Savunmaların düellosu

A -
A +

Abdi İpekçi'nin devreye giren perde sistemi, gelen seyirci sayısının yüksekliği yüzünden bölüm bölüm kaldırılmak zorunda kalsa da bu iyi bir gelişmeydi; kalabalık seyirci kitlesinin oluşturduğu son derece güzel bir atmosfer vardı. Efes'in oyuna ard arda iki isabetli üçlükle başlaması, bir süredir dış şut isabetinde yaşadıkları istikrarsızlığı tekzip eder gibiydi; Domercant 'ın daha ilk dakikadan dikkati çeken ofansif gayreti de onunla ilgili, "henüz takımına alışamadı" görüşlerini çürüttü. Ermal ve Kaya pota altında üzerlerine düşeni yapıyorlardı zaten. Böyle olunca Efes göz açıp kapayıncaya kadar üstünlüğü ele geçiriverdi (2-12). Ülker cephesinde oyuna alınan Fatih 'in pota altı gayreti kadar Efes oyun kurucusu Solomon 'un arkadaşlarına pozisyon hazırlamaktan önce kendi dış atışlarını düşünmesi de (toplam 4/12 isabetle oynadı) oyunu kısa bir süre için dengeledi. (15-21) Ancak hemen arkasından Efes kontrolü yine ele alıverdi. Oyunun ilk 25 dakikasında Efes'in savunması mükemmeldi. Bu dönem boyunca Ülker'e dakika başına yaklaşık bir sayıdan fazlasını vermediler (29-44) Mustafa Abi 'nin hiç skor üretmemesine rağmen bu sürenin neredeyse tümü boyunca sahada kalması lacivert - beyazlıların savunmaya verdikleri önceliği gösteriyordu. Ülker'in 'Suskun Litvanyalılar'ı Efes savunmasını aşamayınca - ilk yarıda üçünün skora toplam katkısı sadece iki sayı idi - turuncu - yeşilliler de rakiplerini uzaktan takip etmek durumunda kaldılar. Ülker'in ilk 20 dakikada ürettiği toplam sayı kadar skoru, Efes'te sadece Domercant - Solomon ikilisi yaptılar. Önde olmalarına rağmen hamle üstünlüğünü elinde tutarak takımını çok iyi yöneten Oktay Mahmuti bu başarıda önemli pay sahibiydi. Çeşitli varyasyonlar arasında Solomon ve Ender 'i birlikte oynatmayı da deneyerek genç oyun kurucusunu sıcak tuttu. Ancak Ülker'in karşı hamlesini zamanında teşhis edemeyen de o oldu. Önce savunmasını toparlayan Ülkerspor, üçüncü periyod boyunca sadece 8 sayı verdiği Efes'i yakaladı ve Stombergas 'ın da devreye girmesiyle maça ortak oluverdi. (48-49) Son dakikalardaki Efes üstünlüğünün öncelikli nedeni rakibini yakaladıktan sonra - hedefe ulaşmış olmanın etkisiyle olacak - Ülker'in savunmasını gevşetmesiydi. Böyle olunca son periyodda 20 sayı bulan lacivert -beyazlılar galibiyete uzanıverdiler. Sahadaki en yüksek skoru (21 sayı) üreten kısacık Henry Domercant 'ın aynı zamanda 9 hava topuyla (2.18m.lik Zukauskas ile birlikte) sahanın en fazla rebound alan oyuncusu olması önemliydi. Efes'in galibiyetinin anahtarı Ülkerspor'u 60 sayıda tutmalarıydı. Ancak oyunun ilk ve son bölümü hariç aynı şekilde karşılık veren Ülkerliler de, Efes'i hiç de yüksek olmayan 68 sayıda tuttular. Günümüzde düşük skorların genelde statik ve donuk maçlardan kaynaklandığı kabul edilse de, bizce bu sefer öyle olmadı; sahadaki kıyasıya savunma mücadelesi baştan sona izlenmeye değerdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.