A Milli Takımımız sonunda sezonu açtı. Geçen yılın parlak sonuçları neticesinde heyecanla beklenen ilk çalışma, davet edilen bütün oyuncuların katılımıyla gerçekleşti ve son derece iyi geçti. Koçumuz Tanjevic'in, "Geçen seneden daha iyi bir takım olacağız" saptaması göğsümüzü kabartırken, sonuca yönelik iddiamızla birlikte 'takım olmanın' önemine de işaret ediyordu. Her biri dünya çapında birer yetenek olan oyuncularımızın uyum içerisinde yaptıkları adaptasyon ve kondisyon çalışmalarındaki özverileri başlangıç için çok iyiydi. Özveri ve dayanışmanın üst düzeyde sürdürülmesi önümüzdeki iki aylık dönemde öncelikli amacımız olacak. Geçen yıl Mehmet ve Hidayet'in yer almadığı 12 Dev Adam, birbirine kenetlenerek tarihimizdeki en büyük Dünya Şampiyonası başarısı olan altıncılığı yakalamış ve tüm Türkiye için övünç kaynağı olmuştu. Birçoğu az farkla kazanılan galibiyetlerde takımın birlikteliği ve mücadele gücü büyük rol oynamıştı. Farklı geriye düştükten sonra dahi oyundan kopmayıp mücadeleyi sürdürmemiz sayesinde elde ettiğimiz ve neredeyse tüm otoritelerin paylaştığı 'teslim olmayan ve son ana kadar mücadele eden takım' yakıştırmasını gururla taşımıştık. Önümüzdeki Avrupa Şampiyonası bir anlamda Japonya'daki Dünya Şampiyonası'ndan daha da zor olacaktır, çünkü katılan 16 takımdan 11 tanesinin hedefi İspanya'da madalya almaktır. Bu hedeflerin hiçbiri hayali, ya da abartılı değildir. Birçok takım sahip olduğu yetenek düzeyiyle gözüne kürsüyü kestirmektedir. Neredeyse bütün takımlar rakiplerinin çoğunu yenebilecek güçtedir ve bu durum takımları kağıt üzerindeki kapasiteleri kadar, maç günündeki durumlarını önemli hale getirmektedir. Avrupa Şampiyonası'nda birbirine yakın güçteki takımlar arasındaki kritik maçlarda, o gün kapasitesini sahaya daha iyi yansıtan, daha iyi mücadele eden, daha iyi motive olan taraf galibiyete daha yakın olacaktır. Amerikalıların söyledikleri gibi, "Bu turnuvanın herhangi bir gününde herkes herkesi yenebilir." 12 Dev Adam üç günlük ilk çalışmanın ardından dağ kampında kondisyon depolamak ve arkasından ilk hazırlık maçlarını oynamak için bugün İtalya'ya gidiyor. 5 Ağustos Pazar günü yurda dönülecek ve ikinci İstanbul kampı içerisinde, geçen yıl nefes kesen bir mücadele sonrasında devirdiğimiz Avustralya ile iki hazırlık maçı oynanacak. 10 ve 11 Ağustos'ta Abdi İpekçi'de oynanacak karşılaşmalar, İstanbullular için yıldızlarımızı bu yıl canlı izleyebilecekleri tek fırsat olacak. Efes Pilsen World Cup bu sene İzmir'de. Geçen yıl Ankara'da oynanan turnuvanın, bu yıl 22-26 Ağustos tarihleri arasında İzmir'de düzenlenmesi Çinli Yao Ming başta olmak üzere dünya çapında basketbol yıldızlarının İzmirliler tarafından canlı izlenecek olmasının ötesinde, Milli Takımımızın Egelilerle kucaklaşması açısından da önem taşıyor. Ağır idman programıyla birlikte gerektiği kadar hazırlık maçı da oynayarak Avrupa Şampiyonası'na en iyi şekilde hazırlanacağız. Hedefimiz her zaman olduğu gibi yine oldukça iddialı; Avrupa Şampiyonası'nda derece yapmanın yanında 2008 Pekin Olimpiyatları'na katılma hakkını yakalamak istiyoruz. Büyük hedeflere emek koymadan ulaşmak mümkün olmuyor, şans da dahil olmak üzere birçok faktörün olumlu olması gerekiyor. Sonuç itibarıyla gelinecek nokta büyük ölçüde oyuncularımızın özverisine ve kolektif dayanışmamıza endeksli olacaktır. Yolumuz açık olsun....