Play-off'un çetin eşleşmesinde maçlar ilerledikçe sahadaki mücadele dozu yükselmekteydi. G.Saray'ın bariz üstünlüğü sarı-kırmızılıları ister istemez rehavete sürüklemesiyle ve 2-0 önde oldukları F.Bahçe serisi bitmeden bir sonraki rakip olacak Efes'i düşünmeye başlamalarıyla, durumdan faydalanan F.Bahçe'nin dirençli basketbolu durumu hemen 2-1 yapmıştı. Bugünkü maç aynı şekilde son derece kritikti, çünkü birbirlerine karşı bariz üstünlük sağlayamayan iki takımın alacağı sonuç, günlük performanslarına bağlıydı. G.Saray açısından seriyi bitirebilecek dünkü maçın ilk periyodu bitmeden eski denge yeniden kurulmuş gibiydi (22-11) F.Bahçe'nin etkili savunma yapmaması arayı kapatma çabasını zayıflatıyordu; nitekim oyundaki hamleleri G.Saray ataklarını Durdurmaya başladıklarında geldi ve arayı kapatıverdiler:24-26. Bu dönem G.Saray alan savunmasına karşı akıllıca top çeviren ve rakibini yıpratan sarı-lacivertliler, oyunda insiyatifi ele geçirebilecek bir konuma gelmişlerdi. Ancak alan savunmasına karşı en etkili silahı kullanamadılar, yani dış şutlarda etkisiz kaldılar. (ilk yarıda 1/10 üçlük) Maçı birlikte izlediğimiz eski Sovyetler Birliği'nin en büyük şütörlerinden Rimas Kurtiniatis, özellikle bu noktayı vurgulamaktaydı. Wilkerson'un sakatlanıp oyundan biraz düşmesi, Emre Ekim'in son derece etkisiz olmasına rağmen oyunda tutulması F.Bahçe'nin arayı açmasını engelleyen diğer faktörlerdi. Alan savunmasına çekilen G.Saray, aslında iyi oynamıyordu. Maçın başında buldukları hızlı hücumlardan sonra saha organizasyonları bozulmuştu. İlk yarıyı tek sayıyla da olsa önde bitirmeleri büyük ölçüde hava topu üstünlüklerine dayanıyordu (19-10). Nitekim birkaç isabetli dış şut F.Bahçe'ye hemen avantaj getirdi ve fark giderek açıldı (51-64). Erdal ve Davenport'u durdurmakta zorlanan G.Saray'ın Muratcan'ın bireysel çabasıyla ayakta kalmaya çalışması galibiyet için yeterli olamadysa da son dakikalardaki heyecanı arttırdı. F.Bahçe'nin sahadaki üstünlüğü, üç sayılık skorun yansıttığından daha fazlaydı. Her iki takımın taraftarları hiç susmadan takımlarını desteklediler. Oyundaki F.Bahçe üstünlüğü giderek yerleşirken sahaya atılan ve ortalığı sarı bir dumana boğan meşale, kapalı salon içerisinde her türlü anlayış sınırını zorlamanın ötesinde atıldığı G.Saray tribünlerinin tükenmekte olan direncinin simgesi gibiydi. F.Bahçe'nin bu galibeyeti serideki durumu eşitlemekle kalmadı, serideki üstünlüğünü göz göre göre elinden kaçıran G.Saray'ı dezavantajlı konuma getirdi. Play-off'ta hamle yapmak için getirdikleri Owens'i yine hiç kullanmayan sarı-kırmızılıların şimdi strateji tazelemesi gerekiyor; son maçta ne yapacaklarını merakla bekliyoruz.