Son gülen F.Bahçe

A -
A +

Normal sezonun son maçında kendi sahasında F.Bahçe'yi ağırlayan Beşiktaş, güçlü rakibini yenmek ve böylece bir dönem boyunca yaşadığı sıkıntıları geride bırakmış olduğunu play-off öncesinde herkese göstermek istiyordu. Öyle de oldu; maçın büyük bölümünde çok iyi oynayarak F.Bahçe'ye net bir üstünlük sağladılar, fakat işin sonunu getiremediler ve uzatmaya giden karşılaşmanın kazananı olmayı kıl payı kaçırdılar. İlk dakikalardan itibaren iyi mücadele eden, dirençli bir savunmayla F.Bahçe'nin sayı yollarını tıkayan, topu eline geçirdiğinde süratle rakibinin üzerine giderek cesur ve etkili bir basketbol oynayan Beşiktaş oyuna hakim oldu. F.Bahçe ise çok formda görünen Beard hariç pek savunma yapmıyordu. Beşiktaş içeriden ve dışarıdan sayı üreterek oyunu istediği gibi yönlendirdi. En şiddetli mücadele pota altındaydı. En az iki kişilik sayı atan ve hava topu üreten Bud Eley, rakibin iki pivotu Asım - Beard ikilisine tek başına kafa tuttu. Dördüncü periyoda gelindiğinde Beşiktaş'ın oyundaki üstünlüğü iyice tescil edilmişti. Lukovski'nin aldığı sportmenlik dışı faul arayı kapatmaya çalışan ama bunu bir türlü başaramayan F.Bahçe'nin üzerindeki baskının dakikalar ilerledikçe ne denli artmakta olduğunun göstergesiydi. Derken, F.Bahçe savunma yapmaya başladı, Beşiktaş ise birdenbire durdu. Evsahibi ekibin potadan dönen atışlarını başarıyla toplayan sarı-lacivertliler - bu süreçte Tolga epey katkı yaptı - bu topları arka arkaya fast breaklerle değerlendirdiler ve Beşiktaş'ı yakaladılar. Maçın son birkaç dakikası tam bir heyecan kasırgası şeklinde geçti. Her top öylesine değerliydi ki, iki taraf da sahada küçük bir pozisyon üstünlüğü için dahi büyük bir mücadele sergiledi. Maçın normal süresi berabere bitince heyecan olduğu gibi uzatma periyoduna taşındı. Kritik birkaç dış atışı sayıya çevirmeyi başaran F.Bahçe iki puanın sahibi olmayı başardı. Süleyman Seba Spor Salonu'nda kalabalık ve coşkulu bir seyirci topluluğu vardı, ancak zaman zaman küfürlerle gölgelenen tezahüratları ne Beşiktaş'ın büyüklüğüne, ne de kalitesiyle övündüğümüz ve Eylül ayında Türkiye'yi Avrupa'nın zirvelerine taşımasını beklediğimiz çağdaş sporumuz basketbolumuza yakıştıramadık.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.