukça etkili oldular. Bu aşamada kozlar büyük ölçüde paylaşılmıştı artık, ancak oyunu yine de bırakmadık. Son bölümde 10 sayı civarında geride olmamıza rağmen, çıkış yolları aramaya devam ettik. Skor üretimimiz düşüktü. Daha yüzdeli atabilirdik ancak bunların hepsinin önümüzdeki günlerde oturacağını düşünüyoruz. Aslında resmi şampiyona ölçeğinde pek iyi oynamadık ama yine de Litvanya'yı epey zorladık. Birkaç gün sonra olimpiyat oynayacak olmaları sebebiyle daha formda olan taraf onlardı ve maçı da kazandılar. İçinde bulunduğumuz dönem itibarıyla takımımız oldukça iyiydi. Başarı için çok önemli olan dayanışma, paylaşım, yardımlaşma gibi değerler erken kamp dönemi olmasına rağmen sahada açıkça görülüyordu. Oyuncularımızın birlikte oynamaktan zevk aldıkları belliydi. Sakatlıktan kurtulan kaptanımız Hidayet de kenardan gelerek iyi oynadı. Sadece sayı atmayı değil, kazanmak için gerekli tüm boyutları düşündü, arkadaşlarına pozisyon hazırladı. Milli takımımız bundan sonra hemen Türkiye'ye dönüp hazırlık çalışmalarını sürdürecek. Eylül ayındaki resmi eleme maçlarından önce 8 hazırlık maçımız daha var. İyi başladığımız çalışma dönemine, performansımızı daha da yükselterek devam edeceğiz ve 2009 Avrupa Şampiyonası biletini alacağız.