Savunma olmayınca...

Bu sene gücünü savunmadan ziyade hücumdan alan Efes, Maccabi karşısında da iyi hücum ederek başladı. Tempolu oyun ve isabetli şutlar İstanbul'un soğuğuna rağmen salona gelen seyirciyi coşturacak cinstendi. Ancak savunma performansı vasatın üzerine çıkamayınca Maccabi de aynısını Efes'e yaptı. Acele etmeden set düzenlerini uygulayarak, akıllıca hücum ettiler ve isabetli atışlar buldular. (14-14) Nicholas ve Serkan gibi iki önemli skorerin yokluğuna rağmen hücumda sıkıntı çekmeyen Efes, Gregory'nin atışlarıyla 23-14 gibi önemli bir üstünlük yakaladı. Yapılması gereken bu fırsatı iyi kullanarak oyundaki üstünlüğü tamamen ele geçirmek iken yumuşak savunma yapınca, dışarıdan boş atışlar bulan ve her istediğinde Efes pota altına girebilen Maccabi, hiç yemeden 15 sayı üreterek üstünlüğü ele geçiren taraf oldu. Hafta başında Katash'ı gönderen ve menajer Sherf'i koçluğa kaydırarak şu ana kadar pek iyi gitmeyen sezonda yeni bir açılım kovalayan Maccabi ile oynamak için ideal bir hafta değildi aslında. Efes'in geriye düşüşüne bazı kolay atışların potadan dönmesi ve basit top kayıpları katkı yaptıysa da, asıl neden yetersiz savunmaydı. İlk periyodun son saniyesinde rakibin orta sahadan ümitsizce yaptığı atışa elini dahi kaldırmayan Penn, bu etkisizliğin baş mimarlarından biriydi ve böyle olunca kendi attığı onca sayının sonuca yönelik bir hükmü olmadı. İlerleyen dakikalarda fark 15 sayıya çıktıktan sonra (38-53) direncini biraz artıran Efes, tribün desteğiyle birlikte elinden geleni yaptıysa da, Tel Aviv ekibi yüksek yüzdeli atışlarla aranın kapanmasına imkan vermedi. İlk maçta Maccabi'ye deplasmanda kıl payı ile boyun eğen temsilcimiz rakibinin dünkü etkili oyunu karşısında çok istediği halde İstanbul'da da galibiyete ulaşamadı.