Sıkıntı serbest atışlarda

Sırbistan karşısında sergilediğimiz iyi oyun, maç ritmimizin giderek düzeldiğini göstermişti. İşler iyi gidince şut isabet oranımız da yükselmişti. Üç gün önceki karşılaşmada bizden daha iyi oynayan ve galibiyete ulaşan rakibimizi, özellikle de Sırbistan'a karşı iyi bir ritim yakaladıktan sonra finalde yenmeyi çok istiyorduk. İstekli ve iyi bir savunmayla başladık, hücumumuz da iyiydi. Daha hareketliydik, set oyunlarımız da oldukça iyi işliyordu ve bizim için kırılma noktası olabilen şutlarda da başarılıydık. Oyunu bir süre önde götürdükten sonra çok formda görünen Popovic'in attığı ve attırdığı sayılara çözüm bulmakta zorlandık. Hava toplarında istediğimiz başarıyı yakalayamadığımız ikinci periyodun bitimine doğru, bu oyuncunun sürüklediği Hırvat atakları sonunda geriye düştük: 31-39. İlk yarıdaki sıkıntılarımızdan biri serbest atış yüzdemizdi ve ikinci yarıda skora çok ihtiyaç duyduğumuz sıkışık anlarda da bir türlü istediğimiz isabet yüzdesini yakalayamadık. Ancak hiç vazgeçmedik ve inatla direnmeye devam ettik. Engin'in üçlüğü farkı 4 sayıya düşürdüğünde, bütün salon ayaktaydı ve İzmir seyircisi Hırvatları yakalama yolunda yine müthiş bir destek verdi takımımıza. Elimizden geleni yaptık, ancak şimdiden çok formda olan Hırvatları bir türlü yakalayamadık. İlk maça kıyasla daha iyi oynadık ancak onlar da çok iyiydi ve aranın kapanmasına izin vermediler. Tesellimiz, bizi yendikleri iki maçın takımımız için çok değerli bir hazırlık fırsatı sağlaması ve gelecek hafta Avrupa Şampiyonası başladığında daha iyi olabilecek marjımızın bulunmasıydı. Hırvatlar karşısında daha iyi yapabileceğimiz noktaları analiz ederek, benzer kapasitede güçlü ve hızlı rakiplerle oynayacağımız İspanya için hazır olacağız.