Çetin bir mücadelenin sahnelendiği normal sezonun sonuna geldik. Tofaş'ın kapanması, diğer takımlarımızın bütçelerini kısmaları birtakım mahsurları beraberinde getirdiyse de, en azından kadrolar arasındaki farkların azalmasını sağlayarak rekabeti arttırdı, hemen herkesin herkesi yenebildiği maçlar daha zevkli ve heyecanlı geçti. Üst sıralara yerleşen takımlarımızı artık Play-Off macerası bekliyor. En üst sırada ipi göğüsleyen takımımız Ülker oldu. Zaman zaman çok iyi oynadılarsa da maç içinde dahi dalgalanabilen performansları ve özellikle de maçların sonunu getirmekte zorlanmaları beklenmedik mağlubiyetler almalarına neden oldu. Özellikle de SuproLeague'den elenmelerine; Avrupa'nın birçok güçlü takımının olmadığı bir senede Avrupa platformuna çok erken veda ettiler. Serkan ceza almadan önce dahi bu mevkide daha güçlü olmaları gerektiğini defalarca dile getirdiğimiz Ülker'in Play-Off için yeni bir Yugoslav oyun kurucu getirmesi isabetli bir karardı; mevcut yabancılardan birisini (muhtemelen Goljoviç'i) kenarda oturtmayı gerektirse de şampiyonluk şanslarını arttıracaktır. Sezon içinde bir sürü sıkıntı yaşayan, Oktay Mahmudi'nin görevi devralmasından sonra daha iyi savunma yapmaya başlayarak toparlanan Efes, ligi ikinci sırada bitirmiş olsa da Play-Off şampiyonluğunun en büyük favorilerinden biri. Sahip oldukları çok sayıda yetenekli oyuncuyu görev dağılımına (ve belirli seviyelerde fedakarlığa) ikna edebildikleri ölçüde performansları yükselecektir. Sakatlığı geçen Kerem'i daha fazla kullanmalarını bekliyoruz. Üçüncü sırada Darüşşafaka yer aldı. Süratli ve heyecan dolu bir basketbol oynayarak sezonun büyük bölümünde liderlik koltuğunu kimseye bırakmadılarsa da son üç haftanın ikisinde Efes ile Ülker'e yenilmeleri hesaplarını alt üst etti. (Bir de üç Ankara deplasmanının üçünde de yenilmelerine kimse akıl erdiremedi.) Dengeli bir kadroları var, Rogers'in toparlayıcılığından da faydalanıyorlar, ancak Okunsky'i daha fazla kullanmanın yolunu bulmaları gerekiyor, bu da dengesiz ve acele atış tercihlerinden vaz geçip en azından fast break şansı geçtikten sonraki yarı saha hücumunda daha dikkatli oynamalarını gerektiriyor. Türk Telekom özellikle sezonun ikinci yarısında performansını yükselterek arka arkaya maçlar kazandı ve sıralamanın üst sıralarına yükseldi. Özellikle Acie Earl'ün pota altındaki etkili oyunu ve formunu giderek yükseltmesi (bu haftaki 45 sayılık performansı daha öncekileri de geride bıraktı) Ankara ekibinin Play-Off'taki en büyük kozu olacak. F.Bahçe ise sezona çok iyi bir başlangıç yaptıktan sonra sorunlar yaşamaya başladı. Alınmaması gereken mağlubiyetler alındı, bu arada beklenmedik şekilde bir Hollanda takımına elenerek Avrupa'ya da veda ettiler. Lukovski'nin biraz toparlanması ve pota altındaki güçlü taraflarını -son zamanlarda yaptıkları gibi- daha iyi kullanmaları Play-Off'ta önlerini açacaktır, ancak ne kadar başarılı olacaklarını yapacakları savunmanın etkinliği tayin edecektir. Troy Mrsiç'in dalgalı performansına bağlı olarak orta sıralarda hedeflediği bir pozisyonu elde ederken ve en önemlisi Karşıyaka'yı geride bırakırken, geçen yılın flaş takımı Beşiktaş istediği performansı yakalayamadı. Verim alamadıkları Woolridge'i geri gönderip yeniden yapılanmaya çalıştılar ve bunu bir ölçüde başardılar. Bu haftaki son maçlarında oldukça iyi savunma yapıp hızlı oynadıkları dönemde kendi sahalarının da avantajıyla hücumda da başarılı oldular. G.Saray ise sezonun büyük bölümünde maç kaybederek taraftarlarını kahrettikten sonra Orhun'u da geri dönmeye ikna ederek yeni bir başlangıç yaptı. İyi mücadele ettikleri sürece -Tolbert gibi kaliteli bir oyuncuyu yakalamış olmanın da etkisiyle- Play-Off'ta sürpriz yapabilecek kapasitedeler. Ligin yeni ekibi Büyük Kolej özellikle sezonun ikinci yarısında yaptığı atakla çok başarılı oldu. Karşıyaka ise bizce sahip oldukları kaynakların iyi yönetilmemesinin de etkisiyle (son birkaç sezondur basketboldan en fazla parayı kazanan ekibin Karşıyaka olduğu bir gerçek) maddi sıkıntılara girdiler ve oldukça başarısız bir sezon geçirdiler. Mydonose Kolejliler ile yaşanılan sorunlara rağmen Kombassan Konyaspor hedeflerine ulaşıp ligde kalmayı başarırken, ligin yeni ekibi Egepen Altay ile Efes'in genç oyuncularına tecrübe edinme platformu pozisyonundaki Muratpaşa Belediyesi bir süre sonra yeniden denemek üzere İkinci Lig'in yolunu tuttular.