17 puanlı Telekom'un ardından gelen 4 takım - Beşiktaş, Efes, Banvit ve Ülker - lideri 16 puanla sadece bir galibiyet geriden izlerken, bir sonraki 4 takım - F.Bahçe, G.Saray, Darüşşafaka ve K.Yaka - 15 ve 14 gibi dar bir puan aralığında sıralanıyor ve takibi sürdürüyorlar. TBL'in 16 takımından 9'u gözünü zirveye dikmiş durumda ve herkesin herkesi yenebileceği güç dengesinde, her birinin kendi kararlılığı ölçüsünde şansı bulunuyor. Her hafta değişebilecek bu sıralama için mücadelenin giderek kızışmasına hazır olalım... Telekom, Efes mağlubiyetinin acısını 109 sayıya ulaştığı karşılaşmada İTÜ'den çıkardı ve liderliğini sürdürdü. Yüksek skor gücünü bir kere daha göstererek yoluna devam ederken, kapasitesi fazla olmayan İTÜ yabancı oyuncu takviyesi için kaynak arayışına yöneldi. Telekom'dan sonra Tuborg'u da son anda yenen Efes'de Granger ve Alper giderek düzeliyor. Tuborg buna rağmen son saniyeye kadar Efes'e kafa tuttu ve az daha Efes'e üçüncü mağlubiyetini tattırıyordu. Popovic'in faul atışı takımına galibiyeti getirirken, basketbolseverler kıran kırana bir maç daha izledi. Hava toplarında büyük (34/20 ki kaba bir hesapla 28 sayılık potansiyel eder) bir üstünlük yakalayan ancak bunu fazla top kaybı yaparak harcayıp avantajını kaybeden İzmir ekibinin, pota altında Asım ve Rahimiç'le, dışarıda Hakan ve iki Amerikalısıyla ligde birçok ekibi devirecek çizgiye geldiği söylenebilir. Pota altını iyi savunarak Beykoz'u dış şutlara zorlayan Ülker, dönen topları hızlı hücum sayılarına dönüştürerek rakibinden kolay sıyrıldı. Boğaz ekibi, kapasitesi kendisinden kat kat güçlü rakibine ilk periyodun dışında direnemedi. Oyun kurucu pozisyonundan bir süredir istediği verimi alamayan Ülker için Stefanov'un performansı ve 17 sayısı sevindiriciydi. Büyük Kolej antrenörü Naci Özonay, birkaç sezondur yaptığı gibi kadrosu kısıtlı da olsa takımını iyi yönetiyor ve rakip kim olursa olsun kazanmaya oynuyor. Murat'ın 21 sayısıyla Beşiktaş'a kafa tutan Kolej, kalan sürede kendi sahasında mücadele eden rakibine teslim olduysa da kolay yutulur lokma olmadığını bir kere daha gösterdi. Yoğun maç programında Beşiktaş'ın istediği iki puandı ve çok iyi oynamasalar da istediklerini aldılar. Banvit-F.Bahçe karşılaşması ligdeki dengeler açısından önemli bir hesaplaşmaydı ve Banvit'in kazanması, bu seneki iddialarının yeni bir tescili oldu. F.Bahçe savunmasının etkisizliği önceki haftalarda da zaman zaman sorun olmaktaydı; bu sefer Banvit'ten ilk 20 dakikada 49 sayı yemeleri ve Radosevic'i durduramamaları (32 sayı) farklı sonucun hazırlayıcısı oldu. Baldwin, Banvit'teki ikinci senesinde daha etkili bir yönetim gerçekleştiriyor. Ümit pota altında daha verimli; Can ise hem takımı oynatıyor, hem de sayı atıyor. Cameron sahadaki toparlayıcılığına ilaveten skor üretmeye başlarsa, Banvit'in kapasitesi daha da artacaktır. Orta sıraların iki güçlü takımı G.Saray ile Karşıyaka'nın hesaplaşması tam anlamıyla kıran kırana geçti. Sarı-kırmızılarda sakat olan Hadley sahada yer almazken, Dixon herkesin yerine oynadı ve 40 sayı atarak galibiyetin mimarı oldu. İzmir ekibinde Muratcan'ın başarılı performansı ve ona zaman zaman eşlik eden Bergersen'le İnanç'ın çabaları karşılaşmaya ortak ettiyse de Dixon'u bir türlü durduramadı. G.Saray arka arkaya maçlar kazanarak sıralamada yükseliyor, ancak performansları - en azından şimdilik - Dixon'a endeksli görünüyor. Oyun içinde radikal dalgalanmaların yaşandığı karşılaşmada Harun (31 sayı) ile etkili olan Mersin Belediye, farklı öne geçtikten sonra (36-19) Tekel'in toparlanmasıyla geriye düşüverdi: 72-58. Buna rağmen bitime 12 saniye kala bir 'Harun Erdenay üçlüğü'yle durumu yine eşitlemeyi başaran (88-88) Mersin, sonunda maçı tek sayı ile kaybetti. Tekel'in kenar yönetimi daha iyiydi. Mersin, dış oyuncuların etkin olduğu karşılaşmada Fırat'tan daha fazla faydalanabilirdi. Baştan sona büyük çekişme içinde geçen mücadelenin ilk yarısında üstünlük kuran Erdemir'e, üçüncü periyodda Gilbert'in sayılarıyla karşılık veren Darüşşafaka, mutlak galibiyet arayışındaki Erdemirspor'u deplasmanda devirerek haftayı kârlı kapattı.